kumkuat

• (bkz: vukuat)
• leisure suit larry'de bundan bitane bulmanız gerekiyordu, sanırım bi hayvan figürlü ağaçtan koparılıyordu
• leisure suit larry de alip da daha sonra yemek yapma yarismasinda kullandiginiz bir meyve
• day of the tentacle'da 200 yıl öncesinde, söz konusu evin bahçesinde çok sayıda bulunan ağaç.
• ne güzel bir selam ile karsilamis beni, sasirtmis bu bahar sabahinda, tebessümler yarativermis yüzümde, bu yeni dünyada yalniz olmadigimi hissettirmis.. dostlugu, "markiz"de icilen bir fincan kahve ile mühürlenmis degerli insan.. "hazir misin firtinalar yaratmaya" diye soruyor ve selam ediyorum..
• rejim canavarı. ^*..
• sözlükler ve şehirler arası güzel dostum.. beni her daim "temkinli" olmaya davet eden, bu uyarısını dinlemediğim zamanlarda ise en güzel sözlerle beni hem avutan hem de güldüren.. her daim mutlu ol, her daim cepleri tıka basa şekerlemelerle dolu bir bayram çocuğu gibi yaşa.. doğumgünün kutlu olsun.. iyi ki varsın..
• ally mcbeal'da "bana aşkım, canım filan deme. çok istiyorsan, yenilebilir herhangi birşeyin adıyla seslen" diye emreden ling'e, honey, pumpkin gibi klasikleri tüketen richard fish'in çaresizce sarfettiği sevgi sözcüğü.
• (bkz: kumquat coffee)
• beni ne kadar popüler etmiş de haberim yokmuş.. sabah sabah şaşırmama sebep olmuş.. portakal çiçeklerinin tomurcuklandığı bir pazartesi sabahında, yüzümde tebessümler oluşmasına neden olmuş güzel arkadaşım.. bahar güzel bir giriş yaptı antalya'ya.. sizin gibi bir dost a yakışır şekilde bir ağırlama hazırlıyoruz güneş ve gelincik çiçekleri ile.. buyur gel artık güzel insan..