hesabın var mı? giriş yap

  • olum bak bursa'da eski otobüs garajını yıktılar. kent meydanı yapacaz dediler. kent meydanı adında avm yaptılar.

  • başlığı sadece içimi dökmek için açıyorum.

    bundan 2 gün önce annemi telefon dolandırıcıları aramış ve telefonda korkutmuşlar. telefonuna gelen şifreyi onaylamasını istemişler ve büyük miktarda parasını almışlar. 2 gündür ağlıyor ve onu teselli edebilecek hiçbir şey söyleyemiyorum. banka, işlem onaylandığı için hiçbir şey yapamayacağını söylemiş. savcılık ve polis de "bu tür dolandırıcılıklar çok oluyor, yakalanmadığı müddetçe bir şey yapamayız" deyip yardımcı olamamışlar.

    bu başlığı para yardımı ya da rezalet başlığı olsun diye açmadım. o yüzden kişisel bilgilere, hikayenin ayrıntılarına girmeyeceğim. ilgili başlığı verip bitiriyorum.

    (bkz: telefon dolandırıcılarının yakalanmaması)

    giden para olsun, can yakıcı bir miktar olsa da sağlıktan önemli değil diye düşünüyorum. ama annemi bu kadar üzdükleri, emekli maaşından başka bir şeyi olmayan yaşlı bir kadını sabahlara dek ağlattıkları için öfkeliyim. onun başına sırf bu üzüntüden ötürü bir şey gelir diye kahroluyorum.

  • sadece etle beslenebilen, su içer gibj viski içen, eski karıları tammy one ve tammy two ile(evet iki eski karısınında adı tammy) başı belada olan, hükümet kavramını küçümseyen hatta yok sayan, minimum iş yaparak para kazanmak isteyen aşmış parks and recreation karakteri. ayrıca sert ve umursamaz goruntusunun altında yumusacık bir kalbi vardır. kapitalizmi "tanrinin kimin fakir kimin zeki olduğunu anlamak için kullandığı yöntem" olarak tanımlar. tıpkı bir başka aşmış karakter dwight k schrute gibi hemen her repliğiyle güldürmeyi başarır. bir fenomendir, yaşayan efsanedir.

  • bu ibneler f. gülen'i yalama olimpiyatları düzenlerken, çölaşan eski hürriyet gazetesi döneminde dahi "cemaat devlet içinde kadrolasiyor" diye kendini parcalıyordu..

    sizden ve maşalarınızdan bir gün hesap soracaklar, o günleri görmek dileğiyle.

  • hayatımda ki en huzurlu, en sakin, en rahat, en mutlu dönemleri geçirmemi sağlamış olan şey. rahat batıyor sadece bir süre sonra.
    bedeni ruhu zihni eğitir. tanıtır. uzun süreli bir uygulama sabır ve disiplin gerektirir. yogaya ne verirsen o da sana aynısını* verir.
    "ruh ve beden birbirinden ayrıdır" diyen batı felsefesinin aksine doğu felsefesi olarak "ruh ve beden bütündür" der. iyide eder.
    düşünce rengi turuncudur.
    insanı her türlü eğitir geliştirir. hayatınızı değiştirir tek kelimeyle. "insanın omurgası ne kadar esnekse o kadar gençtir" der. ne de iyi eder.
    uygulama bitince meditasyon seansı başlar. çok iyi verim alınır zaten vücut rahatlamış olduğu için.
    günlük yarım saat ayrılacak bir çalışmayla çok iyi sonuçlar alınabilir.
    para tuzağı olan özel derslere filan hiç gerek yoktur. piyasadaki kitaplar genelde yetersizdir. tavsiyem 80 baskısı mavi bir kitap. üzerinde "iyi yaşayınız çok yaşayınız" yazıyor. kendi kendinize yapabilirsiniz.
    eğitim 8 aşamadan oluşur:
    a) yama: olumsuz dalgalardan uzak durmak (hırsızlık, kin, nefret) iradeye hakim olmak.
    b) niyama: pozitif güçlendirme anlamına gelir. disiplini öğretir.
    c) asana: vücut egzersizleri. (bir çok kültür fizik hareketi yogadan alıntıdır. ama hiç bir zaman yoga kadar faydalı olunamaz. çünkü kültür fizikte kişinin hareketleri yaparken ki ruhsal durumuna önem verilmez.)
    d) pranayama: doğru nefes almayı öğretmek.
    e) dharana: belli bir şey üzerinde konsantre olmak.
    f) dhayana: meditasyon çalışması.
    g) samadhi: meditasyonun en üst aşaması. üstün bilince erişme. beden dinlenirken aklın ve duyuların uyanık kalması..

  • kanımca:

    caz sürreel, blues reeldir.

    cazı kessen acımaz, blues acıdan beslenir.

    caz başka dünyalara seyahat, blues kendi kafanın içine, anılara dalmaktır.

    dolayısıyla caz lsd, blues magic mushroomdur.

  • hala kalmak isteyene entegrasyon diyor ya. yahu arkadaş tüm siyasetçiler mi halktan kopuk? lan siz hiç mi sokağa çıkmıyorsunuz? hiç mi bu halktan 3 5 kişiyle konuşmuyorsunuz? insanlar bu bedevi kaçkınlardan rahatsız. neyin entegrasyonu?

  • brezilyali - turkiye'de ingilizceyi nasil boyle ogrendiniz?
    tr - universitelerde* ingilizce okutulur dersler. bazi liselerde de oyledir.
    brezilyali - anlamadim, neden ingilizce? ha misyoner okulu gibi mi?
    tr - hayir devletin resmi okullarinda
    brezilyali - ama nasil olur, nedenkine? turkiye hicbir zaman somurge olmadi ki?
    tr - ee sey...
    brezilyali - ben yok anlamak. nicin ingilizce universite olsun ki? siz aranizda ingilizce mi konusuyorsunuz?
    tr - ee sey...
    brezilyali - hadi hindistan olsa anlarim. ingiliz somurgesiydi. ha bir de lise diyorsun. ciddi ciddi dersleri ingilizce mi okudunuz simdi?
    tr - eee eyter beaa ingilizin amerikalinin kopegiz tamam mi? ondan ingilizce okuyoruz. catongggg!!! hem birgun herkes turk olacak!

  • twitter binasına elinde lavabo ile girmesinden belliydi temizlik yapacağı. ama çok hızlı bir başlangıç yapmış

  • bu adamın her beğendiğim karikatürünü yazmaktan sakınıyorum; ama bazılarını da yazmadan olmuyor. milliyet gazetesinin 23 temmuz günkü ilavesinde yer alan karikatür de pek yarıcı ("yarıcı" diyerek spoiler yaptım):

    - maaşım yetmiyor müdür bey...
    - ne kadar alıyodun sen?...
    - iki buçuk milyar.. ama bahşişlerle bi buçuk oluyo..
    - nasıl bahşişlerle bi buçuk oluyo?
    - bahşiş bırakmayı çok seviyorum.. bol bol bahşiş bırakıyorum her yere...
    - çıkar mısın dışarı...
    - olur..
    - o masaya bıraktığını da alır mısın?...
    - kendine bişeyler alırsın..