• taksim sıraselviler'de postmodern "eat" mekanı. (şimdi bunlar böyle derler) süper dekorasyonu, her masadaki çimenli kaseleri (çim adam ekolü), genel ambiyansıyla (bu lafı da kullandım) son derece başarılı olmasına rağmen "asma yaprağına sarılı kızartılmış antakya peyniri tatlı chilli sos ile", "tortilla üzerinde avokado ve susam yağı sosu", "mozir balığı yoğurtla tatlandırılmış ve üzerinde çimen suyu gezdirilmiş" (ilk ikisi gerçektir, ben bizzat yedim) gibi yemeklerinin olması, o yemeklerin peter bilmemkim adlı bir ingiliz tarafından "tasarlanmış" olması gibi sorunlar yüzünden olsa gerek 15 kişiye 465 milyon hesap getiren bir yer olarak aklımıza kazındı, mümkünse gidilmemesi kararlaştırıldı (kararlaştırmamış olsak gidebiliriz yoksa)

    wasabi'li (wasssaaaaaaaaabi) çorbayı (ergonomik değil) içen barbie'nin dışında ben yemeklerden muhteşem zevk alan göremedim, kler kihkoh ve ssg'nin "ya ne var" ları arasında somonlu tortellini yedi, ki en normal yemek de o idi zaten.

    kirmizi ışıklı kadınlar (ve mavi ışıklı erkekler) tuvaleti dikkatimizi çekti.
  • duvarinda cengelli igne yutmus birisinin rontgenin bulundugu mekan...pastalari icin ruhunu teslim edebilirsiniz...
  • mekanın esprisi yemek salonundan kafanızı aşağı doğru çevirdiğinizde üzerine bastığınız camdan aşağıdaki mutfağı görebilmeniz, kişi başı kafadan 50 kağıt hesap ödediğiniz mekanda askeri ücretle çalışan insanların aşağıda koşuşturmasını görürken huzur içinde yemek yiyebilmeniz için yapmı$lar sanırım..
    onun dışında devamlı backroundda çalan cafe delmar parçaları vede istanbulun en kozmopolit semtlerinden birinde sessiz (camlar sanırım ses geçirmez) sakin huzur içinde yemek yeme vede okulunuzun 6 bina sağ tarafında olması alternatifi..
  • ingiltere'de yayınlanan restaurant dergisi tarafından dünyanın en iyi 50 restoranı arasında yer alan restoran. 68 kişilik uzman bir jürinin yaptığı listeye giren tek türk restoranı 39'uncu sırada yer aldı.
  • (bkz: levent çanga)
  • peter gordon şefliğinde fusion yemekler yapan , tarık ve savaş'ın ortak olduğu, geçen yaz parkorman'da da "est-" olarak yer alan, yiyeceklerinden çok kokteyllerini sevdiğim mekan. (bkz: mojito)
  • yemekleri hakkaten çok çook güzel, özellikle satsuma ve mojito çok başarılı. türkbükü changa sıraselvilerden daha güzel haliyle.
  • fusion yemeğin ne olduğunu da öğrendiğimiz lokanta.
  • hiçbir yerde sebze yemekleri bu kadar güzel soslar içersinde bulunamaz heralde. o soslarla inanılması güç şeyler oluveriyor yemekler. ama tabi porsyonları az geliyor insana. yedikçe yiyesi geliyor ve dolayısıyla hesap da fena oluyor. ayrıca erkekler tuvaletinde mavi bayanlarda kırmızı ışık var. tuvaletten çıkınca garip hissediyor insan.
  • güzel, minimalist tarzda döşenmiş mekan. hoş bir ışıklandırma var.
    yemekler çok güzel ve türk mutfağına göre değişik

    sahibinin sınıf arkadaşım olduğu bar-restoran. son sınıf toplantısında netfinity'yi de bekledik, gelmedi
hesabın var mı? giriş yap