• bir savaş dönemi filminde hele hele ki 2. dünya savaşı esnasında yaşanan olayları anlatan bir filmde atmosfer önemlidir. atmosferi ne kadar iyi seyirciye yansıtırsanız, seyirci o kadar filmin içine girer, filme kendini kaptırır yani filmi beğenir. bu yüzdendir ki er ryan i kurtarmak'i izlerken pek çok kişi normandiya çıkartması sahnesinde sinema koltukları arasında sipere yatmış, ekibin doktoru annesini sayıklayarak ölürken göz yaşlarını tutamamış, korkak eleman cephane yetiştiremedi diye diğer asker göğsünden bıçaklanırken sinirinden sinema perdesine uçan tekme atarak girişmiştir. evet bunları yapatıran filmin atmosferidir. peki seyirciyi bu derecede filmin içine çeken atmosfer yaratmanın sırrı nedir? bu sırrı bilsem burda entry kasmak yerine gider film çekerdim, paraya para demezdim, neyse...

    ancak zwartboek'u izledikten sonra şunu kesinlikle söyleyebilirim ki bir yönetmen bir savaş filmi atmosferi yaratmak istiyorsa kesinlikle başrolde, beyaz tenli, renkli gözlü, inanılmaz tatlı göğüslere sahip olan ilah gibi bir hatun oynatmamalı, hadi bi şekilde oynatmak zorunda kaldı diyelim o zaman o hatunu mimkin mertebe giyinik tutmalı. çünkü efenim tam kendinizi savaşın dehşetine, rezilliğine veriyorsunuz, insanlar zamanında nasıl yapabilmiş bunları diye düşünüyorsunuz, yani filmin tam içine giriyorsunuz ama tam o esnada hop bi yerden güzel ablamız ve güzel memeleri olaya müdahil oluyor. ben zaten daha filmin başında carice van houten'ı ve o güzel göğüslerini göl kenarında güneşlenirken görünce dedim kendime "bu güzel hatun ve bu güzel memeleri bu filmi piç eder" diye ve netekim ilerleyen sahnelerde de etti...

    yalnız yanlış anlaşılmasın, filmi beğenmedim demiyorum, özellikle erkek izleyiciler için seyri güzel bir film olmuş ama dediğim gibi bir savaş filmi olmamış. bu beklentiyle gidenler hayal kırıklığına uğrayacaktır.

    --- spoiler ---

    son olarak mükemmel göğüsler haricinde filmle ilgili aklıma takılan noktalar şunlar oldu: bütün karakterler neden çok hızlı konuşuyodu? sanki kovalayan var? tamam savaştasın, zaman değerli ama hele bi dur bi soluklan... ikinci olarak bütün ailesi gözlerinin önünde katledilirken ve katledildikten sonra gözünden bir damla yaş gelmeyen başrol oyuncumuz bi yerde düşmanı sayılan alman subayı müntze'nin öldüğünü öğrendiğinde ağlama hatta sinir krizine girmesini ilk başta yadırgadım. ama sonra göğüslerinin hatrına affettim kendisini...

    --- spoiler ---
  • anti militarist duruşuyla ideolojik açıdan belli bir kredi kazansa da baş dişi karakterin iyi oynanmış olmasına rağmen yaşattığı inandırıcılık sorunu yakamızı bırakmıyor efenim izlerken. zira kendisi yaşadığı zibilyon tane aksiyon ve dramı öyle güzel yumuşatıyor ki güzel göğüslerinde, filmin temposundan kafayı kaldırabildiğimiz vakitlerde yok artık diyesiniz geliyor umarsızca. yahudi kimliğiyle bütünleşen bu karakterin bu flexible hallerini bu kimliğe yormamak da mümkün değil bu noktada: film kendisini hayatta kalabilmek için hristiyan gibi davranması gerekliliğiyle başlıyor, yahudi gibi davranırken ise savaşması gerektiğini anlatırken bitiyor. bu bir yandan açık bir siyonist okumaya yol verirken, her duruma ayak uyduran, duygularına hakim, insanlığı törpülenmiş yahudi streotipi ile de sözde anti-semitik bir dar alan açıyor, çocuk kandırırcasına. ama tüm bir film ele alındığında gözükenin, 70 yıldır israil'in duygusuzca yaşattığı acıları olumlayan bir kompozisyon olduğu da ortada işte.
  • iki gögüs görülen film erotikmi oluyor yahu öyle atesli sevisme sahneleri erotizm falan yok yani.. tamam savasta yok. direnisciler, naziler, hollandalilar, yahudiler falanlar filanlar var iste.. sonuc olarak fena degil belkide hollanda'dan cikan en iyi film izleyin yani.
  • ömrünün en verimli yıllarını yanlış anlaşılarak geçiren bir yahudi kızın öyküsü.
  • hollandaca kara kitap.
    paul verhoeven'in cekmeye bu yil baslayacagi, ikinci dunya savasi esnasinda hollanda'da gecen bir hikayenin filmi.
  • son derece hızlı akan ve gereğinden fazla uzun bir paul verhoeven filmi.tipik bir 2. dünya savaşındaki yahudi saklama\kurtarma filmi gibi başlayıp sonracığıma içine bolca entrika,ihanet,casusluk vs.vs. konuluyor ve böyle de devam ediyor.
    --- spoiler ---
    hadi filmdeki hiçbir saçmalık\mantıksızlık garibime gitmedi de filmin esas kahramanı hatun kişinin vurdumduymazlığı beni hayretler içinde bıraktı.yanlarında saklandığı ailenin evine bomba düşer banamızın demez,ailesi gözlerinin önünde katledilir "life goes on" deyip geçer gider,direniş örgütündeki bütün arkadaşları kurşun yağmuruna tutulurken ailesinin katili ss subayıyla şarkı söyler.pianist filmi de öldürmeyen allah öldürmez temalı bir filmdi oradaki amcada herşeye rağmen hayatına devam ediyordu ama orada en azından szpilman melankolik bir ruh haline bürünüyordu bir yerden sonra.ama burda ki hatun kişi de bu kadar dert ve kedere rağmen en ufak bir travma bile olmuyor.
    --- spoiler ---
  • çıplaklık içeren ama erotik olmayan bir filmdir.senaryosu fazlasıyla güzel.şaşırttı mı derseniz cevabım evet olur.tek inandırıcı olmayan sahne çikolata sahnesidir.(spoiler vermek istemediğimden ayrıntıya girmiyorum,izleyen bilir sonuçta.)son olarak filmde herkesle oynaşan sekreter,bu sözüm sana:sen çok yaşa be kadın!
  • son sahnesi dışında son yıllarda izlediğim en iyi ikinci dünya savaşını konu alan filmdir.

    ah be yönetmen kardeşim. o sahneyi çekmendeki maksat neydi ya. neredeyse kusursuz bir filme o sahne ile ağızlarda kekremsi bir tat bıraktın.

    --- spoiler ---
    hollandalıların işgal bitince nazilerle işbirliği yapanları cezanlandırma sahneleri çok güzeldi. nefret ve intikam güzel yansıtılmış aynı sahneleri band of brothers'da da görmüştük zaten.

    --- spoiler ---
  • yer yer durgun gözüken ancak senaryosunun akıcılığıyla bunu aşan fena olmayan bir 2.dünya savaşı filmi. senaryosu akıcı olsa bile ağızda tat bırakacak nitelikte değil. fakat 2.dünya savaşını nispeten özgün bir bakış açısıyla ele aldığı için izlemeye değer.
    --- spoiler ---

    sonlara doğru kadının üzerine dışkı dev bidonunu döktükleri sahne bence en etkileyici ve gerçekçi kısımdı. insanlık oldum olası böyledir. zulümü lanetler ama ellerine bir anlık güç geçmeyigörsün, anında lanetledikleri kötü insanlar gibi kötü kesilirler. bunca 2.dünya savaşı filmi yapsanız ne yazar, olası bir savaşta yine aynı vahşetlerin üstelik bugünün sözde savaş karşıtı ulusları tarafından yapılacağı apaçıktır.
    --- spoiler ---
  • kendimi rachel/ellis gibi hissediyorum. kimseyi kendime inandıramıyorum.
    buralar sonra doldurulacak.
hesabın var mı? giriş yap