370 entry daha
  • devrimci dayanışma konseptini ağzına almaması gereken parti. her yerde tek başına var olmak isteyen solun tüm alanlarını stalinist algılarıyla kemalizm varyeteleriyle doldurmak isteyen avangardizm söylemiyle ortada dolanan bir parti için devrimci dayanışma talebiyle ortaya çıkmak komik duruyor.

    genel başkana saldırı ise insanlık hatta canlılık sınırları dahilinde kabul edilebilecek bir şey değil. geçmiş olsun.
  • hep yazıyorum dtp ve bu misyondaki partiyi destekleyen oy veren kitlenin ne kültür ne okur-yazarlık ne de misyon olarak ülkücülerden farkı vardır. tek fark biri arı türk ırkını bu topraklara layık görür öbürü kürt. ikiside kanla sular toprakları ikiside kanla yapar yapacaklarını. hiçbir partiye oy vermediğimden parti yapılarına girmeden tkp başkanı ve parti misyonu ne olursa olsun yapılan saldırı sadece aynı bokun siyahıdır.savunmak dahi gülünç oluyor.
  • genel başkanına odtü'de yapılan saldırı bugün odtü öğretim elemanları derneği, eğitim-sen ankara 5 nolu şube ve üniversite konseyleri derneği tarafından bir basın açıklamasıyla kınanacaktır. yer ve zamanını yazmıyorum, bir iki şef, bir iki akılsız genci gaza getirir filan, dikkatli olmak lazım.

    yapılan saldırının organize olduğuna dair -eğer yazar gerçekten de orada idiyse- sözlükten şöyle bir kanıt sunulabilir:
    "kürt öğrenciler (...) müdahele (sic.) etmeden önce salondan ayrılmak isteyenlerin ayrılabileceğini söylemişlerdir." (bkz: #18895920) yani 'döveceğiz, dayak yemek istemeyen çıksın.'
  • 24 saat küfrettiğim tkp'nin avukatlığı bana kalmadı. onu yapacaklar vardır. benim derdim ilkesel bir sorunun odağında olması. ama önce biraz devlet dersinden okuma parçaları.

    malumunuz türk polisi diye güruh var. bunların valileri, amirleri, başbakanları var. işte bu adamlar mütemadiyen solcuları, işçileri, memurları velhasıl hak arayan herkesi döverler. ama dövdük demezler. "müdahale edildi" derler, "kalabalık dağıtıldı" derler, "vatandaşın burnu kanamadı" derler. ama bir de sivil faşistler vardır. kampüslerde, meydanlarda öğrencilere, işçilere saldırırlar ve evet saldırdık, dövdük, dersini verdik derler. aynı bokun laciverdidir de işte dürüsttür. retorik yapmaz.

    şimdi burada böyle bir şey gördüm. eni konu tkp'lilere saldırıp sopalarla dövmüşler ama bakıyoruz ne denilmiş, nasıl savunulmuş: "tkp'lilere müdahale edildi", "dileyenlere salondan çıkma hakkı tanındı". bu mudur?

    devam ediyorum. roni marguiles'e ödp'liler boyalı yani en azından simgesel saldırıda bulunduklarında [simgesel olması masumlaştırmıyor] her fraksiyondan haklı olarak kıyameti kopartanlar, ahmet türk'e yumruklu saldırıda haklı olarak kıyameti kopartanların, erkan baş'a yapılan saldırıyı ama onlar da kürt siyasetçiye faşist dediler diye savunmasını yemem. kusura bakmayın. önce onlar başlattı demek sığ burjuva medyasının; müdahale edildi demek de devletin dilidir. benden söylemesi.

    kimseye önce bunu eleştir sonra bunu diyemem haşa. ama şunu diyebilirim: ya herkes için konuşun ya da herkes için susun. buna da zaten siyaset değil ahlak diyoruz.

    herhangi bir şiddet gösterisinden şikayet edenlerin tkp'ye yapılan şiddete sahip çıkması ayıptır. tkp'nin uyguladığı şiddet de bunu meşru göstermez.
  • yurtsever cephe şiddete maruz kalmışsa elbette bunun savunulacak tarafı yoktur. hatta yurtsever cephenin daha önce şahit olduğumuz tüm taşkınlıkları ve şiddete kendisinin de başvurduğunu aklımızda tutarsak, bunların bile şiddete maruz kalmayı hak edilmiş göstermediğini söylemek istiyorum. (insanlık dışı muameleler hak edilemez!)

    yalnız burada tkp şapkasını eline alıp bir düşünsün!

    yurtsever cephe ve tkp'nin organizasyonel parti şovenizmi (particilik ve her şeyi partiye adama) geçmişi ile ülkenin sol kesiminden aldığı eleştirileri maruz kaldığı şiddetle bağdaştırmaması gerek. platformculuk ve platform eylemlerine sol taraftan geçirdiği kroşeleri de unutamıyoruz. tüm teorik ve pratik eleştiriler bakidir. hal böyleyken tkp başkanının toplantısı basıldı diye susacak "hmm tmm o zaman haklıymışsınız" diyecek değiliz.

    yoksa birçok yazar ve düşünürün söyleşilerini basan tkp'li öğrencilerin yarattığı ortamı da unutmadık. öyle 3 dakika slogan atıp, tepkilerini gösterip gitmediler hiç. her seferinde 15 dakika salonu tıkayıp, bazen kapıyı tutup, ortamı boğup, söyleşinin devam etmesini engelleme yönünde çabaları oldu. toplanan insanların yıldırılıp salonun boşalmasına yönelik hareketler, yer yer konuğa yakın temaslara varan saldırgan tutumlar gayet de sıradandı! hatta bir söyleşiye gidildiğinde içeride tkp'li öğrencileri görünce aha yine sıçtık, ortalığın ağzına sıçarlar dediğim vardır. şimdi kampüste jandarmalığa soyunan bu arkadaşlar, istemedikleri toplantıları sabote edip, yalnızca protestoda kalmayan ağır engelleme girişimleriyle hala destek görmeyi bekliyorlar şartsız koşulsuz. yooo arkadaş, öpüşün barışın tabii ama ağzına da sıçarım kusra bakma.

    gerçi parti programları zaten öteki sayıdığı her şeyi ezmeyi marifet gibi vadediyor ya neyse!

    şerh: "tkp", "yurtsever", "sol" sözcüklerini tekeline almaya kalkması ve bunu da tarihsel örgütlenme sürekliliğinde etik dışı bir şekilde aparması aklımda, yani bu sözcükleri sırf kolay anlaşılması bakımından kullandım. yoksa,

    tkp, tarihi tkp değildir. sip demek gerekir.
    yurtsever derken, ezen millet yurtseveridir.
    sol'u sahiplenir, ama kendisi dışındaki sol'un hep tersine gider, en temel hak eylemlerinde dahi.

    büdüt: oha oha, bildiğin katırt komünist ettiler beni, goygoy ettiler. tarihi tkp'yi sahiplenişine bir tepki bu, yoksa sikimde olmaz dildeki her sözcüğü istediği gibi kullansın, stalinizmin totaliterizmin çöplüğünü de burada karıştırmam. yurtsever sözcüğüne gelince, sınıf siyaseti yapıyoruz kimlik siyaseti değil derken bu parti yurtseverlik bildiğin çeşitliliği yokedicidir. yoksa milliyetçiliği de sallamam, kürt halk hareketinin sosyal motiflerini aşacak şekildeki şöven yurtseverliği de vız gelir. aaa ama burada konumuz tkp idi, ve kendisinin yurtseverliğine geçiriyordum, yoksa yurtsever kavramını başka yerde itin götüne sokarız! sol konusu ayrı bişe, sol'un geneline hitap etme amacıyla portal kurup - partiyi izole ederek etrafa salya saçtırtmanın sol sözcüğüyle alakasına gülerim. yoksa öyle simge, sözcük, lider fetişim yoktur. bu yüzden şerh dedik! insana goygoycu, hart hurt demeden bari bir eski entry'lerine göz atın yavrem.
  • anarşistim, anarşistsin, anarşist. kılım ayrıca bu partiye, boşuna da kıl değilim, sebepleri sorulursa anlatırım, geçmişim var kendisiyle.

    ve fekat,

    "tkp", "yurtsever" ve "sol" sözcüklerini tekeline almaya kalkması değil bu parti hakkında bu kadar goygoy yapan diğer solcuların varlık nedeni. bu üç kelimeyi sahiplenen ve tekellerine tütün ekilen çeşitli hareketlerin temsilcilerinin kafa ütülemesi söz konusu.

    1) tkp:
    tkp, türkiye komünist partisi demektir. türkiye'de uluslararası komünist hareketin ilkelerine göre (komintern) kurulmuş komünist partiler bu ismi alabilirler. türkiye'de komintern ilkelerine göre kurulmuş ve hareket eden yegane parti, nah bu sip-tkp çizgisi. öncelikle o yüzden kılım zaten onlara, kropotkin'in, mahnovistlerin kıyımlarının, kronstadt'ın, yunanistan iç savaşı'nın, ispanya iç savaşı'nın müsebbi olan bir hareketi sahiplendikleri için.

    başta eski tkp ile karıştırılmamak istemeleri ile bugün tkp ismini eski tkplilerin elinden almaları arasında çelişki yok. zira eski tkp dönemini kapatmak ve türkiye'deki bir kp isminin altını günümüzdeki bir komünist hareket olarak doldurmak hiç de mantıksız değil. geleneksel komünist olsaydım ben de bunu yapardım.

    elinde sadece eski tkp'nin hayaleti kalmış dergi çevreleri, tam da tekellerine alıp da huzur buldukları fildişi kuleyi yitirmek rahatsız duyabilirler. doğaldır, ama goygoydur.

    2) "yurtsever"
    bir enternasyonalist olarak, hatta ezilenler ab'si söylemine de angaje biri olarak, emperyalizm karşıtı yerel devrim söylemini sahiplenen bu partinin yan bir oluşumunun yurtsever adını alması kadar doğal bir şey yok. bu da kürt hareketine rahatsızlık veriyor. ama bu da goygoy.

    hatta tkp'nin kürt hareketine "kapitalizme hizmet ettiğiniz noktalarda size itiraz edeceğiz" demesi de gayet doğal. kürt hareketi her söyleminin koşulsuz sahiplenilmesini filan istiyorsa, bu konuda problem yaşayacaktır. sınıfsal ve ulusal mücadeleler her zaman birbiriyle ortak hatlara sahip olmayabilirler.

    adamlar buraya sabahlara kadar, kürtlerin verdiği mücadeleye destek veriyoruz ve türk ve kürt ezilenlerinin kurtuluşunu ortak görüyoruz yazarken, onlara söylemleri dışında atıflarda bulunmakla demagoji yapma çabası da goygoy.

    3) sol:
    sol ismini sahiplendikleri nereden çıkıyor. sol (l'si büyük) isimli başka yazarların da katıldığı bir dergi/haber portalı yayınlıyorlar. o başka yazarların söylemi üzerinden eleştiriler yapılıyor ve bir de o yüzden papara yiyorlar. hatta partilerinin genel başkanı, sırf sol isimli bir dergi çıkartıp da başka yazarlara alan açtığı için saldırıya uğruyor. ne ala. bu en goygoy olanı zaten.

    yarın öbür gün, devrim yapsalar, tabi oldukları komintern ilkelerine uygun, sscbvari bir yönetim benimseyeceklerse, beni en iyi ihtimalle sınır dışı edecek bir partiyi savunduruyorsunuz ya burada...

    hayatınız goygoy.

    ha bir de, krasnoya gibi sip-tkp çizgisini fetişleştirip sonra da ona katılmış çok insan gördüm. bu krasnoya bir gün tkpli olursa benden çekeceği var, şimdiden söyleyeyim.
  • vakti zamaninda, sip cephelilere saldirmişti.

    detayi şurada

    edit: üzerinden çok zaman geçti, mevzu halledildi diyor rokoko. lakin oldu mu, oldu.
  • anladığım kadarıyla kominternleri "bizi ekşi sözlükte eleştirenleri seri eksileyin, bu davamızda başarılı olanlar hiç bir zaman yapmayacağımız devrimden sonra çikolata ve internet sekreterliğinin başına getirelecektir." şeklinde bir bildiri yayınlamış partidir.

    edit: şaka maka herifler, en beğenilenleri alt üst etmişler helal olsun. bu aşkla bir devrime falan kalkışsalar sovyetleri diriltirler şerefsizim.
3296 entry daha
hesabın var mı? giriş yap