ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
football manager 2016
-
adam gelmiş, "beni kirala bari oynatmıcaksan" diyo. "tamam" diyorum, "kiralıcam seni", kiralık listesine kouyuyorum. bekle bekle teklif yok, kulüplere öneriyorum, yine teklif yok. gel zaman git zaman, bu yine geliyo, "hoca" diyo "sen sözünü tutmadın, beni kiralıcağına söz vermiştin!1".
ulan, teklif yok teklif! napayım, sahibinden'e mi ilan vereyim "kiralık oyuncu var" diye!
life is drunk
-
okunan her entry, birer puzzle parçası aslında. parçalar birleştikçe, vakit geçtikçe söz konusu yazara dair bir profil beliriyor aklımızda. politik görüşünden tut da dinlediği müziğe kadar, aile mefhumuna ilişkin görüşlerinden tut da yaşamı nasıl özetlediğine değin birçok farklı bahiste neler düşündüğünü okuyor öğreniyoruz. fakat life is drunk heybesinde olanı anlatmak, kendisini yazmak yerine, düzmece hikayelerle şükela avına çıkıyor.
kendisinin ve yakın çevresinin, evvel entry'lerde anlatılanlardan çok çok uzaklaştığını, bambaşka kişilere evrildiğini görüyorsunuz mesela zamanla. yazılanların külliyen uydurma olduğunu anlamanız öyle çok bir vaktinizi de almıyor. okurun, şüpheci ve mantık arar olması, meselenin baştan aşağıya tiyatro olduğunu kavraması için yeterli.
life is drunk, sözlüğün şifresini çözmüş yemiş bitirmiş bir beşer. burada bir "hak teslimi" yapmamız da şart. hangi başlıkta, hangi yazının, hangi detaylarla yazıldığında debe'ye gireceğini çok çok iyi biliyor. gerçi bazen tek bir entry'de 25 olağanüstü gelişmeyi art arda dizerek mübalağa'nın dibine vursa da, yurdum insanı "eheheheheh çok güzel" deyip şükela'yı yapıştırıyor.
olaya müteallik karakterler yaratması, konuşturması, mizah katması ve tüm bunları bir çırpıda okutturan akıcılıkta yazması, yazabilmesi, onun becerisi hiç kuşkusuz... ama artık sıktı. vallahi de sıktı billahi de sıktı. badim değil ama neredeyse badim gibi. asıl can sıkıcı şey de bu işte. her sabah debe'de life is drunk'ın fantastik kurgularını okumak canımı sıkıyor. kurtulamıyorum düzmece metinlerinden... yaptığı girizgahtan anlıyorum o olduğunu; scroll'luyorum aşağıya bir bakıyorum ki o, basıyorum eksiyi...
13 ekim 2020 sözcü gazetesi hapis kararları
-
fetö'ye yardım ettikleri için alınan kararlarmış.
fetö evet fetö... hani şu mevcut akp hükümetinin palazlandırıp, bütün devlet dairelerine yerleştirdiği fetöden bahsediyorum.
fetö yapılanmasına karşı en çok ses çıkaran ve en çok haber yapan basın mensupları şu an fetöcü ama akp liler temiz?
vay babooo vayyyy.
mansur yavaş'ın ses kesmesi
-
halka hizmet etmek için o anki sorunları konuşmak için gittiğin yerde nutuk çekmeye çalışırsan ideolojin ne olursa olsun sesin kesilir böyle. görevinizi yapın tetikçilik değil.
ingilizcenizden ana dilinizi tespit eden test
-
lanet olasıca kara kıçlı zenci ingilizcesi konuşan, kahrolasıca bir türk olduğumu yüzüme vurmuş test.
annesine lanet edeyim.
yeni rakı'nın almanya'da yayınlanan reklamı
ricardo quaresma
-
trabzon maçında sarı kart görmeden önce üzerine doğru yumuşak gelen bir topu göğsüne alıp sürmek yerine omuzuyla ara pası atmaya kalktı, sinirden ayağa fırladım, kendini hala katar liginde zannediyor, çünkü porto’da böyle işlere kalkışmıyordu,
ardından yusuf’un topu çizgiden mükemmel çevirmesine mukabil çift daldı, ya senin ne hakkın var adama çift dalmaya? sonra yusuf’u bir eliyle yerden kaldırır gibi görünürken aşağıdan ayağıyla tepikliyor, ikinci sarıyı o anda hak etti.
ardından hakem düdüğü gözüne soktuktan sonra hakemi beklemeden 3. sarıyı hak ederek alıyor.
porto’da 42 maçta 1 sarı kart gördü. orda 42 maçta 1 sarı kart görüyorken burada 60 dakikada nasıl 3 sarı kartı hakkedersin!?
demek ki ortada bir ciddiye almama durumu söz konusu, cezası bitince şenol hoca direk sahaya çıkarmaz bir süre yanında oturtur,
ki oturtması da gerekir..
uğur meleke 24.08.2015 lig radyo.
şu dünyada seninle aynı düşüncede birilerinin olduğunu görmek mutluluk verici.
edit: imla
kırşehir şeker fab işçilerinin işten çıkarılması
-
yemek bulamazlarsa kek yesinler
polo ile golf'ü ayırt edemeyen erkek
-
atlısına polo, atsızına golf denir.
koskoca atı ayırt edemeyen erkek.
belgesellerde geçen klasik cümleler
-
ucak dusmesi, esrarengiz olaylar, kaybolma vs tarzi belgesellerde de vardir bunlar:
michelle ya da david o gun de rutin islerini yapiyordu ancak birseylerin normal olmadiginin farkindaydi..