hesabın var mı? giriş yap

  • 5 çocuğu 12 torunu olan dedemin ılık olduğunu anlamama sebep olan tespitlere söz konusu bir sınıflama.

  • allah'tan darbe başarısız oldu diye düşündüren hükümetimiz icraatı.

    düşünsenize darbe başarılı olsaydı sürekli ohal olacaktı;
    darbecilere alkış tutmayan herkes vatan haini damgası yiyecekti,
    gazeteciler ve muhalif milletvekilleri hapse atılacaktı,
    temel iletişim araçları engellenecekti,
    döviz kurları coşacaktı,
    halkın can güvenliği olmayacaktı, her an herkes kimvurduya gidebilecekti,
    ekonomi duracaktı, işsizlik alıp başını gidecekti,
    ülkenin dünya çapındaki itibarı yerlerde sürünecekti.

    o yüzden, çok şükür darbe girişimi tankların önüne yatan, uçaklara sapanla taş filan atan yüce halkımız tarafından engellendi de ülkece rahat bir nefes aldık. hamdüsenalar olsun.

    debe editi: (bkz: minik eymen'e yardım ediyoruz kampanyası)
    ikinci debe editi: (bkz: aybastida kopek zehirleme rezaleti)

  • simdi en son gittigim metallica konserinden sonra kesinlikle tescilledim ben bunu. yabanci bir grubun elemani ne derse desin bizim seyircimiz hep ayni mecbur cevabi veriyor. bir kac ornek 27 temmuz 2008 metallica istanbul konserinden:

    james hetfield: istanbuuuuulll
    seyirci:yeah

    james hetfield:metallicaaaa
    seyirci:yeah

    james hetfield:istanbuuuuulll
    seyirci:yeah

    james hetfield:metallicaaaa
    seyirci:yeah

    james hetfield:how are you doing tonight?
    seyirci:yeah???

    james hetfield:you guys are incredible
    seyirci:yeah???

    james hetfield:i think that's enough for today.
    seyirci:yeah???

    ilerde cakalin biri cikacak:

    -istanbuuuulll....
    -yeah
    -are you responsible for the armenian genocide?
    -yeah!!!

    o zaman sicicaz iste. serefsizim avrupa gazeteleri baslik atar, elli bin turk kendi agziyla itiraf etti diye.

  • bu pazar yaptığım eylem. dünya tatlısı bir sözlük yazarı ile tanıştım. hatta enteresandır birbirimizi neredeyse hiç görmeden tanıdık, tanıştık sıcak bir cay içtik aynı sıcaklıkta bir sohbet ettik.

    bu ilk değil aslında, gerçek hayatta görüşmeye devam ettiğim bir sürü dostum oldu. hatta geçen sene evde kızılca kıyamet kopup ben pılımı pırtımı toplayıp evi terkettiğimde, bu dostlarımdan biri öğrenir öğrenmez "ev bomboş duruyor, anahtar komşuda al, gir istediğin kadar kal" diyen jet hızında bir mesaj çekti taa londra'dan.

    bir başkası avukat dedi istediğin an. bir başkası iş dedi hatta "düşünüyorum, ne yapabilirsin diye 3 gündür, istersen buraya gel" dedi. tabi ki istisnalar vardır ama insanlar her yerde tanışıyorlar her yerde arkadaş, dost, sevgili olabiliyorlar. iyi insanlarla, kötü insanlarla karşılaşma ihtimali her yerde var. bu ihtimal galiba sizin ne aradığınızla da alakalı.

    sonuç olarak şu ana kadar, gerçek hayatta karşılaşıp, dost olduğunu zannetiğim kadar zarar görmedim henüz hiç birinden. demek ki o kadar da kötü bir şey değil.

  • gelen konuklar niye ibrahim tatlıses ölmüş de helvasını yemeye gelmişler gibi davranıyorlar * çok iyi adamdın senin gibisi gelmez efsaneydin adam yanınızda oturuyor ya yaşlı ziyareti gibi program olmuş

  • ahmet ümit romanlarından bir tanesi. 700 küsür sayfalık kitabı soluksuz okuyarak 3 günde bitirdim bu yaz. tabii okuduğum zaman 1 haftalık tatil dönemine denk gelmişti. kitabı okuduğum 3 günün 2'sinde denize giremedim doğru dürüst 'ay şu bölüm de bitsin, ay şu sayfa da geçsin..' diye diye.. bazı bölümlerinde okuyucuyu iyice şaşırtıyor, sesli tepkiler vermenize yol açıyor. (aaa, uuu, ohaaa, yuuh, vb..)
    yani diyeceğim o ki; kitap arayışı içinde olanlar, polisiye sevenler, ahmet ümit'e azcık da olsa bir sempatisi olanlar bu kitabı mutlaka okumalı.

  • biz zamanlar polisken 4-5 kere kadın erkek kavgasına denk geldim. usulca yanaşıp tarafları ayırıp, adamın duyamayacağı bir mesafeye ilerleyip "hanımefendi şikayetçi misiniz?" diye sorduk. sadece 1 tanesi sikayetçi oldu. adamın taşkınlığı devam edince kelepçeledik merkeze aldık.

    diğerleri "hayır sorun yok o benim kocam/sevgilim." dedikleri için mecburen arkamızı dönüp yürüdük. çünkü direk müdahale eden arkadaşlarımızın mağdur olduğuna sahit olduk.

    adam darp edildiği için (aslında zor kullanıldı) sikayetçi oldu, kadın ben yardım istemedim ki dedi. ve arkadaşlarımız sokaktan geçen masum bir insanı döven sivil vatandaş gibi yargılandı.

    tanıdık geldi di mi "ben yardım istemedim." cümlesi.

    soran arkadaşlar için edit: yaralanma ya da "kan" yoksa yukarıda dediğim gibi yapacak bişey de olmuyor. fakat yaralama mevcutsa zaten "suç" oluşmuş olduğu için gereği mutlaka yapılıyor.