1258 entry daha
  • hatirlanacagi uzere, gectigimiz pazar gunu, bristol'daki irkcilik karsiti gosterilerde, edward colston'un heykeli sokulmus ve nehre atilmisti. bristol'deki bazi okul ve hastanelere de adi verilen edward colston, bati afrika'dan karayiplere gerceklesen kole ticari esnasinda 20.000 kadar kolenin seyahat esnasinda olumunden sorumlu. 1895 yilinda dikilen heykelin yikilmasi icin daha onceleri de girisimler olmus. bristol'un jamaika kokenli isci partili belediye baskani marvin rees de heykelin bristol icin bir utanc oldugunu belirtmis ve yikilmasina destek vermis.

    su an yeni heykelin en buyuk adayi ise, 1963 yilinda bristol otobus sirketi boykotunu baslatan paul stephenson. bahsedilen sirketin, siyahi kokenlileri ve asyalilari istihdam etmemesi uzerine baslayan boykota liderlik eden paul stephenson'a 2009 yilinda "esitlik uzerine yaptigi katkilardan oturu" kraliyet nisani verilir.

    simdi bu olaylardan sonra ingiltere'de baska bir olay daha gundem oldu; cecil rhodes.

    cecil rhodes, oxford mezunu bir ingiliz , yani "onun zamaninda oxford varmis ki okumus", daha dogrusu oxford universitesi - oriel koleji'nden mezun. rhodes, apartheid rejiminin de mimarlarindan biri olarak gozukuyor. bu nedenle 2016 yilinda, aralarinda oxford mezunlarinin da oldugu bir grup ogrenci, universitenin icinde yer alan cecil rhodes heykelinin kaldirilmasini ister. bunun icin imza toplarlar, kampanya baslatirlar, hatta rhodesmustfall isimli hashtag'lerle sosyal medya'dan da seslerini duyururlar, ancak oriel koleji, heykeli kaldirmanin tarihi silecegini belirtir ve kaldirilmamasi gerektigine hukmeder.

    iyi de, kim bu cecil rhodes derseniz; bu adam dunyanin en buyuk elmas sirketi olan de beers'in kurucusu . de beers su anda 35 ulkede faaliyet gostermekte ve yillik cirosu 6 milyar sterlin. ingilizleri "ana irk" olarak goren rhodes'in en buyuk hayallerinden biri de, misir, ingiliz somurgesiyken, kahire'den cape town'a direkt inen bir demiryolu insa etmektir. 1890-1896 yillari arasinda cape colony'nin (bir nevi simdiki cape town) basbakani olarak gorev yaptigi esnada, afrikalilarin haklarini etkin bir sekilde kisitlar ve ardindan transvaal devlet baskani paul kruger'a duzenlenen ve basarisiz olan darbe girisiminde (jameson raid) etkin rol oynar, bu girisimleri kendi ulkesinde de kredibilitesini oldukca dusurur. bu darbe girisminin altinda, ingilizlerin, transvaal cumhuriyetinin altin madenlerinden nasiplenememesi yatmaktadir.

    jameson baskininda basarisiz olan ingilizler, rhodes'in finansorlugunde 1899 yilinda, transvaal ulkesine tekrar savas acarlar. tarihe 2. boer savasi olarak gececek ve uc yil surecek bu savasta, 6000'den fazla transvaal askeri olurken, 26.000'den fazla cocuk ve kadin toplama kamplarinda hayatini kaybeder. paul kruger, avrupa ulkelerinden destek almak icin bu kitaya gider, ancak hicbir ulke destek vermez, vermedigi gibi bir de tarafsiz kalirlar. savas sonunda, transvaal kolonisi dagilir, ulke birlesik kralliga baglanir ve altin madenleri ingilizlerin denetimine gecer. bu savasin ingiliz devletine maliyeti ise, bugunun ederiyle, 26 milyar sterlin olur.

    en nihayetinde rhodes 1902 yilinda hayatini kaybeder. tarihe, olumunden 46 yil sonra "resmilesecek" olan apartheid surecinin temellerini atmasi ve ingiliz irkciligini guney afrika'ya tasimasiyla gecer. bugun, bill clinton'in da sayesinde okudugu meshur "rhodes bursu"nun fikir babasi ve finansorudur.

    rhodes, ingiltere'nin onemli ve ikonik figurlerinden biridir. bu nedenle, ada'nin "rhodes'in heykelleri de yikilmali mi" tartismasinin gundemde olmasi normal . tipki, dun, iskoc orijinli, kole tuccari, robert milligan'in heykellerinin de sokulmeye baslanmasi gibi.

    ingiltere'nin bu tartismalara veya aksiyonlara abd'den daha yavas gelmesinin bir sebebi de, orneklerini verdigimiz irkciligin cogunun, ulke disinda gerceklesmesidir.

    ingiltere ile birlikte, avrupa da somurgeci gecmisiyle yuzlesiyor (en azindan yuzlesmeye calisiyor) acikcasi, "artik, hicbir sey eskisi gibi olmayacak" denildiginde, anti-irkcilik hareketinin, covid'e oranla daha baskin gelecegini dusunuyorum, stalin'in (veya ona atfedilen) "bir insanin olumu trajedir'dir, milyonlarin ise istatsitik" sozunu daha once de bir kac yerde yazmistim. tarihe baktigimizda, bir cok kitlesel eylemin, cok kucuk kivilcimlardan basladigini goruruz zaten.

    elbette, iki heykel yikmayla veya yuruyusle hic kimse gecmisinden arinmaz, acikcasi 15. ve 16.yuzyillardan itibaren, ispanya ve ozellikle portekiz'in kolonizasyon calismalarinin (ozellikle de guney amerika'da) ingiltere'ye gore cok daha kanli ve direkt tarihi yok etmek uzere oldugunu da unutmamak gerek. zaten, osmanli'nin da tum tarih boyunca en buyuk emellerinden biri ispanyollari deniz savaslarinda yenmekti, hatta bunun icin, dusmani dusmani dostumdur ilkesini benimsemis ve 3.murat, 1.elizabeth'e yardim bile etmistir. velhasil, guney amerika'daki somurgelesme ve kolonizasyonun, direkt olarak, yagma ve kulturu tahrip etme
    uzerine kuruldugunu soylemek yanlis olmaz.

    bugun, twitter'da guzel bir sey okudum; "gelecegin tarihcilerine soyle sorulacak; 2020 yilinin hangi kisminda uzmansiniz?"

    bakarsiniz ucuncu ceyrekte gundem, universal basic income olur, kim bilir?

    yaksamlar.
2434 entry daha
hesabın var mı? giriş yap