• ulaştırma bakanı binali yıldırım'ın istanbul'a inşa edilecek üçüncü köprünün güzergahına dair yaptığı açıklama sırasında kurmuş olduğu cümle.

    (bkz: orman arazilerinin satışa çıkarılması)
  • kısaca "yorman beni" de diyebilirdi sayın bakan. adamlar bir şeye karar verdiklerinde her nasılsa bir kılıf uyduruyorlar sonuçta.
  • orman arazisi "rant" anlamina da geldigi icin mantikli bir cumle aslinda. tabi onlarin acisindan.

    arkadas bu adamlar herhalde fotosentez yapmanin bir yolunu buldular. ondan bu kadar rahatlar ormanlari satip savarken. yoksa akilli adam bu kadar kolayca ormanlari elden cikarmaz.
  • "hırsızlık yapmak hırsız olmak değildir" gibi bir cümle.
  • matrix'te ulaştırma bakanlığı yapan birinin ebleh beyanatı.
  • türkçedeki yan anlamın yetersiz kaldığı, akp'ye özel olmak kaydıyla ek olarak yandaş anlamının da artık türkçeye kazandırılması gerektiğinin göstergesidir.
  • bu söz üstüne ben sayın bakana bir şey sormak istiyorum;

    köprünün lokasyonuna yakın 10küsür dönümlük, üzerinde tek bir ağaç bulunmayan, 20 senedir tapulu olan arazimize 2 3 ay önce burası orman diye tapu iptali davası açmanız ne anlama geliyordu? orman diyerek beleşe araziye konup sonra eşinize dostunuza peşkeş çekecek değilsinizdir herhalde?
  • kamera önünde bir kaç fidan dikmekle kendini dünyalı sanan zihniyetin bugün yaşayan en istanbullu'dan daha istanbullu olan ve üstelik istanbul'un asıl güzelliği olan yeşil karşısındaki tahammulsuzluğünü su yüzüne çıkaran ifadedir.

    hani o hadis'de değinilen kişi olduğu için fetih yıl dönümlerinde ağlayarak andığınız fatih sultan mehmet var ya... işte onun bir sözü var, ormanlarımdan bir dal kesenin başını keserim diye. madem o denli saygınız var bu hakana, bu söz neden gelmiyor işinize. başkasının sağladığı özgürlükle konuşmak kolaydır, başkasının aldığı, başkasının kurtardığı toprakları sömürmek kolaydır. “kıyamet kopmaya başladığında birinizin elinde bir ağaç fidanı bulunursa, kıyamet kopmadan önce onu dikmeye gücü yetiyorsa, hemen onu diksin." hadisinde kıyamet anında bile dikin denileni siz ağaç değil; villa, plaza, gökdelen falan anladınız sanırım. o yüzden içinde zekeriya peygamber olduğunu bile bilseniz baltayı vurmaktan çekinmeyeceksiniz. sonra da yapmayın etmeyin diyene gelişimin karşısında duran hain muamelesi yapacaksınız, biz de ışıklandırdığınız köprüleri izleyeceğiz egzos dumanını soluya soluya.
hesabın var mı? giriş yap