• 'the pursuit of pleasure' kitabinda lionel tiger tarafindan evrimsel olarak ele alinan kavram. zevkin biyolojisi diye birsey oldugunu soyluyorlar yani, olay $u: odul ya da zevklerle ilgili bizim olusturdugumuz teoriler/beklentiler beyindedir haliyle, ve dopamin (serotonin vesaire de burada yer buluyor) tarafindan bir nevi gazlanmaktadirlar. evrimsel olayina geri donersek, hayatta kalmayi saglayan hareketler karsiliginda bekledigimiz/aldigimiz odulu zevk olarak algiliyormusuz (buradan da cevreye ayak uyduran genler ve dogal seleksiyona baglaniyor bu is).

    mesela artik guvende miyim olayini kafaya takmayan bunyede beynin zevk merkezleri baska eylemler tarafindan aktive edilmeye basliyor (spor yapmak, seker orani yuksek gidalar tuketmek, psychoactive maddeler - ecstasy mesela- kullanmak, vs. ornekler cogaltilabilir).

    (tiger, lionel (2000), the pursuit of pleasure, new brunswick, nj: transaction)

    zevkin bir cok sekli var, baskalariyla paylasilan deneyimler (film izlemek, futbol macina gitmek, transa girmek, vs. yine ornekler cogaltilabilir), buradan da michel maffesoliye ve tribal olaylara baglanmak mumkun.

    cesitli sosyal siniflarin 'zevk'leri de bir sekilde kontrol altina alinmis gecmiste. mesela 19. yuzyilda londra isci sinifi zevk icin gin tuketmeyi secerken, gin tuketimi sosyal duzene bir tehdit olarak algilanmis ve/veya yansitilmistir diger siniflar tarafindan.
    [reith, gerda (2004), "consumption and its discontents: addction, identity, and the problems of freedom," british journal of sociology, 55 (2), 283-300.]

    5 yil boyunca clubbing ve kulturunu arastirmis olan tuketim kulturu uzmanlari diyor ki marketplace, zevkin uretildigi ve tuketildigi bir yerdir, ve de clubbing kulturu rave kulturunun pazarlastirilmis halidir. bu kisilerin daha onceki arastirmasi da rave konusundaydi, ne diycem bilemiyorum. makale bircok acidan guzel ve okunmaya deger:

    christina goulding et al. (2009), the marketplace management of illicit pleasure," journal of consumer research, 35 (february), 759-771.
  • "epikür'e göre, zevkten yoksun olduğumuzda zevki ararız ama acı duymuyorsak zevke de ihtiyaç duymayız. uykusuzluk, açlık ve susuzluk doğal ve zorunlu ihtiyaçlardır. örneğin, susuzken suyu arzularız, giderince arzulamayız. epikür'e göre işte bu doygunluğun kendisi de zevklidir. acı yokluğu zevki, dertsizlik zevki, fiziksel ve zihinsel dinginlik (ataraxia). peşinden koşulacak zevk budur. dolayısıyladır ki zevk, esenlikli bir yaşamın hem başlangıcı hem de amacıdır."
  • ihtiyaca binaen değil arzuya hürmetendir.
  • hesabi soruldugunda tadi kalmayan an'lar butunu..
  • algı yoğunluğu...
  • elinde bulvar gazetesi benziliğin tuvaletinde masturbasyon yapan ameleden özel yatında manken kaldıran playboya, kuytu bir köşede köpeköldürene talip edenle, özel yatında manken hatunun göbeğinden moet et chandon içen kişilerin peşinden koştuğu kavram. yaşamı daha katlanabilir kılan fakat hayatın amacı olacak kadar değeri olmayan duygu hali.
  • ortak zevkler samimiyet yaratır..
  • ishal ken
    klozeye emanetin yarisini yetistirdigin an
  • şey bi dakka... cümleler eğer 80 yaşındaki bir kadının ağzından çıkarcasına, altın kaplamalı sublimasyon dolu ağdalı abartılı proust cümleleri olarak dökülmüyor ve kabızların dışkıladıkları gibi sadece susuzluktan kalın bir halde çıkmıyorsa, kendini bu ihtiyar anne kadınların hala peter pan kalmış ego idealinin iyice incelmiş bir tabakası içinde gördüğünden etrafındaki bütün nesneleri kocaman birer histeri abartısı olarak algılamıyorsa dile dil mi uzatacağız. bence bu eleştiri de bir o kadar ucuz sakil ve mahalli. ağızdan çıkan her söz karşı tarafın bizim için düşündüğünü düşünen bilinçdışımızın bir ürünüdür. sevgili divin sadece bir büyük başkasına inanırsanız imam olursunuz. başkasının da başkası vardır buna da zevk denir. zevkin ise ucuzu mahallisi olmaz
  • tartışılmaz derler.
hesabın var mı? giriş yap