gibi (dizi)

• 5. sezon 10. bölümünü dün izledim. herkes gibi güldüm eğlendim. klasik gibi bölümü falan derken bugün benim çocuğun öğretmeni aradı ve 'sınıftaki öğrencilere meslek tanıtımı yapıyoruz bu nedenle gelip mesleğinizle ilgili bilgi verebilir misiniz' dedi. ilk başta konuyu anlamaya çalıştım sonra aklıma dün izlediğim bölüm geldi. öğretmenle konuşurken ciddiyetimi bozmamaya dikkat etmeye çalıştım, gülmemek için kendimi zor tuttum amk. aklıma ilkkan geliyor. sikko geliyor. ulan acaba ben de mi fütüristim diye düşüyorum. bir taraftan çocuklara ciddi bir şey anlatacam diye gurur duyuyorum öbür taraftan bu dizi aklıma geliyor amk. neyse bakalım gidip geleceğin habercisi genç beyinlerine meslekle ilgili önemli şeyler anlatacağım. ya da sikko sikko şeylerden mi bahsedeyim bilemedim.
  
  edit: ve evet tarih ve gün de ayarlandı. 16 mayıs perşembe 15.00 benim için büyük gün:)))
• bazı bölümler abartılı şekilde eleştiriliyor.her bölümde size hayatın anlamını sunmak ya da hunharca güldürmek zorunda değil.bazı bölümlerde hayatta karşımıza çıkan bazı durumları izleyicilere aktarma ve mümkünse mizahi yönünü güçlü tutarak farklı bakış açılarını insanlara sunma amacını taşıyor. bazı bölümler, dizide işlenilen konunun gerçek hayattaki yansımalarını idrak edebilen insanlara güzel ve komik geliyor.
  bir de dizinin deneysel bir yönü var. bir kavram belirleniyor ve bunun üzerine senaryo oluşturuluyor.kavramlar üzerine düşünen insanlar için karakterlerin farklı tepkiler vermesi o kadar tat kaçıran bir durum değil, hatta yer yer pastanın üzerindeki çilek durumunda oluyor. asıl mesele kavram analizi.
• çok sevdiğim dizi.
  ancak son sezonlarda yılmaz'ın sürekli haklı çıkmasından ve recep ivedikleşmesinden rahatsız oluyorum.
  yılmaz'ın kokariçte, vatkada, yanlış mentördeki mağlup, mahcup hâlinin daha çok sevildiğini düşünüyorum.
  sürekli bağıran, küfür eden, haklı çıkan yılmaz antipatik duruyor.
• bazı yazarların da belirttiği gibi gerçekten her bölüm insanlara farklı hissettiriyor sanırım. bence sezon 5 bölüm 10 çok keyifliydi. iki defa izledim hatta. okuldaki kısım aşırı keyifliydi ama öncesinde de güzel tespitler vardı. ama son yazılanlara bakıyorum bazıları da hunharca gömmüş bölümü. yine aynı şekilde en sevdiğim bölümlerden birisi karanlık güç bölümüdür mesela ama yine takip eden bir arkadaşım o kadar iyi değildi o dedi. o yüzden fikir edinmek için burayı okumamak daha mantıklı bence. ya insanlarla mizah anlayışımız eşleşmiyor ya da bu insanlar kendisine hitap etmediği halde ısrarla izlemeye çalışıyorlar.
• son bölüm arabada ümran'ın şile'ye götürülmesi ile bitmeliydi.
• ümitcan karakteri neden dizide kendine bir daha yer bulmadi anlayamıyorum. semih burak güneş aksanıyla, müziğiyle müthiş can vermişti bu role. dizide istisnasız en başarısız oyunculuklara sahip kadın oyuncular birden fazla defa karşımıza çıkarken ümitcan kayboldu gitti.
  
  şu bilinsin ki gibi seyircisi ümitcan'a ve müziğine yılmaz ve ersoy tarafindan yapılan haksızlıkları unutmaz.
  
  pop bu!
• son bölümde; apokaliptik bir zaman diliminde üçlümüzün başına gelen olaylar örgüsü bekliyordum. klasik süreci neden bozdular anlamadım.
  
  ayrıca, ümran hanım bizimkileri en başından beri mi olumsuz örnek olarak çağırdı yoksa hakkında konuştuklarını duyduktan sonra fikri mi değişti? bu da muallak kaldı.