hesabın var mı? giriş yap

  • tam bir zeka göstergesi cümle. bunu edenlerin zeka seyıyesi debil kıvamındadır.

    yahu kafe dediğin kaç tane. toplam masa sayısı nedir? ülkede kaç kişi var. kaçı bu masaları dolduruyor.
    ekonomik kriz var deyince millet aç yattığımızı sanıyor sanırım. karı koca çalışıp dışarda yemek yemenin hesabını tutarsan, pahalı bulup vazgeçiyorsan ekonomik kriz var demektir.

    insan gibi yaşamak lüks, eğitim almak eşeklik gibi görülen ülkede bu tipler de normal...

  • özel dikim takım elbise olmadan da bu konuda yaratıcı çözümler bulabilirsiniz. terzi elinden çıkmış bir takım görünümüne bir kaç püf noktaya dikkat edilerek ulaşabilirsiniz. işim gereği sürekli takım giydiğim için naçizane fikrimi sözlükle paylaşmak istedim.

    1) ceketin kol boyu gömlek manşetini 1cm açıkta bırakacak uzunlukta olmalı.

    2) omuzlar çok önemli. takım seçerken ceketin omuzlarınıza tam oturmasına dikkat edin.

    3) pantolon paça uzunluğu en sık hata yapılan stil hatası. paça uzunluğu bileği değil ayakkabıyı açıkta bırakmalı.

    4) son olarak ceket uzunluğu kalçanızı kapatacak uzunlukta olmalı. bir diğer ölçüt ise ceket uzunluğunun boyunuzun yere kadar olan mesafesinin yarısına kadar olması gerektiği.

    5) kravatınızın genişliği ceketin yaka genişliği ile aynı olmalı.

    6) renk açıklığı koyudan açığa doğru ceket, kravat, gömlek şeklinde sıralanmalıdır.

    7) herkesin bildiğini düşündüğüm kemer ile ayakkabının aynı renk olması gerektiğini de atlamadan ekleyeyim.

    bunlara dikkat ederseniz jilet gibi görünüme sahip olursunuz. dikkat etmezseniz mecbur kalmadıkça takım giymemenizi öneririm.

  • 10-12 yaşlarımda ahmet cömert spor salonu'na abimin de benim de ilk gidişimiz olacaktı. salonu bulamama ihtimalimiz, akşam saatlerinde 5-8 numara gözleri bozuk abimin kararsız davranışlarıyla pekişiyordu. abim bu arayış telaşında bana bir araba gösterip "bu arabanın plakasını unutma. dönerken buna göre döneriz, yolumuzu kaybetmeyiz." demesi üzerine o günden bugüne asla unutmadığım bir saçmalık ortaya çıktı.

    34 tc 6097.

  • etrak bi idrak (idraksiz türkler) diye aşağılanan, celali ayaklanmalarından sonra ata binmesi bile yasak edilen, savaşlarda devşirme yeniçerinin önünde yalın kılıç savaşa ilk sürülen ve tabi kırılan, tahsildar kamçısı altında inim inim inleyen, dili kültürü her daim hakir görülen "türkler"dir efendim.

    edit : başlık başa kalmış.

  • yazılan mayışları, özlük haklarını görünce sinir hastası bir at gibi kişniyorum. kısacık çalışma saatleri, aylık 6-12 bin liretler havalarda uçuşuyor. mayışa ek olarak koynuna hatun koyan patron bile var.

    yazarların şöyle geçmişte yazdıklarını bi kurcalasan, donanımhaber ölücülerinden beter yüzlerce entrysini bulursun. çoğunun mendilinin markası blume, evdeki içtiği su sırmadır.

    ama ne de olsa türküye'de herkes minimum 1.83 boyunda, geniş omuzlu, yeşile çalan ela gözleri var hatta ağlayınca yeşil oluyormuş ha bi de başı hariç 20 cm değil mi ?

    36 sayfa entry'nin şöyle 20 sayfasını okumam sonucu, lüksemburg'ta yaşadığıma kanaat getirdim. birazdan thalys trenimle amsterdam'a gideceğim.

    debbe sonucu gelen editinho: minik damla için yardım kampanyası 2

  • özet geçiyorum abd'ye dil öğrenmek için gitmiş 3 aydır alışamamış. aklı sevgilisinde ve ailesinde kalmış.

    bu kadar.

    debe editi: başlığı açan arkadaş kaçtığı için bu özete bir şey daha ekleyim. arkadaşın bütün ailesi, konu, komşu fetö yüzünden gözaltına alınmış. yazdıkları darbe girişiminden 10 gün önce abd'ye kaçırıldığı izlenimini veriyordu.

    linç üzerine yazdığı destanı toplayıp gitti.

  • ayı ile avcı fıkrasına döndü bu iş. merkez ne zaman müdahale etse daha da beter oluyor.

    edit: meşhur borsacı fıkrasıdır.

    avcımız avlanmaya çıkar dağa tepeye.. bir bakar ki bir ayı karşısında..
    çeker tüfeğini ateşler ama tüfek tutukluk yapar.. napsın, kaçmaya
    başlar, ayı da peşinde.. ayı yakalar bunu, bir güzel becerir.. avcımız hırs
    yapar, öldürecektir illa ki bu ayıyı.. bir müddet sonra bir daha görür ayıyı,
    çeker tüfeği, basar tetiği yine tutukluk yapar; bizimki kaçar, ayı peşinde,
    yakalar ayı bunu, bir daha becerir.. avcımız iyice hırslanmıştır illa ki
    vuracaktır ayıyı.. takılır ayının peşine, görür, çeker tüfeği basar tetiğe yine
    tutukluk yapar, ayı bunu bir daha yakalar bir daha becerir.. bu olay gün
    boyunca tekrarlanır.. artık avcının dayanacak gücü kalmamıştir, hayat
    meselesi olmuştur bu, son bir defa daha bakar ayı karşısında.. çeker
    tüfeği basar tetiğe ve tüfek yine tutukluk yapar.. ayı yakalar bunu ve der
    ki: - "ya kardeşim avcı mısın, ibne misin?"