hesabın var mı? giriş yap

  • çiftçinin yüzünü güldüren oyun. sürekli yağmur yağıyor anasını satayım...

  • film imdb'de 8.3 puanla top 250'de 132. sırada şu an.hemen kendi açımdan değerlendiriyim, sinematografi açısından kesinlikle yerini hakediyo (zack snyder faktörü var sonuçta- görüntü yönetmenliği ve visual effects dallarında oscar adayı olma olasılığı yüksek)) ama senaryoya bakacak olursak ilk 250de olmamalı diye düşünüyorum. zira senaryoda boşluklar yoktu tamam ama gene de hikaye zayıf kalıyodu, e ama bir aksiyon filminden de çok fazla bişi beklemek hata olurdu herhalde. onun dışında oyuncular gayet başarılı seçilmişti, jeffrey dean morgan hiç hakettiği değeri göremediği için üzülürdüm, inşallah bu filmle şansı dönecek. billy crudup'u fazla görme şansı bulamadık zira kendisi genelde filmde mavi renkli olarak takıldı (hemen belirtiyim vücut ona ait değil bi model kullanmışlar, pipisi de tamamen cgi'ymış hehehehe) heralde filmdeki en çakma hero nite owldu. resmen batman'ın yandan yemişi bi kıyafeti vardı. çizgi romanı okumadığım için yorum yapamıcam belki romanında çok daha farklı anlatılmıştır ama kendisi alıştığımız hero tanımına pek uymuyodu açıkcası.dr. manhattan ve rorschach'a bittim ikisi de evde beslenir valla. dr. manhattan'ı uzak doğu felsefelerine yakın bir şekilde karakterize etmeleri hoş olmuş.bir de kendisi syler'la akraba galiba bilemedim. ozymandias' da adeta sarı kafa büyük iskender colin farrell 'ın yandan yemişi olmuş farketmedik değil. filmin belki de en beğendiğim yerlerinden biri de soundtrack'i oldu, aşağıda ayrıntılı bir listesini vericem. velhasılı kelam bir aksiyon filminden tüm beklenenleri veriyor bu film! 163 dakika olsa da sıkılmıyo insan izlerken. sinemada izlenmesi gereken filmlerden biri 7.5/10

    en çok trivia yazmayı sevdiğim filmler genelde çizgi roman uyarlamaları oluyo zira onlarda çok ilginç şeyler çıkıyo ortaya.

    * malumunuz watchmen çizgi romanının yayınlandığı yıllar 1986-1987. dolayısıyla 1987den beri çizgi romanın filme çekilme muhabbeti dönmekteymiş etrafta. o yıllarda filmde oynaması düşünülen oyuncular rorschach olarak robin williams , silk spectre olarak jamie lee curtis, the comedian olarak gary busey ve nite owl olarak richard gere veya kevin costner.

    * daniel craig ve simon pegg rorschach rolünü reddetmişler. (isabet olmuş zira ikisinde de rorschach rolünü oynayacak karizma yok bence)

    * darren aronofsky ve paul greengrass 2 ayrı dönemde yönetmen olarak düşünülmüşler. ama darren aronofsky the fountain için paul greengrass' da united 93 için projeden vazgeçmiş.

    * zack snyder'ın yönetmen olarak ilk çekim denemesi rorshach'ın the comedian'ın smiley rozetini tutarken ki bir pozuymuş ve bu poz 300'ün extended trailerında gözükmekteymiş. (üşenmedim sizler için araştırdım fakat o trailerı kaldırmışlar nedense. o yüzden sadece foto olarak bulabildim idare edin şimdilik http://www.aintitcool.com/…s2007/rorshach_badge.jpg)

    * çizgi romanın yaratıcısı alan moore çizgi romanlarının filme çevrilmesinden nefret ediyormuş o yüzden v for vendetta, from hell, constantine ve "the league of extraordinary gentlemen bunların hiçbirisini seyretmemiş ve romanların film halinin telif haklarını reddetmiş. zack snyder da bunu bildiğinden, " en kötü ne olabilir ki? alan moore soğuk bir pazar günü londra'daki evinde filmi dvd'ye koyar ve vay be tahmin ettiğim kadar da kötü değilmiş der" diye bir cümle sarfetmiş. bunun üstüne alan moore'da cevap olarak " zack, en kötü ne olabilir lafını biraz küçümsemiş galiba zira bu benim londra'daki dvd çalar'ımda asla gerçekleşmeyecek çünkü kahrolası filmi hiçbir şekilde izlemicem" demiş. (burda fucking'i kahrolası olarak çevirme klişesini kullandım heheheheh)

    * zack snyder 300deki favori adamı gerard butlera filmde bir rol vermek istemiş ama bütün roller dağıtılınca butler'a rol kalmamış bu yüzden zack snyder kendisinie tales of the black freighter'in seslendirmesini vermiş.

    * filmde bol bol 300 rakamına gönderme görüyoruz mesela the comedianın dairesinin numarası 3001 ama bence 300e en büyük gönderme dr manhattan'ın karın kaslarıydı hehehehehehehe.

    * adrian veidt'in monitörlerinden birinde apple'ın ünlü 1984 temalı macintosh reklamı gözüküyor. (burdan trenchkota selam ederim)

    * yine adrian veidt'in monitörlerinde 1962 yapımı 300 spartansı, the road warrior aka mad max 2yi, marvin the martian'ın dünyayı yok etmeye çalıştığı bir bölümünü, 1951 yapımı the day the earth stood stilli ve bir parça hard porno görebilirmişiz.

    * adrian veidt'in monitörlerindeki diğer bir görüntüde rambo first blood part 2dan bir sahne görünüyor. bu sahnede slyvester stalone yanında bir arkadaşıyla yürüyor ve arkadaşının kıyafetinin üstünde üzgün suratlı bir smiley rozeti var.

    * rorschach'ın ismi rorschach murekkep testinden geliyor. zaten farkettiyseniz rorschach'ın maskesi de mürekkep testlerinden oluşuyo. (burdan da mock caterpillar'a selam ederim ehhehehe) şimdi rorschach'in maskesinin gizemini merak edenler için ufak bir açıklama yapalım: rorschach'ın herhangi bir süper gücü yok, walter joseph kovacs, rorschach olmadan evvel bir terzi olarak çalışmaktaymış. kitty genovese öldürülmesinden bir kaç hafta evvel elinde dr. manhattan tarafından hazırlanmış bir kumaşla kovacs'a gelir ve bundan bir elbise yapmasını ister. bu kumaş beyaz latex üstüne siyah bir sıvıdan oluşup ısıya duyarlı olarak şekil değiştiriyomuş. neticede elbise tamamlanmış ama kitty genovese elbiseyi beğenmemiş. bunun üstüne kovacs elbiseyi eve götürmüş çünkü kumaşa hasta olmuş. yaklaşık 1 hafta sonra gazetede kitty genovese'nin öldürüldüğünü okuyunca new york'taki suç oranına lanet etmiş ve elbiseden kendine bir maske yaparak rorschach karakterine bürünmüş.

    * filmi başında karakterler tanıtılırken silk spectrein hamile kalıp emekliye ayrıldığını gösteren bir sahne görüyoruz. bu sahnede herkes uzun bir masada oturuyo ve tam ortada da silk spectre duruyo. bu bana l ultima cenayı hatırlattı. ona bir gönderme yapmışlar gibi geldi. (aha fotosu http://farm4.static.flickr.com/…5144_16f3959deb.jpg) yine karakterlerin tanıtımı sırasında v j day'a de bir gönderme var. alfred eisenstaedt tarafından çekilmiş dünyanın en ünlü fotolarından birisi olan denizcinin hemşireyi öptüğü fotoyu herkes bilir. filmde kutlamalar sırasında hemşire ortada dururken watchmenlerimizden biri olan lezbiyen silhouette gelip hemşireyi öpüverir. (fotoyu hatırlamayanlar için http://www.vpphotogallery.com/images/vjday.jpg)

    * dr manhattan'ın alnındaki yuvarlak işaret hidrojen atomunu simgelemekteymiş. ortadaki yuvarlak, çekirdek, tepede duran minik nokta ise etrafında dönen elektron oluyo. tabi benim görüşüme göre de durduğu yer itibariyle üçüncü gözü sembolize ediyor. (hidrojen atomu----> http://www.uwosh.edu/…ff/mihalick/history/hatom.gif)

    * filmde görüyoruz ki richard nixon başkanlıkta 5. dönemini yaşıyor. bunun sebebi 1975'de 22. amendment'ı reddetmiş olması. "22. amendment'da hiçbir başkan 2 kereden fazla seçilemez" ibaresi bulunmakta. bu durumda nixon ömür boyu başkan kalabilecek hakka sahip oluyo.

    * filmde adrian veidt'in cinsel tercihlerine dair bir bilgi bulunmuyor ancak watchmen okurları kendisnin gay olduğundan şüpheleniyorlarmış. nite owl adrian'ın bilgisayarını hacklerken dikkat ederseniz masaüstünde "boys" adında bi klasör olduğunu görürsünüz. zack snyder burda okurların gay şüphelerine bir gönderme yapmış. masaüstünün screenshotı http://i46.tinypic.com/28gvyoy.png trip'e teşekkürler)

    *
    --- spoiler ---

    * jeffrey dean morgan senaryonun ilk 3 sayfasını okuduktan sonra rolü reddetmeye karar vermiş zira filmin ilk sahnelerinde the comedian ölüyor bu yüzden jeffrey bu kadar kısa görüneceğim bir rolü istemem demiş. ancak agent'ı lütfen senaryonun sonuna kadar oku diye ısrar edince rolün büyüklüğünü anlamış ve kabul etmiş. ( bu amerikalılarda zerre akıl varsa ben de neyim)

    the comedian'ın cenazesindeki amerikan bayrağına dikkat edersiniz 51 eyaleti simgeleyen 51 tane yıldız görürsünüz. aslında gerçekte amerika'nın 50 eyaleti bulunmakta. filmdeki 51. yıldız ise dr. manhattan sayesinde kazanılan vietnam'ı simgeliyor.

    * aslında çizgi romanın sonunda veidt dünyaya uzaylı bir canavar gönderiyor ve bütün dünya ona karşı birleşiyormuş. ama uzaylı canavarın hikayesini anlatmak ve onu tanıtmak çok uzun süreceğinden zack snyder düşman olarak dr. manhattan'ı kullanmaya karar vermiş.

    --- spoiler ---

    soundtrack listesi

    unforgettable - nat king cole

    the times they are a'changin'- bob dylan

    hallelujah- leonard cohen (bu şarkının tam da bir sevişme sahnesinde çalması kuşkularımı doğruladı #15044977)

    first we take manhattan- leonard cohen

    me and bobby mcgee- janis joplin

    all along the watchtower - jimi hendrix

    the ride of the valkyries - budapest symphony orchestra

    the sounds of silence- simon and garfunkel

    pirate jenny - nina simone

    you're my thrill - billie holiday

    99 luftballons- nena

    i'm your boogie man - kc & the sunshine band

    desolation row - my chemical romance (end credits)

  • https://www.youtube.com/watch?v=eqf7fdeuepa

    ortalama istanbul'lunun sorunu da bu. ankara'ya gider, ankara'yi begenmez. izmir'e gider, izmir'i begenmez falan filan... tersi de dogru. temel mesele, ankara'ya gidip istanbul'u ariyor ya da istanbul'a gidip izmir'i ariyor olmaniz oysa ki. cok dogal olarak, bulamayacak ve hosnut kalmayacaksiniz.

    los angeles'da insanlar sabahin dordunde iskembe corbasi icmeye gitmezler, sabaha kadar eglence adi altinda da tepinmezler (bu cumleden los angeles'da club yok anlami cikarani kaale almiyorum). malibu'da surf yaparlar, venice beach'de drum circle'a katilirlar, sunset boulevard'da comedy club'a giderler, santa monica mountains'da trekking yaparlar, gecenin ilerleyen saatlerinde islak hamburger ya da iskembe corbasi tuketmezler gidip food truck'tan mexican yerler vesaire vesaire... zira her yerin aliskanligi, kulturu ayri.

    bir los angeles'li da istanbul'a gelip "lan burada surf yapilmiyor, ne boktan yer" dediginde agzina terligin tersi ile vurulmayi ne kadar hak ediyorsa, los angeles'a gelip de "burada sabaha karsi iskembeciye gidilmiyor, ne boktan memleket" dediginizde pek farkli konumda olmuyorsunuz.

    "abicim sen sabahin korunde iskembe iceceksen istanbul'da kalsaydin ya? kaplumbaga misin ki gittigin yere bir sehirden beklentilerini, aliskanliklarini goturuyorsun ?" deseler diyecek cok da mantikli birseyleriniz olmadigini farkettiginizde los angeles'dan da haiti'den de zanzibar'dan da tad alabilirsiniz. aksi taktirde tum dunyada bos yere istanbul'u arar durursunuz.

    kaldi ki tum dunyada bosa aradiginiz o istanbul cidden pek de oyle ahim sahim bir yer degil.

  • hazırlık maçında kendini yere attığı için eleştiriliyor. e olm, adı üzerinde işte, hazırlık maçı. hazırlanmadan, ligde nasıl atacak kendisini? ayıp ediyorsunuz..

  • youtube'da video izlerken her seferinde kutuları & ek açıklamaları kapatmaktan gına geldiyse bu zımbırtıları temelli kapatmanın bir yolu var.

    1-) sağ en üstteki profil fotoğrafınıza tıklayıp, açılan pop-up'ta ayarlar simgesine tıklayın.
    http://i.imgur.com/lo8082e.jpg

    2-) ayarlar sayfasında soldaki navigasyon bölümünden "oynatma" / "playback" kısmına tıklayın.
    http://i.imgur.com/7awthlk.jpg

    3-) gelen sayfada orta bölümde "ek açıklamalar ve etkileşimler" / "annotations and interactivity" başlığı altındaki kutucuğun işaretini kaldırın.
    http://i.imgur.com/mxwqpfc.jpg

    tebrikler... her video için hayatınızdan 1-2sn daha kazandınız.

  • başlama düdüğü
    sıkıcı ve ortada geçen 0-0'a giden bir maç
    penaltı
    selçuk şahin
    bitiş düdüğü ve kapanış

    not: at fav'a, maç günü oku, fenerbahçenin deplasman maçlarında zaman kaybetme.

  • beşiktaşımın 5-1 kazanarak ,
    10 maç yapsalar 10 galibiyet alacaklarını düşünen kasımpaşalı yöneticiye ,
    spora ya da rakibe saygısı olmayan donk isimli ahlaksıza ,
    tayyip diye inleyip duran kudurmuş kasımpaşa taraftarcıklarına ve bu siyasi söylemi kısmayan lig tv ye ,
    emenike daha çok üzülmesin diye kart göstermeyen hakeme ve bunu destekleyen mhk ile federasyona ,
    sözlükte öten galatasaraylı efendilikten nasibini almamış ergen trollere
    koyup geçtiği bir maç olmuştur.

    şampiyon oluruz olamayız bilemem ama bu maçın anlamı budur.

  • kendisi türkçe bilmiyormuş. sanırım fatih terim ve abilerinin dediğini anlamadığı için bu kadar iyi oynuyor.

  • insanların izlediğini, okuduğunu ve anlatılanlarını anlamadığına örnek bir diziydi.
    şöyle ki, yusuf miroğlu karakteri mafya değildi. bunu ısrarla dizi de on kere söyleyip, mafya dünyasına da karşı duruş sergileyen, kendisine yardım için gelenleri hukuk yoluna birden fazla kez başvurmasını söyleyen yusuf miroğlu vardı.
    yusuf miroğlu sürekli etik değerleri ve dürüst bir yaşamı göze sokardı ama onu izleyip anlamayanların kafasında iki sembol vardı "palto" ve "silah"
    yusuf miroğlu derin devlet de değildi. tam tersi derin devlete alınmaya çalışılmış ama bunu kabul etmemesi neticesinde bir sürü bedel ödemiştir.
    yusuf miroğlu, mevcut adaleti yetersiz görüp adaletsizliğe isyan etmiştir. bunu şahsi menfaatine kullanıp zengin olmamış, mafyacılık yapmamıştır. hak arama biçimi olarak bence de yanlış yoldadır, yani mevcut adaleti beğenmeyip "kendi adaletini" sağlamak ve bunun için gerektiği takdirde, devlet tekelinde olması gereken cebir kullanma yetkisini kullanmak benim karşı olduğum birşey. ancak bunda şöyle bir fark var, adaletsizligi bahane edip adalet sağlayacağım gerekçesiyke kendine menfaat elde etmek gibi hem iğrenç hem de doğru olmayan bir yol yerine kendini düşünmeyip gerçekten inandığı adalet için mücadele etmiştir. bu sonuncusu bence doğru değil ama ilki gibi iğrenç de değil. mesela, dizide vatansever bir milletvekilinin devlet lehine açıklayacağı belgeler yüzünden öldürülme sürecinde bu kişiyi korumak için miroğlu olağanüstü bir çaba göstermiştir. burada miroğlunun milletvekilini korumak için silahlı bir çatışmaya girme gibi bir görevi yok. bu yetki ve görev sadece devletindir. miroğlunun yaptığı doğru değil ama ahlaken kötü bir eylem mi tartışılır.
    veya başka bir örnek verelim. devalüasyon neticesinde bir gecede zengin olan bir iki simsarın bu zenginleştiği miktar bir şekilde miroğlunun eline geçer (hatırladığım kadarıyla doğrudan bunun için mucadele etmeyip başka bir çekişme nedeniyle bu paralar eline geçmişti) bu paraları dizinin derin devletindeki ağabey devlete ait olduğu için miroğlundan ister. miroğlu paranın gerçek sahibinin devlet değil halk olduğunu söyleyerek bu parayı yardıma muhtaçlara dağıtır. kendi şirketi de o sırada mali açıdan sıkıntıdadır. miroğlunun adamı sabri, sıkıntıyı atlatmak için bu paradan kullanmayı teklif eder, miroğlu sabriyi sert bir dille azarlar bunu nasıl teklif edersin diye. burada esasında o para kamunun ve kamu adına hareket edecek merci devlettir. yani o paranın devlete iade edilmesi gerekirdi. doğru olan buydu. ancak miroğlu o zaman devletin adaletine güvrnmeyerek kendi adalet anlayışı içinde parayı dağıtmıştır. işte burada da yaptığı şey doğru değil, ama ahlaki açıdan tartışmaya açıktır.
    özetle miroğlu, mafya değil. belki bir robin hood belki bir dadaloğlu gibi nitelendirilebilir. ancak insanlar izlediğini anlamadığı icin ona mafyaymış gibi özendiler. ahlaki yönden verdiği mesajları değil, paltoyu, silahı ve karizmayı görmek istediler sadece.
    ayrıca dizi olarak güzeldi.

  • debedit: (bkz: #119923537) pamuk eller cebe gençler.
    (bkz: sma hastasi ayaz bebegin dort ayinin kalmasi)
    ---

    buradaki riski ben şöyle anladım - yanlışsa biri düzeltir

    ben binance'a 1000 dolar gönderdiğim anda binance bunun karşılığında benim bakiyeme 1000 usdt coin'i yazıyor.
    ben alım satımımı bununla yapıyorum.

    arkadaki mantık ne - diyor ki binance ben 1000 dolar karşılığında usdt alıyorum, 1000 doları tether'e yolluyorum. ben zaten parayı alım satımdan kazanıyorum, sizin burada tuttuğunuz paralardan değil.

    ama dava dosyalarında görünüyor ki tether'in kasasında benim 1000 doların 1:1 karşılığı yok (yani milyar dolar var belki ama total usdt karşılığı 1:1 karşılığı yok).

    şimdi iş şurada sıçıyor :

    her gün mining yapan aktörler, piyasaya yeni coin sunuyorlar.
    bunları da wallet'ta tutmuyor anında gerçek fiat paraya satıyorlar. çünkü elektrik maliyetleri vs var.

    sonra reel karlarını nasıl yatırım yapıyorlar bilemiyoruz, belki yine btc'ye yatırıyorlardır ama ilk etapta paraya çevirdikleri kesin. alıp beklemek gibi bir olayları yok.

    yani, sürekli olarak borsalardan bir bitcoin girişi ve reel fiat para çıkışı var. diğer yandan btc fiyatları da çılgın artıyor. bunun tek sebebi küçük yatırımcının ve elon musk'ın piyasaya giriş yapması mı?

    bitcoin'in market cap'i 1 trilyon dolar olsa da bu gerçek bir market cap değil - bu piyasadaki bitcoinlerin tamamı bugünkü fiyattan satılırsa ortaya çıkacak olan parasal değer. yani reelde bu miktara ulaşmak imkansız (herkesin satmak istediği durumda).

    bu ne demek, ether'in bitcoin üzerindeki reel etkisi aslında daha fazla. 36 milyar dolara denk gelen tether varsa belki bunun etkisi 360 milyar dolar. yani %3 gibi bir oran değil. belki 30% belki 60% bilemiyoruz.

    özetle benim için problematik olan şu - fiat karşılığı olmayan bir coin kullanılarak (usdt) bitcoin fiyatı yükseltiliyor. yüksek fiyattan bu coini satmak istesek (hepimiz) elimize geçen usdt'i normal fiat paraya çevirebileceğimiz karşılık yok. yani bir satış paniğinde elimizdeki bitcoini sattık diyelim - elimize geçecek usdt'yi de satamayabiliriz - ya da ortaya çıkar ki tether'in kasasında 1 usdt=1 dolar değil, belki 50 cent? hop bizim elimizdeki 1000 usdt oldu mu 500 dolar?

    sürüyle makale var bununla ilgili ve hepsinin ortak görüşü "daha önce böyle bir şey yaşanmadı, ne olacağı belli değil, ama kesindir ki, tether'in karşılıksız usdt basıyor olması bir panik satışa sebep olacak tetik görevi görebilir. "

    özetle,

    yatırım tavsiyesi değil ama şu aralar bence kriptodan çıkmak için baya mantıklı bir zaman. tarihi zirvede, kar realizasyonu yapın, bu tether mevzusu netleşince tekrar girersiniz.

    not olarak : bitcoin'in ve genel olarak blockchain'in fikir olarak şahane oldugunu düşünüyorum.
    aracı 3. parti aktöre gerek kalmadan, sonsuz bir bölünebilirliğe sahip olan, hızlı ve ucuz para saklama ve transferi fikri onun türevi akıllı kontratlar, bence çok çok iyi ve gelecekte mutlaka kullanımı olacak bir teknoloji. ama şu günler yatırım maksadıyla bitcoine giriş için bence epey riskli.

    konuyla ilgili yetkili bir abiye benzeyen kaynaklardan makaleler :

    https://amycastor.com/…-collapse-doomsday-scenario/

    https://cryptobreakdown.substack.com/…ether-lawsuit

    edit: tam anlaşılamayabilir dün üstünkörü hızlıca yazmıştım

    karşılıksız basılan usdt letter of credit modeli bir şekilde basılıyor olabilir - yani belki balina var, diyor ki tether'e kanka sen bana 100 milyon usdt bas, ben sana sonra parayı yollıycam ya da tether'ini geri vericem.

    alıyor 100 milyon usdt, gidip btc alıyor, sonra karını alıp satıyor, cebinde 120 milyon usdt var - 100 milyonu geri veriyor, 20 milyon cepte. adam pazarı oynatabilecek miktarda al sat yaptığı için buı tür işlemlerde tether (zaten karşılıksız bastığı) usdt'yi vermekten çekinmiyor.

    audit de yaptırmıyor tether. mesela bu anlattığımı banka yapsa, audit yaptırmak zorunda, gider price waterhouse yakalar, dünya yaygara kopar. tether diyor ki "bizi audit edebilecek kimse yok, yapımız çok kompleks" falan gibi bahaneler. özetle pis kokular geliyor bu resimden.

    3 sene önce de tether ile şişmişti fiyat, sonra 20.000den 6-7'ye hatta 3000'e düştü. yine benzeri bir mevzu oluyor gibi görünüyor.

  • alamancıların %90 ı gerizekalı oluyor. bu hem zengin hem de en geri zekalısından. şark kurnazıda olabilir, bilemedim.