• okuldan filistinli bir arkadaşımızın burayla ilgili olarak başına gelen hadisedir:

    türkçeyi yeni öğrendiği ve türkiye'ye yeni alıştığı zamanlarda, kadıköy-bağlarbaşı-üsküdar dolmuşuna biner. arkadaki kadın para uzatarak "zeynep kamil" der, bizimki de herkes kendi adını söylüyor sanarak parayı öne kendi ismini söylerek uzatıp garip bir duruma sebebiyet vermiştir. (bu vesileyle dolmuş düzenini anlamıştır ama...)
  • isim osmanlı zamanındaki bir olaya dayanır. zeynep güzel mi güzel kamil aşık mı aşık. mısır valisinin kızı olan zeynep ile osmanlı paşası kamil birbirlerini severler fakat baba pek istemez ve kızını mısıra götürür. iki aşık bu durumda yemeden içmeden kesilir olaya padişah el atar.* sevenler birleşir. evlenir bilin bakalım nereye yerleşir. ve bu semtin adı bu büyük aşktan gelir.
  • 155 küsur yıl sonrasında bile yaşamaya devam eden zeynep hanım ile yusuf kamil paşa’nın büyük aşkının öznesi olan ve günümüzde istanbul'da bulunan hastane adıyla özdeşleşen iki isim. dokunaklı

    ''genelde masallarda olur böyle aşk öyküleri.
    ya da eski türk filmlerinde..
    yoksul delikanlı, güzeller güzeli prensese aşık olur..
    bizimki de böyle bir öykü

    ama gerçek!

    tarihin sevgi bahçesinde yeşeren bir izdivaç
    sürgünlere, tehditlere direnen, acıyı bal eğleyen bir aşk
    mısır’da doğan, istanbul’da ölümsüzleşen bir yüce sevda
    prensesimiz, züheyla zeynep
    yoksul delikanlımız ise yusuf kamil
    o zaman başlasın hikaye:

    yusuf kamil yoksul bir ailenin çocuğuydu.
    malatya, arapgir’de doğdu ve küçük yaşta yetim kaldı.
    amcası osman paşa onu yanına aldı, okuttu.
    zeki, becerikli, dürüst ve çalışkandı.
    bilgi ve yetenek olarak yaşıtlarından farklıydı.
    21 yaşında divan-ı hümayun kalemi’ne katip oldu.
    4-5 yıl istanbul’da çalıştıktan sonra mısır’a vali kavalalı mehmet ali paşa’nın sarayına atandı.

    züheyla zeynep..
    mısır valisi kavalalı mehmet ali paşa’nın 3 kızından biriydi
    hidiv sarayının prensesiydi
    duygusaldı, narindi.
    yüreği insan sevgisiyle doluydu
    kahire’nin yoksullarına yardım eder, herkesin dertleriyle ilgilenirdi..
    büyüdükçe güzelleşti..
    isteyeni çoktu ama babası üstüne titriyor ve kızına layık ince ruhlu birini arıyordu.

    kader yusuf kamil ile züheyla zeynep’i kahire’de buluşturdu
    katip kamil, hidiv sarayında işe başladıktan sonra vali mehmet ali paşa ile tanıştı
    kısa sürede gözüne girdi, güvenini kazandı..
    konuşması ve yazılarıyla öylesine etkiledi ki, bir süre sonra mısır hazinesinin katibi oldu..
    yeni görevi nedeniyle sık sık valinin yanına çıkıyor ve kızı züheyla zeynep’i görüyordu
    ikisi de birbirinden etkilenmişti..
    yusuf kamil ne zaman valinin yanına çıksa, zeynep’in yüzü kızarıyor, kalbi sanki yerinde duramıyordu.

    gel zaman, git zaman kamil, mehmet ali paşa’ın evladı gibi oldu..
    sürekli rütbe atlıyordu..
    30’lu yaşlara gelince artık albaydı
    ve bir gün paşa çagırdı kamil’i yanına
    “zeynep ile birbirimize yakışıyorsunuz..kızımı sana nikahlıyorum” dedi.
    dillere destan bir düğün yapıldı ve prenses zeynep, yoksul delikanlı kamil’e nikahlandı..

    ancak, sarayda bu evliliğe karşı çıkan çoktu
    kim oluyor da bu kamil denen sıradan bir halk çocuğu kavalalı ailesinden kız alıyordu?
    nikah öylesine tepki almıştı ki, sarayın huzuru kaçmıştı.
    mehmet ali paşa ortalık yatışsın diye kamil’i kısa süreliğine istanbul’a gönderdi.
    1845 yılıydı.. sultan abdülmecid, kızı adile sultan’ı evlendiriyordu .
    kamil bizzat sultana mehmet ali paşa’nın tebriklerini ve hediyelerini sunacaktı.
    sultan ile aralarında sıcak bir dostluk oluştu.
    abdülmecid onu mirimiranlık (bkz: beylerbeyi) rütbesine yükseltti.
    kamil mısır’a geri döndüğünde bütün kayınbiraderleri ile mısır’ın ileri gelen eşraf ve devletlularını kendisine cephe almıştı.

    bir süre sonra kamil ile zeynep’in mutlu hayatı kabusa dönüştü
    önce mehmet ali paşa, ardından yerine geçen oğlu ibrahim paşa öldü
    yeni vali abbas paşa, kamil’e diş bileyenlerin başında geliyordu
    koltuğa oturur oturmaz kamil’e boşanacaksın dediler
    direnince asvan’a sürgüne gönderdiler
    hastalandı, doktor istedi vermediler
    “ya boşanacaksın, ya zindanı boylayacaksın” dediler
    tam zindanı boylayacakken, prenses zeynep’in gönderdiği terliği aldı kamil
    ve terliğin astarındaki gizli aşk mektubunu okudu.

    “hastasın, zindana girme..seni ömrümün sonuna kadar bekleyeceğim”

    kamil bu satırları okuduktan sonra gönül rahatlığıyla ve hiç tereddüt etmeden kendisine zorla uzatılan boşanma belgesini imzaladı.

    zaman su gibi aktı.
    kamil’in sürgündeki üç ayı dolmuştu.
    bir yolunu buldu ve sultan abdülmecid’i durumundan haberdar etti..
    çok sinirlenen sultan abdülmecid, mısır valisi abbas paşa’ya sert bir ferman gönderdi.

    “bizzat kendin asvan’a gidip, yusuf kamil’i sağ salim buraya göndereceksin”
    ferman padişahındı.

    sürgün bitmiş, kamil istanbul’a dönmüştü.
    sıra prenses zeynep’i getirmeye kalmıştı.
    yine bir yolunu buldu ve derdini sultana açtı.
    abdülmecid, abbas paşa’ya yine bir ferman yolladı.
    “tez elden züheyla zeynep hanımı istanbul’a gönder”
    abbas paşa tez elden gönderdi prenses zeynep’i.
    yıllar sonra kamil ile zeynep nihayet birbirine kavuşmuştu.

    eski evlilere ikinci kez nikah kıyıldı.
    damadın şahidi sadrazam reşit paşa, gelinin şahidi ise şeyhülislam arif hikmet bey oldu.
    üsküdar’da bir yalıya yerleştiler.
    zeynep, kocasına kavuşmasının mutluluğuna tutunmuş, iyiliklerini de artırmıştı. nerede bir şeye ihtiyaç var, koşuyordu.
    tüm bu iyiliklerin ve aşklarının arasında yaş aldılar. ama bir çocukları olmadı işte. onlar da hayıflanmak yerine birçok yetime ana baba oldu.

    sonra üsküdar nuhkuyusu'nda bir arsa aldılar ve 100 yataklı bir hastane kurdular. hastalar burada ücretsiz bir şekilde şifalarını buldu. geri kalan her şey de en ufacık bir noktasına kadar düşünülmüştü. göz kamaştıran bahçesi, külliyesi… hatta külliyeyi bir de camii ile taçlandırdılar. hatta zamanı geldiğinde yan yana ölümsüz aşklarıyla yatacakları türbeyi bile unutmadılar.

    155 yıl sonra bugün, hastanenin bahçesindeki türbede, prenses zeynep ile yoksul delikanlı kamil yan yana yatmaktadır.

    çok insan zeynep kamil’i tek bir kişi sanır.
    oysa bu hastane bize zeynep hanım ile kamil beyden kalan bir hatıradır..
    1862'de kurulmuş bu hastane, bugün bulunduğu semte de adını veren, "zeynep kamil kadın ve çocuk hastalıkları eğitim ve araştırma hastanesi” adıyla bildiğimiz o yer.

    mısır’da doğan, tarihin sevgi bahçesinde yeşeren ve istanbul’da ölümsüzleşen bir aşktır “zeynep kamil aşkı”
    onlar 18’nci yüzyılın “ferhat ile şirin’idir..
    ..ve bu aşk hikâyesi efsane değil, gerçektir..

    155 yılda 1,5 milyona yakın doğum ’un gerçekleştiği zeynep kamil çocuk doğum hastanesinde doğan, barış manço, bülent ersoy, burcu esmersoy, zara, nadide sultan ve murathan mungan gibi, meşhur olmuş çok sayıda siyasetçi, sanatçı ve sporcu bulunuyor.

    üsküdar’ın zeynep kâmil semtine adını veren zeynep kâmil çocuk hastanesinde, yüzyılı aşkın bir süreden buyana dünyaya gelen tüm kız bebeklerin göbek bağları zeynep, erkek bebeklerin göbek bağları ise kâmil adıyla kesiliyor...''

    kaynak: giritlilere dair her şey fb sayfası.
  • en sevdiğim yanı koşuyoluna yakınlığıdır, onun dışında kiralar koşuyoluna oranla daha uygundur, üsküdarın da güvenli semtlerindendir.
  • türkiye'de ilk kalorifer tesisatı cemil topuzlu nun başhekimlik döneminde zeynep kamil hastanesinde kurulmuştur.
  • dogumlariyla unlu, nufusu artiran istanbul'da bir hastane ismi.
  • doğduğum, büyüdüğüm ve yaşadığım semttir. her yere yakın olması sebebi ile anormal derecede yüksek kira fiyatlarına sahiptir. eskiden beri süregelen mahalle yapısını koruyabilmiş yegane semtlerimizdendir. lakin eski insanlarından eser kalmamıştır. takvimler 80'li yıllara yaklaştığı zaman orada oturan çoğu kişi caddebostan, suadiye gibi semtlere göç etmişler. karadeniz kökenli nüfusu çoktur. hepsi de candır, canandır.
  • 1808 yılında malatya arapgir'de doğan yusuf kâmil, amcası gümrükçü osman paşa'nın himayesinde öğrenim gördü. osmanlı sarayında kâtiplik görevi üstlendi. daha sonra mısır'a giderek burada kavalalı mehmet ali paşa'nın kızıyla tanıştı ve onunla evlendi. karı koca istanbul'a döndüler.
    kâmil paşa osmanlı devletine adliye, maarif, ticaret alanlarında hizmet ederken, eşi zeynep sultan da hayır hasenat işleriyle uğraştı.
    zeynep-kâmil çiftinin vezneciler'deki konağının kapısı gece gündüz açıktı. bu görkemli konak, ihtiyaç sahiplerinin bir ziyaretâhıydı, derler. o kapıya gelen kimse "mahsun" döndürülmezdi. zeynep hanımefendi, kapısına gelip halini arz edemeyenleri de gözetirdi. gelinlik çağına gelmiş yoksul kızların çeyizini hazırlar, evlendirir, düğünlerini yapar, çocuklarını sünnet ettirirdi. hanımefendi yazlarını geçirdiği yakacık, kartal çevresinde çeşmeler yaptırmış, susuz semtlere su bağlatmıştı. çeşmelerin açılış gününde limonata, vişne suyu akıttığı söylenir.
    ramazan ayında vezneciler'deki konağına iftara gelenlere diş kirası olarak armağanlar verdiği de bilinir.
    derler ki padişah abdülaziz bir ramazan, cuma namazını beyazıt camii'nde kıldı, oradan da maiyetiyle birlikte zeynep kamil konağına iftara geleceği haberini iletti.
    haberi alan kâmil paşa, konağından beyazıt camii'ne kadar, yola halılar serdirdi. altın, gümüş tepsi ve sahanlarla donatılan iftar sofrasından pek memnun kalan padişah, bu memnuniyetini birkaç kez vurgulayacaktı.
    zeynep kâmil sultan bir gün aksaray'dan geçerken, bir evin önünde kedilerin toplandığını görür. nedenini sorar, anlatırlar: bu evde yaşayan kadının sokak kedilerine yiyecek verdiğini öğrenir. o zaman kadının durumunu sorar zeynep kâmil. yoksul bir kadın olduğunu; salhaneye, kasaplara uğrayarak kediler için et artıkları topladığını öğrenir... bu durumdan etkilenen zeynep kâmil, kedisever emine hanım için kâhyasına emir vererek on beş altın aylık bağlatır. vakıf senedine de kadının adını yazdırır. emine kadının ölümü üzerine bu aylık onun mirasçılarına ödenir.
    üsküdar'da bulunduğu semte adını veren zeynep kâmil doğumevi, zeynep sultan'ın günümüze kadar yaşayagelen en önemli yapıtıdır. (hayırsever karı kocanın mezarı da bu doğumevinin bahçesindedir.)
    kâmil paşa edebiyatla da ilgili bir insandı. fransız yazarı fenelon'dan çevirdiği "telemak", türkçeye çevrilen ilk yapıt olarak edebiyat tarihine geçmiştir.
  • zeynep kamil bir kişiye ait isim gibi görünebilir.
    halbuki zeynep kamil, zeynep ile kamil'dir.
    aralarında şahane bir aşk yaşanmış;
    ama hiç çocukları olmamıştır.
    onlar da bir doğum hastanesi yaptırırlar.
    türk sinema sanayii film diliyle hikaye anlatmayı bilmediği gibi, kendisine ait şahane hikayeleri filmleştirmeyi de bilmez.
    aha da şahane bir film konusu size...
    https://www.cnnturk.com/…in-155-yillik-ask-hikayesi
  • istanbul'un en güzel ve en merkezi yerlerinden biridir. kadıköy'e 10, üsküdar'a 5, mecidiyeköy'e ve taksim'e ortalama 20 - 25 dakika uzaklıktadır. insanlarının yapısı ve mahallelerinin dinginliğiyle yaşanılabilecek güzel ve şirin yerlerden biridir.
hesabın var mı? giriş yap