hesabın var mı? giriş yap

  • kiracılara hayırlı olsun. vergiyi de öderler artık.

    edit: hakikatten çok mal var piyasada. “taban'a yayılacak” dendiğinde kastedilen taban sizsiniz çocuğum, ev sahipleri değil. bu kadar da salak olamazsınız ya.

  • ilk başta hollywoodvari bir gençlik dizisi gibi başlamıştı ne güzel. sonra gene araya silahlar girdi, namus girdi, intikam girdi falan. saçma sapan bir şeye dönüştü. yani bugün bir kuzey dediğin nerden baksan 4-5 kadının namusundan sorumlu. eski karısı var, eski sevgilisi var, eski sevdiği var, kardosunun eski nişanlısı var, anası var danası var.. herif bildiğin ulusal namus operatörü. kötü yola düşecek gibi mi oldun? hemen arıyorsun geliyor, mis gibi ev tutuyor, arada bir para gönderiyor, etrafındaki hergeleleri dövüyor.. bütün dizinin namusu bu herifin omuzlarında. kimse de demiyor ki aga sana noluyor? tam tersi herkes kabullenmiş, herkes memnun. adam bildiğin türkiye'nin en çok tavsiye edilen operatörü ya, canıms.

  • standart techizatla birlikte size verilmis olan "12'den once uyandirmayin" tabelanizi yataginizin basucuna asmadiysaniz, sabah 0500 siralarinda cavusunuz basiniza gelir ve ayicikli ponpon terliklerinizi yataginizin onune koyarken elinde hazir tuttugu robdesambiri(???) size dogru tutarak, kalkmanizi saygili bir ses tonu ile rica eder. iste tam bu anda "daha once neden gelmemisim ki" diye dusunursunuz.. boyle baslar ilk sabah..

  • sadece plot twist'in* olduğu yapıtlar için anlamlı olan şey. diğer türlü son derece anlamsız buluyorum bu spoiler'cılığı. mesela hepimiz önünde sonunda öleceğiz. tanrı bize spoiler mı vermiş? bilakis, bitiyor, ona göre takılın, demiş. ha ama nerede, nasıl öleceğimizi söyleseydi başka, ki söylenebilir bir şey değil sanırım bu (anlaşılır olması için bütün bir ömrü sayıp dökmesi lazım). çünkü bir şeyin olması değil, onun anlaşılması; neden, nasıl, nerede, ne zaman, kiminle, hangi koşullarda olduğu önemli: yani filmin bütünü. bundan sebep, sonunu bildiğimiz halde iyi filmleri izlemeye doyamıyoruz, tekrar tekrar izliyoruz.

    bazı büyük yönetmenler, daha filmlerinin adında filmin sonunu söylemekte bir beis görmemişlerdir. mesela, bresson'un baba filmi bir idam mahkûmu kaçtı. çünkü mesele mahkûmun kaçıp kaçmaması değildir (bu yüzden genel kanının aksine, diğer hapishane filmleriyle aynı kefeye konulması hatalıdır). sırf bu örnek bile spoiler'cılığı dümdüz eder ya neyse. zaten bresson* şimdiki sinema algısını görseydi ustaya yazacak epey malzeme çıkardı.

    bir filmin sonu değil, filmin kendisidir seyre değer olan. sonunu da filmin kendisi belirler. istediğin kadar sonunu bil, filmi izlemediysen şayet bildiğin şey sadece o dedi bu kodudur. iyi sinema, bu yüzden hayata en yakın sanattır. sözün özü: sinema uzun, spoiler kısa*.

  • en sevdiğim filmlerden. o distopik atmosfer, ruhuna işleyen gizemli vangelis müzikleri, teknolojinin tavan yaptığı ama insanlıgın diplere indiği, insan olmanın ne demek olduğunun sorgulandığı, ironinin dibine bak ki ürettigin yapay zekanın kurduğun teknolojik yapay imparatorluğa karşı gelip sana insanlığı sorgulattığı ve öğrettiği dehşet ve ürpertici film. keşke hafızamdan silip tekrar tekrar izlesem.
    10/10

  • metroda o kadar insanın ortasında bıçakla bir kadına saldırabilecek cesareti kendinde bulabilen bir kişinin mutlaka daha önce de vukuatları vardır.

    sorun şurada: böyle potansiyel katilleri cezalandırmayan ve aramızda dolaştıranlar o koltuklarında neden oturuyor?

    bu arada kadına da helal olsun, hiç korkmadı.

  • çocukluğumdan beri tükettiğim marka. belki de sucuk diye bana yedirilen ilk sucuk olduğundan ülkemizdeki ışıl işlem görmüş sucuklara sucuk diyemiyorum. ülkemizdeki dedim çünkü egetürk türkiye'de üretilmiyor. ve türkiye'de zor bulunuyor. bu yüzden olsa da yesek dedirten lezzetlerdendir.

    sosisi'ni yeme şansım hiç olmadı yediysem de hatırlamıyorum ama salamı ve özellikle çemeninden kolayca sıyrılabilen pastırması da efsanedir.

    üretim tesisi avrupadaki en büyük türk fabrikası olma niteliğine sahipmiş. tarihçesine ve isminin nereden geldiğine şuradan ulaşılabilir.

  • başlık: klavyeye kafa atıp çıkanı yazıyoruz

    klavyeye tüm gücünüzle kafa atıyorsunuz çıkan yazıyıda buraya yazıyosunuz

    1. mjnm nnmmnjh

    iki kere vurdum ben kıyak olsun
    (alayina isyan ?, 01.03.2010 23:55)

    2. e=m.c²

    ben biraz zekiyim de.
    (uzgun kasli ?, 01.03.2010 23:57)

  • starbucks lüks değil. tall boy bir filtre kahve ile sabahtan akşama kadar oturma imkanı sunuyor gençlere. üstelik bedava internet ve her masada priz imkanı ile. bu dediğini no name cafelerde yapamazsın. sıra olmasının tek sebebi bu.

    ayrıca bir kahve içiliyor diye ülkedeki enflasyon gerçeğini yok saymak cebindeki telefonu çıkar diyen dayı kafası.

  • ortada "oglumuz kayiptir, yasamindan supheliyiz" dememis bir garipoglu ailesi varken
    ortada cinayet saatinden beri kayip olan bir cem varken
    ortada kesik bir bas, bir de govde varken
    ortada kan kokulu bir villa varken
    ortada her gun, hatta hayatlari boyunca o kesilme olayini hatirlayacak, dusunecek bir karabulut ailesi varken,

    kimse kusura bakmasin, hukukcularla degil karabulut ailesi ile empati kurarim ben.

    ha bir de ben onun hukuken masumiyetini yerim.