• 22. istanbul film festivalinde kapanış filmi olarak gösterilen ispanya-arjantin ortak yapımı 120 dakikalık sıradışı bir gerilim filmi. film hakkında festival kitapçığının yorumu ise şöyle:
    muhteşem bir oyuncu ekibi ve yarım saatin ardından duygusal bir fırtınaya dönüşen sımsıkı bir senaryo, kapanış jeneriği akıp bittikten uzun süre sonra bile imgeleri zihinde kalan, çok etkili ve sıradışı bir gerilim filmi.
  • sonunda uzaylıların ortaya çıkıp "şehrin çıkış kapılarını" kapatmalarını beklerken elimi boşta bırakan ve lakin gayet de beğendiğim bir film olmuştur "sınırsız kentte".. ve beraberinde bir sürü şeyi de farkettirmiştir; misal; geraldine chaplin'in iki gözünün altında simetrik şekilde yer alan benleri, ispanyol komünistlerin kol düğmeleri ile şifreleştikleri vesair.. yazılan bir mektuptu ki sonda, ölmeden önce yazılabilecek en güzel mektuplardan biri olmuştur kanımca..
  • bir aile dramı olarak adlandırılabilecek hiç beklenmedik duygusal bir sonla noktayı koyan festival filmi.
  • ağır temposuna rağmen aslında gayet sürükleyici bulduğum, aile, aşk ve sevgiyi hepsini birden ihanetler bağlamında bir anda karşıma cuk diye çıkarabilmiş, adeta ihanetler çeşitlemesi olmuş lakin sinema tadı olarak ağızda güzel tat bırakmış olduğunu düşündüğüm film..
  • bi ara ispanyol matrixi midir diye düşünmeme yol açan, finalinde kaçış sineması gibi seyirciyi rahatlatmayıp boğazında yumruyla salondan uğurlayan tempolu film. esas oğlan bahis'in de başrolünü üstlenir.
  • tom tykwer in elinden cikmis bir douglas sirk melodrami gibi duran, biraz silkelenip kendine gelmesi gerektigi izlenimi yaratan, oldukca etkileyici, kesfe deger film.
  • yer yer sarkan yanlari yok degil filmin. yonetmenin senaryo ile ilgili secimlerine itiraz da edilebilir ancak * kabul etmek gerek sinir kentte kalbur ustu bir calisma olmus. yonetmen gerek gorsel secimleriyle gerekse turlere iliskin kliseleri bir aile dramina katmasiyla goz dolduruyor. hernandez efendi tum bu delişmenliginin yaninda gozlerimizi doldurtan, eli yuzu duzgun bir film cekmis. helal olsun. bu arada geraldine chapline bir kez daha hayran olduk, bu ne asalet, bu ne dirayet.
  • isp. sınırsız kentte
  • kendi capinda guzel bir film olmasina ragmen bu filme gerilim filmi diyenlerin tesisi izlemeleri gerek diyorum. ayrica film her erkekte bir pic her kadinda da bir orospu ruhu olur tezini savunurcasina karakterleri isliyor
  • belki de kişisel olarak belki de filmin kendisinden dolayı son derece başarılı bulduğum ve uzun zamandır sinemadan bu denli memnun ayrılmadığımı belirtmeme neden olmuş film. film sonunda anlatılmak istenen şeyin gayet başarılı bir şekilde dile getirildiğini de belirtmek isterim. bir başka hususda filmin senaryosunda da ilişkisel bazda sınırsızlık olduğunun göze çarpması. film sonunda bir bakıyorsunuz ki senarist aslında bir çok irdelenecek ve ortaya çıkarılacak ilişki varken son derece sıradışı bir yol izlemiş. belki de diğer hikayeleri çok da sıradışı olmadığı için izleyiciye bırakmış. uzun zamandır film sonlarında gözlerimiz dolmaz olmuştu bunu da yaşadık evet.. yayında ve yapımda emeği geçen herkesi kutlamak gerek.
hesabın var mı? giriş yap