• maurice ravel'in, aloysius bertrand'in 3 $iirini temel alarak yarattigi piyano eseri. piyano repertuvarinin calinmasi en zor parcalarindan biridir. bunun nedenlerinden biri de ravel'in 3. bolum olan "scarbo"'da, balakirev'in "islamey"'inden (ki bu eser de efsane zorluktadir) daha zor olsun diyerek yepyeni bir $ekil denemesine giri$mesidir. 2. bolumu olan "le gibet", arka arkaya dinlendiginde mutlak bir umutsuzluk, aci ve olum kavramlarini insanin benligine i$ler. bu bolumde de misal, sabit olarak calinan bir si bemol notasi vardir (uzaktan duyulan kilise canlarini taklit eder), parca ba$indan sonuna kadar 153 kere tekrar eder bu nota.

    bolumler tam isimleriyle ve tempolariyla $oyledir:

    i. ondine: lent
    ii. le gibet: trés lent
    iii. scarbo: modéré

    ve bu eser mutlaka ivo pogorelich'ten dinlenilmelidir.
  • aloysius bertrand'ın, mensur şiirin öncülerinden, maldoror'un şarkılarıyla beraber, şiirin yazgısını değiştirmiş olan yapıtı..
  • (bkz: maldoror)
  • açlık adlı harika tony scott filminde, darağacı adlı üçte birliği tüyler ürperten eşsiz piyano koçaklaması
  • kesinlikle samson françois'dan dinlenmesi gereken eser.
  • ravel'in 1908 yılında yazdığı piyano eseri.
    ravel'in "l'heure espagnole" * adlı eseriyle çağdaş. tipik bir program müziği. teknik açıdan liszt etkisinde. en belirgin teknik problem ise repetisyon (özellikle ondine ve scarbo da) . bu triptik eserde aloysius bertrand'ın şiirleri program olarak kullanılmış.

    ondine: bir ölümlüye aşık fakat reddedilen su perisinin hüzünlü öyküsü. parçanın her yerinde su damlalarının tınısı vardır, coda da ise ondine'in kahkahalarla gülerek ama düş kırıklığı içinde sular arasında kaybolup gidişini anlatır. empresyonizmin müzikteki en etkileyici sayfalarından biridir.

    le gibet: ölüm çanının ostinato biçimde (sib üzerinde ve senkoplu olarak) ilk ölçüden son ölçüye kadar duyulması ve batan güneşin ışığında darağacında asılı bırakılmış bir mahkum cesedinin görünümü. özet olarak kasvetli bir ortaçağ atmosferi.

    scarbo : * gaspard de la nuit'nin en düşsel ve masalsı bölümü. her yerde olan cinin tasviri.
  • illa akademik olsun, fransızdan olsun değilse eğer, martha argerichten, scarboda gitar tınıları duyuran bu aşık olunası kadından da dinlenilesi eser.
  • piyanistin sinirlarini zorlayan ama citasini yukselten eser.
    naxos etiketli ravel plays ravel cd'sinde ravel'in ta kendisinden bir adet ondine dinlenebilir, asla ama asla sol pedal kullanmadigi gorulebilir-ki zaten ravel'in piyanosu (markasini unuttum) 2 pedalli bir konsoldu. bu baglamda da argerich'in gaspard de la nuit'sini dinledikten sonra ravel'i dinleyince "amaan bu ne ya kazma gibin" denilebilir ve hemen akabinde de "ama nasil olur ki besteci demek ki boyle istemis" diye dusunulur, ikilemde kalinir.. sonra da "olumlu dunya sekercim ya sol pedalin lafi mi olur" denip icmeye gidilir. argerich'in ondine ve scarbo'su ise akillara zarardir, insani depresyona sokar, intiharlara surukler. ki bu calis zaten akademiktir *.
  • karanlıkta renkleri gördürendir. renkler içinde boğup gözyaşı döktürendir. darağacında boynumdaki ilmiği çekendir. bir peri, bir cini asmış gerisi kimin umrunda? bir peri suret görünmüş, bir hayal olunmuş sana be güzelim...
  • yazılmasaydı fransız şiiri olur muydu diye düşünürüm. bir kere les chants de maldoror olmazdı. bu da demektir ki mallarmé, rimbaud, baudelaire olmazdı. peki o zaman ne olurdu?

    işte bunu düşünemiyorum.
hesabın var mı? giriş yap