hesabın var mı? giriş yap

  • persona filmi hakkında (yukarıda bir kısmı alıntılanmış) şöyle bir itirafta bulunmuştur:

    "persona, yaratıcısını kurtaran bir yaratıdır. iki kez zatürree ve antibiyotik zehirlenmesinden mustarip bir hastaydım. kelimenin tam anlamıyla üç ay boyunca dengemi kaybettim... hastanedeki yatağımda oturup tam önümdeki kara bir lekeye baktığımı hatırlıyorum çünkü kafamı kıpırdatsam bütün oda dönmeye başlıyordu. artık hiçbir şey yaratamayacağımı düşündüm. bomboştum, neredeyse ölüydüm... bir gün birden, iki kadının yan yana oturup ellerini karşılaştırdıklarını düşünmeye başladım. bu tek sahneyi muazzam bir güç sarfederek not edebildim. sonra, birinin konuştuğu ötekinin sustuğu iki kadın hakkında çok küçük bir film yapabilsem -belki 16 mm- benim için o kadar zor olmayacağını düşündüm. her gün biraz biraz yazdım. öyle hastaydım ki uzun metrajlı bir film yapmak henüz aklımdan geçmiyordu. ama kendimi buna alıştırdım. her sabah onda, yataktan kalkıp masaya geçtim, oturdum, bazen yazdım, bazen yazamadım. hastaneden çıktıktan sonra, deniz kıyısına gittim. hâlâ hasta olduğum halde senaryoyu bitirebildim ve planı gerçekleştirmeye karar verdik. yapımcı çok anlayışlıydı. sürdürmemi, pahalı bir proje olmadığı için kötü olsa bile her an bırakabileceğimizi söyleyip durdu. temmuzun ortasında filmi çekmeye başladım. hâlâ hastaydım, ayağa kalktığımda başım dönüyordu (…) bir gerçeklik krizi beni düşüncemi açıklamaya yöneltti. gerçek nedir ve kişi ne zaman gerçeği söylemelidir? cevabı o denli güç geldi ki sonunda gerçekliğin tek biçiminin sessizlik olduğunu düşündüm. sonunda, bir adım daha ileri giderek, bunun da bir rol, bir cins maske olduğunu keşfettim. ihtiyaç duyulan şey bir adım ötesini bulmaktır."

    edit: güncelleme

  • bir kaç ay önce aklıma gelip tekrar izlediğimde aynı duygusallığı yaşadığım sahnedir. ya bir insan çizgi film izlerken bile bunalıma girer mi? ayrıca henüz aşkla tanışmamış nice masum sabiye aşk acısı yaşatmıştır.

  • tribute band kurmak, mağlup insan işidir. müzik yapıp da kendini ifade etmemek, sadece "onlar gibi olmak"tan tatmin olabilmek, hiç kendin olamamak..
    herkesin bayıldığı gruplar vardır, en büyük ve özgün grupların bile saplantı halinde bağlı ve hayran oldukları başka gruplar vardır, ama onlar gene de kendi şarkılarını söylerler. ancak elinden iş gelmeyenler, üretemeyenler, ama öyleymiş gibi yaşamak isteyenler tribute band kurar..

  • arkadaş keçiören'de oturuyor

    --- spoiler ---

    geçen yıl bizim mahallede bir aile vardı adamın karısı, oğlu, kızı, damadı, kardeşi, bacanağı, kayınçosu hepsi hırsızdı neyse başka bir semte taşındılar da kurtulduk.
    --- spoiler ---

  • bu sözlüğe neler oluyor ya. 3 tane genç doktorun özkıyımına nasıl doğal seleksiyon dersiniz. anlamını bile bilmediğiniz kavramları yersiz yersiz kullanmayı kesin artık. yazdım yazdım sildim. çok üzücü.

  • merve oflaz'ı izledikçe guus hiddink'in meşhur sözü aklıma gelen program.

    birisi hiddink'e sormuş; "yıldız oyuncularla çalışmak zor değil mi" diye.

    hiddink cevap vermiş; "yıldız oyuncularla çalışmak hiç zor değildir, zor olan olmadığı halde kendisini yıldız sanan oyuncularla çalışmaktır."

  • - korelilere saldırdınız mı?
    + yok.
    - maraş'ta alevi katlettiniz mi? *
    + yok.
    - beyazıt'ta bomba attınız mı? *
    + yok.
    - tip'li öğrencileri siz mi öldürdünüz? *
    + yok.
    - inek ne içer?
    + yok.

  • universiteden iki arkadasla aramda gecen olayla sanirim cozdugum hede dir. yurdisinda okumaktayiz,bir arkadasin babasi rahatsizlanmis hemen turkiyeye donmek istiyor biz de yurtta hep beraber ucak bileti falan bakiyoruz saat kacta var falan filan arastiriyoruz. sonra iceriden x sahisi geliyor soruyor hayirdir diye. anlatiyoruz iste olayi durun bi dakka diyip geri odasina gidiyor. bi 15 dakka sonra geliyor diyor sen hazirlan 4 saate bizim ucak seni goturecek. megerse adamlarin bikac tane ozel jeti varmis babasina sormus acil bir durum diye babasi da tabi oglum demis. simdi bu cocuk bizimle birlikte ozel yurtta kaliyor dayanamadim sordum abi niye eve falan cikmadin diye, hepiniz burdasiniz ortam var dedi gulumsedi gitti. ıste bence maddi zenginlik boyle bisey olsa gerek.
    edit:yazim hatasi.
    edit 2: cok soruldu napiyim artik yazayim, arkadas babasini kaybetti, son bir kere gormus oldu.

  • iş görüşmesi sırasında işsiz olup olmamanıza göre tepkiniz değişir.
    işimden çok memnun olmadığım bir zamanda gelen bir iş görüşmesi teklifine gitmiştim. bir sekreter hanım saat 10 için randevu vermişti. 10 dakika kala firmaya gittim. sekretere geldiğimi haber verdim. x hanım birazdan sizin yanınızda olacak dedi. telefonu kapatınca danışmadaki arkadaşa x hanımın ne iş yaptığını sordum. ik uzmanı cevabını alınca zaten olay kafamda bitmişti. neyse efendim saat 10 oldu gelen yok. 5 geçiyor gelen yok. 10 geçiyor gelen yok. danışmadan bu sefer x hanımı aratıp 5 dakika içinde gelmeyecekse benim de daha fazla bekleyemeyeceğimi bildirmesini istedim. 2 dakika sonra geldi hazretleri suratında bir acayip ifade ile. neyse efendim ne doğru düzgün kim olduğunu söyledi, ne de geç kaldığı için özür diledi. peşinden de olaylar gelişti.

    - topal bey bize kendinizi tanıtır mısınız? (bu arada bir o bir ben, biz kim anlamadım)
    + elinizde özgeçmişimi tutuyorsunuz, tam olarak ne öğrenmek istediğinizi söylerseniz o şekilde yardımcı olayım.
    - evet şirketimize başvuruda bulunmuşsunuz özgeçmişiniz elimize ulaştı. o zaman özgeçmişiniz üzerinden ilerleyelim.
    +aslında şirketinize bir başvurum olmadı, özgeçmişim bir şekilde genel müdürünüze gitmiş, ondan size gelmiş olmalı.
    - peki topal bey. başvurduğunuz pozisyon için yeterli tecrübeye sahip olduğunuzu düşünüyor musunuz?
    + hanımefendi şöyle açıklayayım. öncelikle ben burada herhangi bir pozisyona başvurmadım, buraya geliş sebebim teknik müdür arayışı içinde olduğunuz bilmem ve bu konuda görüşme yapılacağını düşünmemdi. bir teknik müdür olacak kadar tecrübem var mı yok mu sorusuna cevap olarak vereceğim hiçbir bilgiyi sizin anlayabileceğinizi düşünmüyorum. işin aslı şu anda çalıştığım firmaya teknisyen alırken bile sizin gibi bir ik personeline yönlendirmem. öncelikle benim neden burada olduğuma dair hiç bir fikir sahibi değilsiniz, iş görüşmesine 10 dakika erken geldiğim halde siz 10 dakika geç kaldınız, herhangi bir özür dilemediğiniz gibi, kendinizi de doğru düzgün tanıtmadınız. bu sebepten bu görüşmeye devam etmeye de gerek yok.

    der kaçarsınız. paşa paşa işinize devam edersiniz.

    eğer bir işsizseniz malesef böyle salaklara katlanmak zorundasınız yapacak birşey yok.

  • canlandırmayı izlerken heyecandan ölecektim neredeyse. bir an nefesim kesildi gibi oldu. kadın delirip çıldırdıgi an gözüm hep masadaki biradaydı. ben böyle oyunculuk görmedim. butun darbeleri birayı teğet geçti. hele o yastıkla vurma sahnesinde cenin pozisyonunda titredim hep. yastık denk gelecek bira düşecek diye aklım kaydı. yemin ederim ağlardım. bir bira 10 lira amk. o yüzden puanım 10 üzerinden 9. çok heyecanlıydı. bir puanı da çerezleri döktü diye kirdim yanlış anlaşılmasın.