ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
tarihteki muazzam ayarlar
-
başbakan ile çiftçi arasında geçen konuşmada, başbakan'ın çiftçiye "anayasayı senden mi öğrenicem lan?" demesinin üzerine çiftçinin* "lan mı? canın sağolsun." demesi, kanaatimce son yıllarda yurdum dahilinde verilmiş en iyi cevaplardan biridir. sayın başbakan bu sözün üzerine sadece "evet" demiştir.
evrim teorisi
-
(bkz: mükemmel sistem)
(bkz: mükemmel kuş)
(bkz: kusursuz iguana)
(bkz: harikulade çakal)
(bkz: şairane terliksi hayvan)
(bkz: gözlerinde kaybolmak istediğim ayak mantarı)
hoşlanılan kişinin voleybol oynarken top atmaması
-
oyun devam ettikçe hanım kızımızın aslında başka bir çocuğa meylettiğini fark etmekle daha da bir dramatikleşen olay.
şöyle ki kızımız parmak uçlarıyla narin pasları hep o dingile atmaya, saçını bir sağa bir sola atıp gülümsemeye, dingilin de ona karşılık olarak gönderdiği topa düşmesin diye son anda yetişirken cilveli ve minik "ay!" sesleri çıkarmaya başladığında dünya başınıza geçebilir.
bu gibi durumlarda önce surat asılır, kıza "vay be, bana ha..." diye imalı imalı bakılır (kız bakmaz ama), son çare olarak dönüşüm geçirip payidar demir olunur, herifin kafaya kafaya smaçlar çakılır. ortam elektriklenir gibi olduğu anda ise son smacı da kızın kafasına çakıp "siz oynayın!" diyip basıp gidilir.
"kız hemen koşarak arkadan gelip "dur, nereye gidiyorsun... neden böyle davrandın ki?" diye sorar. kıskandığını anlamıştır ve sana karşı boş olmadığını göstermek için gülümseyerek gözlerinin içine bakar" diye bitirmeyi çok isterdim ama genelde arkandan "gerizekalı" demekle yetinir sondaki "a" harfini inceltmeyi beceremeden...
akılda biri varken başkasıyla beraber olmak
-
herkes kötü diyor, adice diyor, çirkin diyor tamam ama beynine nasıl söz geçirebileceğini söyleyemiyor kimse. aksi de mümkün olmuyor işte kimi zaman. misal benim kira borcum 3 olmuş, ev sahibim gitmiyor aklımdan, gitmiyor amk. ne yapayım lan ne yapayım ben, manitayı mı terk edeyim, ne edeyim. konuşurken herkeste laf bol tabi.
türkiye'de kimsenin nefret etmediği tek kişi
-
sinan özendir. daha bu yaşıma kadar "ben sinan özen'e uyuz oluyorum." diyen bir şahısa denk gelmedim. ki düşün pepe'yi bile yakalasa sinirinden skecek adamlar var bu ülkede.
yaran sevgili diyalogları
özkan uğur
-
buraları okuyor musun bilmiyorum özkan abi. ama geçecek. 24. yaşındayım 2. kez yenmek üzereyim lenfomayı geçecek hepsi. ben sizin konserlere geleceğim siz bizi coşturacaksiniz. biz ise birbirimizi tanımayıp aslında çok iyi tanıyan bi avuç insan olarak çok çok daha fazla tadını çıkaracağız o anların sen sadece inan
kendine 3 el ateş et sana bir şey olmayacak
-
her ölüm erken ölüm değil demek ki. iyi bile yaşamış bu kafayla.
noktalı virgül
-
genellikle yanlış kullanılan noktalama işareti. kullanım alanlarına şöyle bir göz atmakta fayda var kanımca:
1. cümle içinde virgüllerle ayrılmış tür veya takımları birbirinden ayırmak için konur: öğrenciler birinci sınıfta mitoloji, eleştirel okuma, gramer; ikinci sınıfta ise kültür tarihi, rönesans, romana giriş gibi dersler alırlar.
2. ögeleri arasında virgül bulunan sıralı tümceleri birbirinden ayırmak için konur: sabahtan beri bekliyorum; ne gelen var, ne giden.
3. virgülle ayrılmış örnekleri farklı örneklerden ayırmak için konur: italya, ingiltere, ispanya; roma, londra, madrid.
4. kendilerinden önceki tümceyle ilgi kuran ancak, fakat, lakin, çünkü, yoksa, bundan dolayı, binaenaleyh, sonuç olarak, bununla birlikte, öyleyse vb. cümle başı bağlaçlarından önce konur. ancak bu bağlaçlardan önce yazar, araya nokta, virgül, noktalı virgül koymakta serbesttir. bu husus, yazarın biçemdeki tercihiyle ilintilidir: ilk başta şüpheyle içeri alındı;(,)(.) ama sonra kim olduğunu anladıklarında ona dostça davrandılar.
** özneden sonra kullanılmaz; bağlaçla başlayan tümcede bağlaçtan sonra kullanılmaz.
** bu entry hazırlanırken http://www.tdk.gov.tr/ adresinden yararlanılmıştır.
(bkz: eksi sozlukte egitim seferberligi)
iş görüşmesinden 6 ay sonra arayan iş yeri
-
senin yerine aldıkları işten ayrılmıştır. o yüzden arıyorlardır.
hastası olunan sözler
-
"hiçbir şey, korkuya dayanan saygı kadar iğrenç değildir."
albert camus