3305 entry daha
  • charles bronson klasikleri ile de hafta sonunuzu şenlendirebilir.
  • (bkz: deadloch)

    içinde cinayet olan polisiye dizileri pek severim, bu diziye de bu konusundan dolayı direkt dalış yaptım.. deadloch olayların geçtiği kasabanın adı.. az nüfuslu oldukça sakin bir hayatın yaşandığı bu küçük kasabanın sahilinde bir erkek cesedi bulunur.. kasabanın polis müdürü olan hanfendi eskiden dedektiflik yapmış ama artık yaşından dolayı sadece polislik yapmaktır.. yani bu cinayeti araştırma yetkisi yoktur.. bu nedenle şehir merkezinden bir dedektif gönderilir..

    buraya kadar dizideki her şey sizi içine çekiyor.. ancaaak şehir merkezinden gelen kadın dedektif o kadar dandik bir karakter üzerine oturtulmuş abartılı bir oyunculuk sergiliyor ki dizi bir anda saçmasapan bir hal alıyor.. bu kadının olduğu sahneleri hızla geçmek istiyorsunuz.. hatta ilk bölümün sonunda diziyi izlemekten vazgeçmeyi bile düşündüm..

    pes etmeden önce imdb sitesinde diziyle ilgili yapılmış olan yorumlara bakayım dedim.. diğer insanlar da bu kadın dedektiften nefret ettiklerini yazmışlar ama ilk iki bölümden sonra olayların gidişatının tamamen değiştiğini hatta bu kadın dedektifin yavaştan parlatıldığını da eklemişler.. bu yorumları okuduktan sonra ikna oldum ve kalan bölümleri de izlemeye karar verdim.. zaten hepi topu 8 bölümlük bir mini dizi.. cinayet/dedektif içerlikli diziler seviyorsanız buna bir bakın derim..
  • nedense 2-3 aydır bakmıyorum ve rica da etmiştim buradan sanki bir ara. şu an two and a half man olayındaki "nice to meet you, walden schmidt" isimli bölüm gelmiş şükür. büyük teşekkür ettim size tüm aamzon ve jeff bey. bunu neden anlattım, inanın bir fikrim yok. seviniyorum bazen kendi kendime arkadaşlar. olumlu yaşamak istiyorum. küçük mumlarım, bazı aletlerim var. bunlar benlik konular. şunu anladık ki, yönetim çalışıyor geç de olsa. şükran ile...

    ayrıca bölüm de iyidir. charlie sheen sonrası ashton kutcher'ın diziye dahil olduğu ilk bölümdür. bunlar hep bilgi. çünkü neden? çünkü dizinin ünlü senaristi chuck lorre'un, charlie ile kavga edip delirdikten sonra, bunu senaryoya yansıttığı bölümlerden, psikopatça ve vahşi bir zevk almaktayım. kendimle ilgli maksimum bilgi sunma kotama da ulaştım böylece.
  • eskisi gibi tat vermiyor.
  • sevdiğim streaming platformu. kimi eski filmlerin içeriğinde bulunması hoş. ancak bazı sıkıntıları da yok değil.

    geçen gün 1996 yapımı ronin filmini izledim. bayağı zaman olmuş izleyeli, hoşuma da gittiğini hatırladığım için açıp izleyeyim dedim. ingilizce alt yazılı izliyorum. filmin dili ingilizce ancak film fransa'da geçiyor. dolayısıyla fransızca diyaloglar da mevcut. ancak alt yazılarda bunların tercümesi yok. öyle bir iki kelime değil, ciddi ciddi bir şeyler de konuşuyorlar çok uzun olmasa da. türkçe alt yazıya geçeyim orada vardır belki dedim onda da yok. türkçe dublaja geçeyim dedim türkçe dublaj da yok. böyle bazı yerleri anlamadan, o diyalogların gidişata ne kadar etki ettiğini bilmeden izledim filmi. muhtemelen çok bir etkisi olmadı ancak izlerken kopukluklar yaratıyor bu durum.
19 entry daha
hesabın var mı? giriş yap