• yaş ayrımcılığı (ingilizce: ageism) herhangi bir bireye ya da gruba yaşından ötürü yapılan ayrımcılık türüdür. yaş ayrımcılığı sistematik bir şekilde ya da istemsizce gerçekleşebilir. yaş ayrımcılığı üç temel kategoride ele alınabilir. bunlar yaşlı bireylere, yaşlanma sürecine ve yaşlılığa karşı oluşmuş ön yargılı yaklaşımlar; yaşlı bireylere karşı ayrımcı tavırlar ve yaşlı bireyler hakkındaki kalıplaşmış algıları destekleyen kurumsal uygulamalar ve politikalar olarak sınıflandırılır.**
  • sözlükte bolca müridi olan -izmdir.
    yaşlanan/yaş alan insanlara, kınanacak, yüz kızartıcı bir durumun içerisindeymiş gibi hissettirilmesi, ayrımcı/dışlayıcı bir dil kullanılarak sık sık had bildirilmesi.
    cinsellik üzerinden, 35 yaş üzeri herkesi ıskartaya çıkartanlar, belli bir yaş üzeri kadınları pert olmuş/evde kalmış /menopozlu teyzeler sıfatıyla ananlar.
    40 yaş üzeri erkeklerin yaşamdan keyif almak adına yaptıkları herseyi, kınamak/hor görmek/aşağılamak suretiyle, onlara sadece ebeveyn/baba/dede rolünü hak görenler. (metal müzik dinlemeyi bile)
    iyice abartıp, emeklilerin soludukları oksijeni bile lütuftan sayanlar (halbuki yıllarca dişinden tırnağından kesip bizi yetiştirdi, tam hayatımı yaşayacağım dediği zamanlara sağ salim erişebildi o insan)..
    belki de bu yüzden herkes kazayaklarından, yüz çizgilerinden, beyaz saçlarından bu kadar dehşete düşüyor. estetik cerrahi ve kozmetik sektörünün tüm mesaisi ve iddası, yaşlanmayı durdurmak/genç görünmek/yaşını göstermemek vaadi üzerine şekilleniyor, gelişiyor.
    hepimiz henüz yaşamadığımız yaşın acemisiyiz ve evet belki 65 yaşında hala jelibon yemekten keyif alıyor olacağız, ara ara açıp, metal/rock dinlemeye devam edeceğiz ya da kapüşonlu sweatshirt giymek alışkanlığımız devam edecek. kimseye zarar vermediği sürece, bırakalım herkes nasıl mutlu oluyorsa öyle yaşasın.
  • sistematik ageism en çok iş dünyasında görülür. 40 yaş ve üstü insanlar aynı maaşla, aynı işi yapmaya aday olduklarında, işin gerektirdiği niteliklere ve tecrübeye fazlasıyla sahip olsalar bile tercih edilmemektedirler. yapılan araştırmalar 40 yaş ve üstü insanlarda işsizlik oranının yükselliğine dikkat çekmekte.
    (bkz: 40 yaş üstü grupta işsizliğin artması)
  • sözlük ergenlerinin acilen öğrenmesi gereken bir kavram. genç inceller rahatsız.
  • pandemi döneminde durumları sebebiyle özel yasağa tabi tutulmak, bir örneği olabilir mi, bilemedim
  • “ben senin yaşındayken” cümlesi ne kadar yanlışsa “ben senin yaşına geldiğimde öğrenirim” cümlesi de o kadar sorunludur.
    tecrübe sadece çok yaşamayla alakalı bir durum olmadığına göre, her yaşın tecrübesi farklı farklı ve farklı zamanlara ait.
    ilişkilerin yaşı başı yoktur. mesele kurulan ilişkinin niteliğidir. kimse kimsenin önüne geçmediği, yaşını, başını bir referans olarak kullanmadığı sürece, ilişki serpilir güçlenir.
    insan bazan kendi yaşında ki insanlar arasında kendisini ifade edemez de, “yaşına uygun olmayanlar” arasında çok daha iyi ifade edebilir.
    kısaca agesizim,*günlük faşizm dışlamadır.
  • yaş ayrımcılığı.
    gençleri deneyimsiz, yetkin olmamakla suçlayan, orta ve ileri yaştakileri ise aktif yaşamın içinden çıkıp artık köşelerine çekilmeleri yönünde baskılayan küçümseyici, yıkıcı, zorba dil ve davranışlar bütünü.

    iş ve toplumsal yaşamda bu tür zorbalıklar aslında onarımı zor sorunlara, kuşak çatışmalarına neden oluyor. deneyim paylaşımının, sinerji yaratılmasının, gelişmenin önüne geçiyor. potansiyeller baca etkisi ile uçup gidiyor. aslında insan ömrünün her evresi bir diğerini zengin kılacak çeşitlilikte. görüp yararlanmasını bilenler için kuşkusuz.
    ekşi sözlük ne yazık ki bu zorba dilin en alasının örneklendiği bir ortam. oysa çok rahat cinsiyetten, yaştan bağımsız, demokratik, özgür bir platform olabilirdi.

    (bkz: yaş ayrımcılığı)
  • çok farklı şekillerde kendisini gösteriyor günlük hayatta.

    geçen entry’mde yaşı büyük birine yaşı daha küçük birinin üslubunu eleştirmiş bulununca aklım bu konuya gitti.

    yaşı büyük birine karşı daima saygılı mı olunmalı, otomatik olarak saygıyı hak mı eder?

    düşünüyorum da, her insan otomatik olarak asgari bir saygıyı hak eder karşılıklı bir etkileşimde, başlangıçta. zaman içerisinde bir insanın saygıyı hak etmediğine kanaat getirdiysek de yaşlı da olsa saygıyı hak etmiyordur.

    ancak bence saygısız bir çıkışla karşılaşan biri bu saygısızlığı yapandan bariz büyükse ve hak etmiyorsa bu çıkışı, mevzu dışarıdan ekstra çirkin duruyor. bunu ekstra çirkin algılamamız belki de, özellikle geçmişte fazlasıyla gözetilen ve büyüklere saygıyı şart koşan ageist değerlerimizin getirisi, bilmiyorum. ama bence yaşlılara, bizden daha fazla yaşam deneyimi olan insanlara yapılan haksız bir terbiyesizliği, muhatabı genç olan birine yapılana göre ekstra çirkin görmemiz kötü bir şey değil. toplum düzenine de katkısı olan bir şey. hayatımızdaki büyüklerin yerine koyuyor olmamız da bence bu durumdaki birine bakışımıza etkili. sadece otomatik saygı beklentisi abartıldığında bir itaat kültürüne dönüşüyor ama bu durum da eskilerde kaldı.
  • lafta tüm ayrımcılıklara karşı olan,anti-sexist,feminist,humanist onca topluluk,onca kurum tarafından bile uygulanıyor ageism.35+ iseniz,yazılım sektörüne girmeye çalışıyorsanız mesela,bunu çok net görebilirsiniz.

    karşıdaki insanın tüm tecrübelerini,emeklerini,(hatta üstün zekalı biri bile olsa),hiçe sayabiliyorlar.söz hakkı,kendini anlatma hakkı bile vermiyorlar hadleriymiş gibi.lafa gelince "yazılımın yaşı yoktur,emeğinizin önemi vardır" derler bir de ılık ılık.her şeyiniz kabuk olmuş,şov maymunları...

    eğer benim kafama,yeteneklerime,tecrübelerime değil;yaşıma,cinsiyetime bakıyorsan sen;zaten seninle yapabileceği bir iş de yoktur o adamın.size en az 10 gömlek üst demektir.çünkü sen etrafı okuyamıyorsun kardeşim.y kuşağı gibi bir kuşağın çocukluk-gençlik dönemini,nasıl bir geçiş yaşadıkları ve aralarında çok fazla ötekileştirilmiş,dışlanmış genius olduğu hakkında bilgin olmazsa,bu insanlara sırf +35 diye ayrımcılık yapacak embesillikte olabilirsin tabii.dos'un,fps'in,dota'nın doğuşuna şahit olmuş ve bunlarla iç içe büyümüş adamların tecrübesini,farklı bakışlarını çöpe atıp;her yazılımcını 20-25 yaşında tutmaya çalışmaya devam et o zaman.vizyonsuzluk...21.yyda bu kadar büyük bir dışlamanın uygulanıp,insanların işsizliğe terk edilmesini,bunun nasıl bu kadar ses getirmediğini anlayamıyorum.her bakış açısı değerlidir,bunu bilmeli ya bu insanlar.karşılaştırmalı olarak z-y kuşağı incelemesini bi açın okuyun.biz z'lerin eksiği olduğu yeri y'ler,y'lerin eksiği olan yerleri z'ler doldurabiliyor.ne amaçlıyorsunuz herkesin aynı bakmasını sağlayarak?nerede kaldı farklılık?farklılıktan korkarken nasıl bilim yapabilirsin?ne kadar samimisin?bunları cevaplamalılar ilk.

    ageism,bir tür faşizm.hiçbir farkı yok.hiç hem de.

    pay fucking attention to our damn brains, not any other fucking details.

    umarım z kuşağı,tüm bu old fartça iğrenç fikirleri yok edecek.

    cinsiyetin umrumda değil
    ırkın umrumda değil
    görünüşün umrumda değil
    yaşın umrumda değil
    nereden geldiğin umrumda değil

    sadece varlığın değerli,eğer onu değerli hale getirebilmişsen...
hesabın var mı? giriş yap