ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
fen lisesi + odtü elektrik elektronik + aselsan
i can't but sibel can
halka cahil diyenlerin halktan yumruk yemesi
-
iyi de bu hala cahil olduğunuz gerçeğini değiştirmiyor. aksine ülkedeki cahil sayısını bize gösteriyor. nicelik nitelik ayrı şeyler öğren de gel.
yılmaz morgül
-
bu adam benim 10 sene evvel askerlik yaptığım yerin ordan geçerdi arada sırada.
her seferinde de istisnasız şekilde bize dönüp merhaba çocuuuuklaaaaaaaar derdi. güzel adamdır yılmaz morgül.
o kulübe önünden kimler kimler geçti gitti bi dönüp bakmadı. bi süleyman seba bir de yılmaz morgül durup bizlere selam vermiştir her seferinde.
o günden beridir severim kendisini. hal ve hareektleri komik biri o doğru. iyi insan olmasına engel değil. insanları iyi ve kötü olarak ayırın arkadaşlar. başka kritere gerek yok.
çanakkale belediye başkanı'nın 18 mart konuşması
-
ne yazık ki apo'nun nevruzda okunacak mektubu kadar önem arz etmeyecektir. başkanın konuşması zoruna giden trt, apo'nun mektubunu günlerce tekrar tekrar yayınlayacaktır.
ekrem imamoğlu'nun tabldotu eşitlemesi
-
demek ki önceki başkanlar, belediye çalışanları musakka yerken kendileri antrikotu gömüyormuş.
bunu bize gösteren hadise.
aynen devam başkan
everest'e bırakılan çöplerden çıkan bim poşeti
-
"yarın gel başla!"
-yeni şafak-
tanım: ibretlik çalışma
koç üniversitesi'ndeki pikachu
dışarıdayken etraftan duyulan yaran diyaloglar
-
serander cafe'de istemeden duyduğum diyalogtur.
-bu herif küçükken dikili'nin en salak çocuğuydu.
+hadi lan ne yaptım da salak oldum?
-sen değil miydin şirinleri görücem diye ormanı yakan? aga dinle bak. bu salak almış eline kibriti çalılıkları yakmış, plan da şöyle, çalılar yanınca şirinler dumandan boğulup ortaya çıkacak bu da şirinleri görecek. dikili'nin en büyük orman yangınını çıkardı.
edit: imla
barcelona'nın sekiz gol yemesi için ne dediler
-
ahmet hakan: "turk futbolunun geldigi hal icin endiselenmeli miyim?"
b. albayrak: "sunu sorayim. bayern'le mi oynuyorsunuz? bayern'le isiniz var mi?"
kaktüs
-
hem ev hemde iş yerinde ki masamda birer tane beslediğim bitki türü.
bakımının çok kolay olduğu doğrudur, ancak her canlı gibi onun da ihtiyaç duyacağı ısı, nem, toprak, su oksijen gibi sınırları vardır. ısı konusu önemli; kaktüs çöl bitkisi olduğu için unutulmamalıdır ki ısıya, sudan daha çok ihtiyaç duyar. ortalama 30-35 derecelik bir ortamda çok sağlıklı bir şekilde gelişimini sürdürüyor bu meret.
neme karşı pek dayanıklı olduklarını düşünmüyorum, kapalı ortamda renkleri bile soluyor, bol oksijen alan odanız yoksa, günde bir kere de olsa camın balkonun önüne çıkarın ki, o gün ihtiyaç duyduğu oksijen alabilsin.
saksıya koyacağınız toprak kesinlikle kuru olmalı. ayrıca saksının en üst kısmına deniz veyahut inşaat kumu koyabilirsiniz. * ayrıca saksıda kullanacağınız toprağı, ölü gömer gibi sıkı bir şekilde doldurmayın. neden derseniz; toprak sıkı olursa oksijen alamaz, ayrıca koyduğunuz su, saksının arasından geçip tabağa akamayacağı için kaktüs soğanında çürümeye neden olur. sonra buraya gelip kaktüsüm müteveffa oldu diye ağlarsınız.
edit: eklemeyi unuttuğum bir husus var; yukarıda kaktüs ısıyı çok sever, 30-35 derecelik bir ısıya ihtiyaç duyar dedim diye, güzelim bitkiyi alıp yaz sıcağında güneşin önüne koymayın. direk güneş ışığına maruz kalırsa aşırı su kaybı yaşar. önemli olan sıcaklık seviyesini korumak.
polo ile golf'ü ayırt edemeyen erkek
-
atlısına polo, atsızına golf denir.
koskoca atı ayırt edemeyen erkek.
sibel keloğlan
-
bir katilin karısıdır. kocasını savunduğu için onun da katilden aşağı kalır yanı yoktur.
(bkz: ibrahim keloğlan)
soldaki katil, sağdaki katil karısı
çocuk istiyorlarmış da olmamış da ondan sinirlenmiş de ibrahim.
ömrünüzce üreyemeyin inşallah.
yumurtalıkların kurusun sibel.