• abdülhamit'in gözde tarihçisi (!) mustafa armağan'dan alıntılanan metinlerle anlatılan olay.
    armağan bile işin aslını biraz olsun anlatmadan geçememiş, ama bizim ekşi sözlük takımı onu yansıtmaya tenezzül etmemiş:

    mustafa armağan'dan gelsin:

    ***

    peki zilan'da ne oldu?

    1925 yılında patlak veren şeyh said ayaklanmasının şiddetle bastırılması ve ardından gelen kitlesel zorunlu iskân uygulaması adeta kürt milliyetçiliğinin gelişmesi için uygun bir zemin hazırlamış oldu. 1927 baharında bir kürt milli kongresi toplandığını ve kongrede bütün milliyetçi örgütlerin dağıtılarak hepsinin hoybun (bağımsızlık) adlı bir örgüt çatısı altında birleştirilmesine karar verdi. ve bir bayrağı da olan minyatür bir devletin ağrı dağı eteklerinde kurulduğunu görüyoruz.

    önceleri şaşırtıcı bir şekilde uzlaşmacı davranan türk yetkilileri müsait davrandılar ama kürt milliyetçileri bunun bir tuzak olduğu inancıyla anlaşmaya yanaşmadılar. bunun üzerine türk devleti mayıs 1930'da 4. ve 6. kolordulara salih (omurtak) paşa komutasında hareket emri verdi. yine de ilk ateş, kürtlerden geldi. 11 haziran'da başlayan hücum ilk aşamada başarılı oldu, türk ordusu ağrı dağı'ndan atıldı.

    ancak savaş uzayıp yayıldıkça kimin daha dayanıklı olduğu anlaşılıyordu. en son 2 eylül'de meydana gelen büyük bir çarpışmada kürt kuvvetleri türk askerini diyarbakır'a doğru geriletmeyi başardılar ama bu başarı, aynı zamanda kuvvetlerinin son damlasını kullandıkları anlamına geliyordu. üstün asker sayısı ve ikmal imkânlarıyla türk askeri kontrolü ele geçirdi ve isyancılar dağıldı; kürtlerin komutanı ihsan nuri iran'a kaçmayı başardı. bir isyan daha bastırılmış oluyordu.

    ***

    faşist t.c.'nin katliamlar zincirinden bir tanesi dahadır sonuç olarak. oysa o zamanın ileri demokrat ülkeleri fransa, ingiltere, abd falan, toprakları içinde ülke kuran silahlı kuvvetlere karşı müthiş hoş görüyle yaklaşıyordu. kahpe tece!

    ***

    en komik tabir ise; kürt kuvvetlerinin türk askerini diyabakır'a doğru geriletmeyi başarmış! oysa olan şu: ağrı dağı eteklerinden doğubeyazıt'a çekilmiştir türk askeri.
    derdim türk askerinin başarısı falan da değil, umurumda da değil ama kötü niyetli tarih yazmak nasıl bir şey onu göstermek için açtım konuyu.

    ağrı dağı ile doğu beyazıt arası, takriben kuş uçuşu, 23 km.'dir.

    diyarbakır ile ağrı dağı arası ise 402 km.'dir!

    ağrı dağı'ndan doğu beyazıt'a doğru giden istikametin ilerisi (çok ilerisi) diyarbakır'dır ya, o zaman diyarbakır yönü denirse tece ordusu ne kadar da aciz duruma düştü denilebilir belki umuduyla yazmış böyük tarihçi bunu.

    bu şekilde bir tarih yazımıyla, ben de resmi tarihin yazmadığı gerçekleri yazmak istiyorum sayın okurlar.

    1716 petervaradin savaşı'nda osmanlı ordusu, avusturya ordusu'nu londra'ya doğru geriletmei başarmıştı!

    bazı tarihçiler, avusturya ordusu'nun sırbistan'ın orta bölgelerinde 8-10 km.'lik bir geri çekilmesinden söz eder, ama sonuç olarak o istihkamet londra'ya doğru bir istikamettir. di mi ama, her şeyin bi şeyi var.
  • hakkında tarafsız bir araştırma, kaynak vs. olmadığı için her önüne gelenin bol keseden salladığı olay. sağcılar osmanlı'nın hazımsızlığı yüzünden sataşır, sanki osmanlı döneminde hiç katliam olmamış gibi. kürt milliyetçileri de mazlum ayağına sataşır, sanki pkk hiç insan öldürmüyormuş gibi. tarih böyledir anasını satayım, insanlar her zaman devlet kurmaya, bunu sürdürmeye çalışır. bunun adına da ister katliam diye adlandırın, ister isyan, hep insanlar ölür. ölümün, savaşın kıyaslaması olmaz. fakat dünya tarihinde sadece mustafa kemal'in döneminde insanlar öldürülmüş gibi, hepsini de mustafa kemal bilerek öldürtmüş gibi bir izlenim vermeye çalışmak apaçık bir yanlılıktır, ikiyüzlülüktür.
  • ağrı cumhuriyeti'ni kurmak isteyen kürt milliyetçilerine karşı düzenlenmiş bir operasyondur.bu operasyonda bir çok köy yakılmış ve 10 bin kadar insan ölmüştür.
    burada cevaplanması gereken 2 soru var:
    1-insanların devlet kurmak için isyan etmesi doğru mu?
    2- 1926 ile 1930 yılları arasında 4 yıl boyunca devam eden isyanı devlet insanları öldürmeden nasıl bastırabilirdi?
    bu isyanı bastırmak için devletin kasasından tonla para çıkmıştır ayrıca 1929 daki dünya krizinin etkisiyle ülkede ekonomik kriz başlamıştır.

    not: bu isyani kim kardashian'ın dedesi vahan kardashian da para ve silah yardımı yaparak desteklemiştir.kardashian ailesi aslen karslı ve ermenilerdir.
  • bir kubilay için menemeni yakan atatürk, sizce bu isyana kayıtsız kalır mıydı?
  • herkesler birilerinden alıntı yapmış ben öz ninemden, anneannemden alıntı yapayım.

    ninem daha genç kız o vakitler. bir kaç gündür askerin baskın yapıp bütün kürtleri öldüreceği konuşulmakta. malum gecenin önceki öğlen amcaları tası tarağı toplayıp göç yoluna çıkmış. akşam saatlerinde köylüler mevzuya kani olunca biz de geç olmadan kaçalım o vakit diye toplanmışlar. aslında niyetleri baya evi barkı sırtlanıp gitmektir ama civar köylerden ahalinin toplandığına, yola çıktığına dair laflar gelince kişi başı birer çıkınlık erzak sırtlanıp yola düşmüşler.

    ninem, üç erkek kardeşi (üçü de daha çocuk yaşta), annesi ve babası... yolda başka köylerden insanlar ile bir araya gelmişler. o kalabalık içinde anne ve babalarını kaybederler. zilan deresi mevkinden geçerken asker karşıdan çıkıverir. bir süre arbede yaşanmakla beraber henüz hiç silah patlamamıştır. rahmetli türkeşin babası olduğu iddia edilen komutan (ninem hayattayken merhum alparslan türkeş de hala hayattaydı) askere, ahaliyi bir araya toplamalarını söyler. asker denileni yapar ve ahali arakarında bir ayrım gözetilmeksizin yanyana dizdirilir. ve mermiler patlar.

    bütün ahali tarandıktan sonra askere süngü ile canlı kimse kalıp kalmadığı kontrolü yapması emri verilir. nineme kurşun isabet etmemiştir ama bir bacağına biri de ayağına iki süngü denk gelir. ikiside eti delip karşı taraftan çıkar ama rahmetli hiç ses çıkarmaz. süngünün acısıyla bağıran birkaç kişi vardır ve yine emir bellidir. asker sağ kalan olmadığına inanınca bölgeden ayrılır. bu sırada gün hala aydınlanmamıştır.

    asker sesi uzakta kaybolduğu vakit ceset altında kaldığı için kurtulan birkaç kişiyle birlikte rahmetli ninem de ölülerin arasından çıkmış. hemen kardeşlerini aramış. biri ölmüş ikisi son nefeslerini vermekte... en küçüğü, 3-4 yaşında olanı, su ister. ninem hafif hafif aydınlanan havada dereden ayakkabısıyla kardeşine su getirir ama yetişemez çünkü kanlar dereye akmaktadır ve temiz su için epey uzaklaşmıştır. suyu diğer kardeşine içirmek ister ama o da tam başını dizine alınca son nefesini verir.

    anneannem hava aydınlanınca anne ve babasını arar ikisinin de ölülerini bulur. hikayenin devamı konu ile sadece dolaylı olarak alakalı olduğundan es geçiyorum.

    not: bütün düşmanlık ve kavgaların allah bin belasını versin.

    edit: bugün öğrendiğim bilgilere göre bütün olayların müsebbibi kör hüseyin paşa'nın oğlu nadir bey'in çevresine topladığı ikiyüz kadar kaçakla, cumhuriyetin askeri teşkilatı doğu vilayetlerine yerleşmesin niyetiyle, van'da kurulan karargaha ardarda baskınlar yapması. derviş bey de van'da alay komutanı olmakla beraber o dönem için rütbesi albaydır.
  • yeni kurulmuş cumhuriyet ve milyonlarca can vermiş devlet sen kalk aslan yaralıyken işini bitirmeye çalış savaş er meydanında canını vererek olur ingiliz vs kışkırtmasıyla 3-5 hainin peşine düş affedemem hele ki 1925-1930, şartlarında bu gayet normal bir olay fakat yok o zaman askerdim hamile kadın nekrofili köyü kurşuna dizmek kahpece yalanlardır. ben bildiğimi söyleyeyim 17 ağustos 1999 gündüz deprem olmuş kaos var doğudan gelen akın akın yağmacılar hırsızlar o zaman cesede tecavüz ederken yakalanan gördüm çok şaşırdım aklıma hayalime gelmeyen birşeydi yakalanan kürdü orada hallettiler 35-40 yaşında ahlaksız sapık bir adamdı ziyan olayını falan bilecek kişi değildi diyeceğim bu yalanları atanların genetiğinde var bunlar hayal güçleri kendi bildikleri ile işliyor. külliyen yalan dolan ajitasyon türk milleti uyanık olsun kürdün eline düşerse yapacakları bunlardır mertlik beklemeyin dünyanın gerçekten en asil en vicdanlı en adil milletinin ismitürk milletidir "ne mutlu türküm diyene" türk onbinlerce yıldır adil olmuş cesur olmuş iyi olmuş dünyanın gerçek en medeni milletidir
  • "ismet paşa’nın, ağrı isyanı kanlı bir şekilde bastırılıp zilan deresi cesetlerle dolup da harekât başarı (!) ile tamamlandığında “bu ülkede sadece türk ulusu etnik ve ırksal haklar talep etme hakkına sahiptir. başka hiç kimsenin böyle bir hakkı yoktur.” (milliyet, 31 ağustos 1930) “veciz” cümlesinin yanı sıra, ödemiş'te yaptığı bir konuşmada adalet bakanı mahmut esat (bozkurt) ise şöyle demişti: “biz türkiye denen dünyanın en hür ülkesinde yaşıyoruz. mebusunuz inançlarından samimiyetle bahsetmek için buradan daha müsait bir ortam bulamazdı. onun için hislerimi saklamayacağım. türk bu ülkenin yegâne efendisi, yegâne sahibidir. saf türk soyundan olmayanların bu memlekette tek hakları vardır; hizmetçi olma hakkı, köle olma hakkı. dost ve düşman, hatta dağlar bu hakikati böyle bilsinler!” (milliyet, 19 eylül 1930)"

    http://bianet.org/…ari/110716-cumhuriyet-ve-kurtler
  • cumhuriyetin ilan edilmesi akabinde ellerindeki haksız imkanlardan mahrum kalacağını düşünen feodal kesimin( ağalar ve şıhlar) ayrı bir devlet kurduğunu iddia ederek bir de üstüne silahlanıp karargahlar inşa etmesinin üzerine, devlet tarafından isyanın bastırılması olayıdır.

    isyanların bastırılması, şimdiki adıyla terörle mücadele her zaman için kanlı olur. olan ağalarının çıkarları için ölen köylüye olmuştur.

    bugün kürtler geçmişle hesaplaşmak yerine, bir türlü kıramadıkları feodalite zinciriyle savaşmalılar. yıl olmuş 2020, hala ağalık beylik farklı şekillerde de olsa yaşanmaya devam ediyor. hala gençler aşiretleri için saçma sapan sebeplerle ölüyor. kürtler bunu haketmiyor.

    meşru ve demokratik yoldan hak savunuculuğu yaptığını iddia eden partiler ve kurumlar bile bir yerden sonra feodal bir yapıya bürünüyor ve çocukları avrupalarda lüks içinde yaşayan imtiyazlı siyasetçilerin inatları uğruna can veren gençler görüyoruz.

    kürt halkı, birkaç beyin çıkarı uğruna can veremeyecek kadar değerli bir halktır.

    kürt halkının devleti türkiye cumhuriyeti devletidir. ellerinde t.c. kimliği olduğu sürece diğer türk vatandaşlarının sahip olduğu her hakka da bihakkın sahiptir.

    her türk genci gibi sabıka kaydı temiz olduğu sürece istediği üniversitede okuyup istediği kurumda çalışabilir.

    bu ülkede zaman zaman her kesim mağduriyet yaşamıştır. bunun için çocuklarımızın geleceğini mahvetmeye gerek yok. burada anlatılanlar gibi ben de kendi soyuma ait sayısız nine/dede hikayesi anlatırım. ama böyle bir yere varılmaz. genç nesil olarak bizim tek amacımız bu saçma kan davasını, bu amaçsız ve sonuçsuz hamaseti bir kenara bırakıp geleceğimizi omuz omuza, birlikte inşa etmek olmalı. bu sayfayı okuyan kardeşim, aklını böyle şeylerle bulandıracak kadar boş vaktin yok; inan bana hayat çok çabuk geçip gidiyor, inan ki çocuklar çok çabuk büyüyorlar. biz geleceğimizi, geleceğimize hazırlamak zorundayız. bilmem daha nasıl anlatırım.

    moğol istilasından, pers akınlarından, haçlı seferlerinden hep beraber kurtulan bu ülke halkı, birlikte yepyeni bir destan yazabilecek güce sahip!..
  • taşnak partisi tarafından planlanmış, ermeni diasporasının aralarında topladığı paralarla finanse edilmiş ağrı isyanlarının türkiye cumhuriyeti tarafından zorlukla (3-4 sene zarfında) bastırılması üzerine bu isyandan umduğunu bulamayanların uydurmuş olduğu sözde katliamdır.
  • büyük bir haşere temizliğidir, sen kalkıp zor durumda kalan devlete darbe vurmaya kalk, sonra devlet ananı belleyince ağıt yak, aynısını sur içinde yapmaya kalktı bu keko sürüsü en büyük parçaları kulakları kaldı.
hesabın var mı? giriş yap