hesabın var mı? giriş yap

  • zamanın birinde, koca bir mermer kütlesinin üzerine eğilmiş çalışan bir heykeltraş varmış. haftalarca o koca mermer kütleyi oymuş durmuş. bir gün bir çocuk gelip “o kayanın içinde ne arıyorsun” demiş. heykeltraş da “bekle, göreceksin” demiş.
    aradan bir süre geçmiş ve heykeltraş o mermer kütleden çok ama çok güzel bir at heykeli yapmış. çocuk hayran hayran heykele bakarken, “kayanın içinde at olduğunu nereden bildin” demiş.

    bazı erkekler var, o güzelliği her durumda buluyor beyler. kadın-erkek farketmez, her insanın içinde hayran kalınacak bir şeyler vardır. aramaya inanmak gerek.
    saygılarımla.

  • forbes dergisinin iddiasıdır. türkiye hükümeti abd'li bir teknoloji firmasından sosyal medyada fişleme, şifre kırma vs. için hizmet aldığı ortaya çıkmış. öyle ki söz konusu teknoloji firmasında çalışan bazı işçiler etik dışı bir işe alet olduklarını düşünerek istifa etmişler.

    haber şurada: http://www.forbes.com/…llance-erdogan/#51a33d5275ce

    bu haberin üzerine gidecek türkiyeli gazeteci bulunur mu, bilmiyorum. hükümet bir açıklama yapar mı ondan da emin değilim. ne yapacağımızı bilmiyorum.

  • sinema sanatları ve bilimleri akademisi, amerika birleşik devletleri'nde sinema filmi yapımıyla uğraşanların mesleki örgütüdür.

    sadece davetle üye olunabilen bu kuruluşa üyelik, akademi tarafından tanınan film yapım dallarından birindeki belirgin başarılara dayanır ve oyuncular, yazarlar, yönetmenler, yapımcılar, sanat yönetmenleri, görüntü yönetmenleri, film kurgucuları, ses teknisyenleri, görsel efekt sanatçıları, müzisyenler, kısa film ve animasyon film yapımcıları, yöneticiler ve halkla ilişkiler uzmanlarını kapsar.

    akademi, 1927 yılında metro-goldwyn-mayer stüdyosunun başkanı louis b. mayer, aktör conrad nagel, yönetmen fred niblo ve yapımcı fred beetson'ın iş anlaşmazlıklarını ele almak, film yapımının farklı dalları arasında uyumu teşvik etmek (akademinin orijinal dalları oyuncuları, yazarları, yönetmenleri, yapımcıları ve teknisyenleri temsil ediyordu), film endüstrisinin kamu imajını iyileştirmek ve yeni yapım prosedürleri ve teknolojilerinin tartışılması için ortak bir zemin sağlamak için yeni bir endüstri örgütü fikrini ortaya atmalarının ardından 36 film endüstrisi lideri tarafından kuruldu. hiçbir zaman etkili bir hakem olmayan akademi, 1937'de iş müzakerelerini terk etti ve odak noktası kültürel ve eğitsel oldu.

    akademi bünyesinde oluşturulan ilk komitelerden birine ödül sunumlarını değerlendirme görevi verildi. bu komiteden, kuruluşun en iyi bilindiği işlev ortaya çıktı: oyunculuk, yönetmenlik ve sinema filmi üretiminin diğer alanlarında mükemmelliğin tanınmasını simgeleyen altın kaplama heykelcikler (geleneksel olarak oscar olarak adlandırılır) olan akademi ödüllerinin yıllık sunumu. akademi'nin diğer faaliyetleri arasında film teknolojisinin geliştirilmesi için araştırma ve eğitimin desteklenmesi, sinema tarihinin korunması ve belgelenmesi, yıllık sinema kredileri dizini gibi referans materyallerin yayınlanması, film çalışma programlarının teşvik edilmesi, mesleki bursların desteklenmesi, endüstrinin yaratıcı üyeleri arasında işbirliğinin teşvik edilmesi ve hollywood film endüstrisi için prestijin yayılması yer almaktadır.

  • hakkari'de ev beğeniyorsun, ev sahibiyle görüşmeye gidiyorsun:

    "hoca, senin o eve maaşın yetmez. doktora kiraya verecem."

    1200 lira kira istiyormuş. yakıt parası da hariç. 700 liradan aşağı ev yok. sırf eşya almayım diye 700 liraya öğretmenevinde kalıyorum, su günde toplamda 3 saat akıyor. elektrik günde garanti 3-4 saat kesilir. gündüz kesilmese gece kesilir mutlaka. bir interneti var, o da çekerse kullanırsın. verdiğimiz paranın içinde başka ne yemek var ne bir şey. yemekhanesinde niyeyse öğlen 12'de çıkıyor yemek; herkes çalışıyor o saatte. milli eğitim personeline yemek fişi veriyorlar, gelip öğle yemeklerini orda yiyorlar.

    mutfağım olmadığı için, ızgaralık falan bir şeylerle idare ediyorum. banvit ürünleri bir markete haftada bir gün, sınırlı sayıda geliyor ordan o gün gidip alıyorum. dışarıdan yesem 10-15 liradan aşağı çıkamıyorum-ki alternatif de yok yiyecek.

    buradaki doktora, polise, askere, akademisyene burada görev yaptığı için geliştirme yardımı adında bir teşvik veriliyor. malesef ki öğretmene tek kuruş fark verilmiyor.

    bu mesleğin kutsallığı da, bu insanların kendi yararını düşünmeyip sırf eğitim aşkıyla buralarda çalışıp didinmesinden geliyordu. şimdi onu da öğretmenin bok yerine konulması, 15 yaşında ergenlerin ağzına sakız edilmesiyle yerle bir ettiler. madem öyle; madem benim yararıma olan tek bir şey yok; burada 1000 liraya oturacağıma gider beşiktaş'ta otururum. siz de "doğu'da öğretmen durmuyor" diye yırtınır durursunuz.