hesabın var mı? giriş yap

  • geçmiş olsun kardeş. konsantre askerlik yapmışsınız. bu dediklerini kısa dönemlere 6 ayda uzun dönemlere 12 ayda günlere serpiştirerek yapıyorlar. sizin vakit dar olduğu için 21 günde ne yapabilirse yapmışlar. neyse yemişsin askerliği işte hürgeneral kardeşim. boşver unutursun zamanla...

  • işte modern tıp dediğimiz olay budur. millet sümüğünün içinde boğulur sikleyen olmaz, ama birinin yüzünü diğerine nakledince timsah yürüyüşü yaparlar.

    yüz nakletmeyin demiyorum. onu da yapın. ama bi öncelik bi adap vardır. otrivinle motrivinle geçiyor ömrümüz. milyonların sorunudur bu arkadaşım. işin içinde sümük var diye mi girmiyorsunuz bu işe? derdiniz nedir? millet kafasına fön makinası tutuyo lan. sümükler nefese yol açsın diye çörek otu yağını burnuna damlatan var. kafasına kuşak saran mı dersin, burnunu geceden mandallayan mı dersin... bu sktimin hastalığına hala bi çare bulunamadıysa bu işin içinde ya rotschild ve rockefeller ailesi vardır ya da doktorların basiretsizliği. seçin birini.

  • misal:

    - dış cephede genellikle tek renk kullanılır; biri açık, biri koyu tonda.
    - dışa doğru genişleyen merdivenler vardır
    - bu merdivenlerin hemen yanında (sağ veya sol) atatürk büstü, onun yanında türk bayrağı bulunur.
    - kapının hemen üzerinde iğrenç bir mavi tonunda ilkokul adı ve t.c. milli eğitim bakanlığı vs yazar.
    - boyası çıkmış, eski bir pota bulunur bahçede.
    - çoluk çocuk koştursun diye beton bir geniş alan vardır okulun tam önünde, arkası da öğretmenler için park alanıdır. pek gidilmez.
    - okul binası kutuplardan basık ekvatordan şişkince bir şekilde genelde 2-3 katı geçmeyip, enlemesine uzundur.

    kısacası hapishane, hastane, devlet dairesi bunlar hep aynı kafanın mimarisidir. şuradan biraz örnek almak lazım.

  • uyanıklıktır. bunu yapan insan öylesine açıkgözlü ve zekidir ki inenleri bekleyenleri kaptığı boş yerden alaycı bakışlarla izler. ben de beklemem. salak mıyım? niye izdiham yaratmak dururken medeni davranayım? ne diye hepinizden üç saniye önce binip on dakika fazla oturma fırsatını tepeyim? metro yanaşırken sarı çizgiyi de geçerim. çünkü cin gibiyim. herkes akıl edemez.

  • bu tip hastalar için doktorlara uyuşturucu iğne atan tüfeklerden vermek lazım.
    uzaktan vurup bayıltsınlar, ondan sonra teşhis ve tedavi sürecine geçilebilir.

    edit: hatta bu görevi yapacak doktorları da buldum , sniper anestezi uzmanları.
    snistezistler..

  • geri çağırmalar, otomotiv endüstrisinde hayatın bir gerçeğidir. büyük otomobil üreticileri araçlarını bu tip durumlardan sakınmak için test aşamasına milyonlarca dolar harcamaktadır. bu, doğru bir yaklaşım olsa da bazı sorunlar kontrol aşamasında gözden kaçabilmektedir. bu sorunların bazıları ufak şeyler olsa da bazıları felaketle sonuçlanacak kadar önemli ve büyüktür.

    araç geri çağırmalar, otomobil üreticileri için büyük bir problem oluşturmaktadır. düzeltmelerin maliyeti haricinde toplu davalarla karşılaşma ve zarar görme ihtimali yaratır. bu kusurlardan kaynaklanan ölüm ve yaralanma gibi devasa problemler de beraberinde getirir. firmalar itibarlarının sarsılmaması için bu gibi durumlarda akıl almaz şekilde de davranabilmektedir.

    otomotiv tarihindeki en kötü geri çağırmalardan bazılarına bakalım:

    1) bentley arnage yanlış bijon somunları

    geri çağırmaların sadece alt sınıf araçlarda gerçekleşeceğini düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. 2007'de bentley arnage kadar şanlı azınlıktan biri olsaydınız bu geri çağırmalardan birine maruz kalacaktınız.

    ultra lüks araçlar üretim hatalarından muaf değillerdir. 2007'de bentley, bazı arnage'ların üretim hattından yanlış bijon somunları ile çıktığını duyurdu. başta önemsiz gibi gelse de yanlış somonlar jantların araçtan ayrılmasına ve büyük kazalara neden olabilirler.

    2) volkswagen dieselgate

    volkswagen'in geri çağırma konusunda parıltılı bir geçmişi yoktur. alman markasının itibarını, volkswagen'in emisyon hilesi kadar sarsan çok az olay mevcuttur.

    volkswagen (ve belirli audi) dizel araçlarında, otomobilin emisyon testinin ne zaman yapıldığını algılayabilen ve emisyonları buna göre azaltan cihazlar gizliydi. geri çağırma 2016'da yapıldı ve arabaların çoğu basit bir yazılım güncellemesiyle düzeltilebilirdi. ancak kabaca bir milyon sorunlu araca mekanik müdahale gerekiyordu. her şey ortaya döküldükten sonra volkswagen suçlamaları kabul etti ve 40 milyar dolar tazminat ödemek zorunda kaldı. eski vw mühendisi oliver schmidt, skandaldaki rolü nedeniyle yedi yıl hapis yattı.

    3) bmw x7 sızdıran bardaklık

    bmw, geçtiğimiz yıl açılan toplu bir dava ile haberlerde yer aldı. brightk consulting ınc., yeni x7 suv'nin bardaklıklarına dökülen sıvıların, hava yastıklarının kontrol elektroniğine sızabileceğini iddia ederek, alman otomobil üreticisine dava açtı. iddiaya göre, bu sızıntı sadece hava yastıklarını kusurlu kılmakla kalmıyor, yanlış zamanda açılmalarına da sebep olabiliyor.

    dava hala devam ediyor, ancak özellikle ısıtmalı koltuk abonelik hizmeti fiyaskosunun ardından bmw için işler çok da iyi görünmüyor. 2020 bmw x7 sürücüsüyseniz, bir süreliğine bardak tutucuları kullanmaktan kaçınmanız doğru bir tercih olabilir.

    4) ford pinto yakıt doldurma boğazı

    aracınıza arkadan çarpılması her zaman kötü bir durum olsa da 1970'lerin sonlarında bir ford pinto kullanıcısı olsaydınız bu çarpışma aracınızı alev topuna çevirebilirdi.

    pinto'nun feci kusuru, arkadan çarpışma durumunda yakıt doldurma boğazının kopmasına, yakıt deposunu delmesine ve araç içerisine yakıt püskürtmesine neden oluyordu. bunun sonucunda aracın tutuşması beklenen bir son olacaktı.

    sorunu erkenden fark eden ford sorunu çözmenin araç başına 11 dolara mal olacağını hesapladı. 1973'de sızan bir not, çok pahalıya mal olacağı için firmanın sorunu görmezden gelmeye karar verdiğini ve her yıl yaklaşık kaç kişinin öleceğini hesapladığını ortaya çıkardı. gerçekleşen 27 ölümden sonra ford itibarını kurtarmak zorunda kaldı ve 1.5 milyon pinto'yu geri çağırdı. kusuru gidermenin 20 milyon dolara (bugünün yaklaşık 150 milyon doları) mal olduğu tahmin edilmektedir.

    5) toyota gaz pedalı sıkışması

    2009-2010 model toyota'larda, gaz pedalının sonuna kadar basılı halde takılı kaldığı bu sorun için ilk geri çağırma 2 kasım 2009'da gerçekleşti ve yanlış takılan paspasların pedalın sıkışmasına neden olduğu belirtildi. toyota'nın gaz pedalının sıkışmasına neden olacak olası bir mekanik sorunu keşfetmesi ile ocak 2010'da ikinci geri çağırmalar başladı. etkilenen araçların satışları, sorunu giderecek parçaların üretilmesi beklenirken haftalarca durmak zorunda kaldı.

    6) ferrari fren hidroliği sızıntısı

    bazen geri çağırmalara neden olan hataların ortaya çıkması uzun zaman alır. ferrari, yakın zamanda laferrari ve f60 dahil olmak üzere 2005 model yılından 2022 yılına kadar 23.555 aracı etkileyen hatalı bir fren hidroliği deposuyla ilgili haberlerde yer aldı.

    düzgün havalandırılmayan fren hidroliği deposunun vakum oluşmasına neden olacağı ve sızıntı potansiyeli olduğu görüldü. bu durum gerçekleştiğinde fren kabiliyetinin kısmen veya tamamen kısıtlanması söz konusuydu. sorunun çözümü, fren hidroliğinin tehlikeli derecede düşük olduğu durumlarda uyarı veren bir yazılım güncellemesi ve daha iyi havalandırma imkanı sağlayan bir kapak ile bulundu.

    7) takata airbag hatası

    takata adlı bir japon şirketi, emniyet kemeri ve hava yastığı üretimi ile ünlüydü taa ki yüksek profilli bir skandal, hava yastıklarının patlayabileceğini ve metal şarapneller fırlamasına neden olabileceğini ortaya çıkardığı 2013 yılına kadar.

    new york times'a göre, takata ve honda, altı kişinin ölümüne sebep olan bu kusuru biliyorlardı ancak ulusal karayolu trafik güvenliği idaresi'ni uyarmamaya karar vermişlerdi. abd adalet sistemi, honda'ya 70 milyon dolar, takata'ya ise işbirliği yapmadığı her gün için 14.000 dolar para cezası verdi.

    etkilenen araç sayıları açısından tarihteki en yıkıcı geri çağırmalardan biri haline gelen skandal sonrası 2019'un sonuna kadar, 65-70 milyon araç geri çağrıldı ve kabaca 42 milyon aracın daha geri çağırılması gerekecek.

    kaynak: popularmechanics

  • her boku bilmediklerini/bilemeyeceklerini ogrenemiyor bizim millet. aklima cok net 2 ornek geliyor bu konuda. birincisi oss zamanlarindan kalma. universiteyi kazandigim 1999 senesinde evimizin karsisindaki surekli alisveris yaptigimiz esnaf amcayla girdigim diyalog. yaklasik olarak su sekilde gerceklesmisti, hala aklimda.

    esnaf: geldi mi tercih sonucu? nereyi kazandin?
    ben: x universitesi y bolumunu kazandim.
    e: x universitesinde y bolumu yok. z bolumudur o.
    b: var yahu, z bolumu de var y bolumu de var. ben z'yi tercih etmedim y'yi tercih ettim.
    e: yok yok yanlisin var senin. z bolumudur o.
    b: neyse hadi hayirli isler.

    adam benle iddia ediyor. 3 yillik lise hayatim boyunca hangi universitede hangi bolum var yalamis yutmusum, hadi onu gectim ustune osym'den sinav sonucu gelmis. adam hala benle iddialasiyor.

    ikinci olay da daha guncel. yukaridaki ornek ulke universitelerini icerek capta bir ornekti. ikincisi dunya capinda bir ornek. bir internet forumunda bilgi universitesindeki son icki yasagini tartisiyorduk. ben kisaca elestirel bir mesaj attim, benim de bulundugum yabanci universitede ogrenci kantininde icki satildigini ve bunun hic sorun olmadigini falan anlattim. adamin verdigi cevap su: "dunya'nin hicbir universitesinde kantinde icki satildigini gormedim, yok oyle sey." sinirden kendimi sikicektim. hadi bana yalanci demesini falan gectim artik, adam dunyadaki butun universiteleri iceren bir iddia ortaya atiyor amina koyim. bu nasi bir cahil cesaretidir yaa.

  • ne yazık ki apo'nun nevruzda okunacak mektubu kadar önem arz etmeyecektir. başkanın konuşması zoruna giden trt, apo'nun mektubunu günlerce tekrar tekrar yayınlayacaktır.