• intihari aslinda bir son olarak degil, yasamsal bir sorun olarak veriyor. yaşamın bir parcasi ve kendi üzerinde bir siddet olarak intihar ya da baskasi uzerinde siddet gundelik yasamin monotonlugunda diger yapilanlardan sadece daha farkli bir eylemlilik hali olmasiyla ayrilabilir. insani bulmaya, insan ruhunun en gizli kalmıs yonlerini kesfetmeye calisan, buna dair cabasi olan birisi intihari gostererek umutsuz olamaz. sadece bu temsilin karsisinda odemesi gereken bedel, surecin sonunda ortaya cıkani tum karanligiyla ve pisligiyle sunmaktan kacinmamaktır. saplanmıs olan kursunu cikarmak icin yarayi destikce kursunun daha da derinlere gomulmesi kacinilmazdir ve haneke belki de yarayi tedavi etmeye calisirken daha da dibe batmaktadir. aynı sekilde oldurmeye ya da aska esit mesafede yaklasan (bkz: kieslowski) de yarayı desmekten cekinmemiştir mecburiyeti sorumluluğundan kaynaklanir birileri de daha karanlik durumlari anlatmak zorunda.
  • ankara'da 6 nisan 2013 11 nisan 2013 arasında fransız kültür merkezinde olacak film gösterimleridir.

    aşk, beyaz bant, ölümcül oyunlar, saklı, kurdun günü, piyano öğretmeni, bilinmeyen kod filmlerinin gösterimleri yapılacaktır.
    program hakkında ayrıntılı bilgi http://ifturquie.org/tr/index.php/events/view/1058 adresinden öğrenilebilir.

    filmler hakkında ayrıntılı bilgi aşağıdaki adreslerden öğrenilebilir:

    aşk (2012)
    http://www.imdb.com/title/tt1602620/
    beyaz bant (2009)
    http://www.imdb.com/title/tt1149362/
    ölümcül oyunlar (2007)
    http://www.imdb.com/title/tt0808279/
    saklı (2005)
    http://www.imdb.com/title/tt0387898/
    kurdun günü (2003)
    http://www.imdb.com/title/tt0324197/
    piyano öğretmeni (2001)
    http://www.imdb.com/title/tt0254686/
    bilinmeyen kod (2000)
    http://www.imdb.com/title/tt0216625/
  • her filmde karakterlerin birinin ismi georg, birinin ismi anna'dır.
  • en sık işlenen temanın, avrupalı burjuva ailelerin ilk bakışta steril gözüken yaşamlarının yıkımı olduğu filmlerdir.
  • filmlerin de bir çok şeye değinen ve bunlara değinirken izleyiciyi tamamen dışlayıp yabancılaştıran yönetmen. filmleri izlerken sıkılmanız isteniyor ve sıkılıyorsunuz.
  • hayatın basit bir kesiti gibi sunulan, ama sizi koltuğa çivileyip bir anda soğuk duş etkisine sebebiyet verecek kadar sert hikayelere ve basit anlatıma sahip filmlerdir. basit anlatımdan kastım sıradan ve içi boş değil, yalın ve hiçbir süsleme yapılmadan oluşturulmuş bir anlatım. son filmi mutlu sonu beğenmesem de genel olarak haneke sineması hayranıyım diyebilirim. özellikle izleyenler bilir, seventh continent filmi benim için adeta bir başyapıt niteliğindedir. haneke sinemasının bir başka sevdiği yönü ise, özenilen hayatların içinden akan irini, aslında özenilmeyecek kadar çileli ve kapitalizmin beraberinde getirdiği tüketim kültürünün,imkanların ve paranın insanlar için bir imkan olmaktan çıkıp, taşıması zor bir yük haline gelebileceğini çok keskin ve net bir şekilde aktarabilmesi. maket pastalar gibi süslü püslü suran, ama yenmeyecek plastikten yapılmış bu hayatların uzaktan seyircisi olmak insana hayata dair çok şey kazandırıyor. bazen bir anlamda film içinde bir film izliyormuş gibi hissedebiliyorsunuz hatta haneke filmlerinde. bu da haneke'nin nasıl bir deha olduğunu gözler önüne seren derinlikle filmler yapabilmesinden kaynaklanıyor.
hesabın var mı? giriş yap