37 entry daha
  • nefis hayvanlar olmalarının yanı sıra bunların papago* kabilesi tarafından anlatılan bir yaradılış öyküsü de var... uzuuun bir alıntı olarak, ve hatta copy paste değil alın teri olarak karşınızda:

    "bir gün tanrı köyün birinde oturup dinlenirken bir yandan oynayan çocukları izliyordu. çocuklar gülüşüp şarkı söylüyorlardı. onları izlerken bir anda yüreğini bir hüzün kapladı. kendi kendine, “bu çocuklar yaşlanacaklar. derileri kırışacak, saçları beyazlayıp dişleri dökülecek. genç avcıların kolları güçsüz kalacak. bu genç ve güzel kızlar çirkinleşip şişmanlayacaklar. neşeli çocukcağızlar kör, uyuz köpeklere dönecekler. bu güzelik rengarenk sarı, mavi, kırmızı ve mor renkli çiçekler solacak, ağaçların yaprakları kuruyup dökülecekler. şimdiden sararmaya başladılar bile.” diye düşündü ve giderek daha çok üzüldü. mevsim sonbahardı. soğuğu getirmesi, oyunları engellemesi ve yeşillikleri kurutmasıyla yaklaşan kış yüreğini iyiden iyiye burktu.

    hava hala sıcaktı ve güneş parlıyordu. tanrı bir süre yerdeki ışık ve gölge oyunlarını izledi. rüzgar sararmış yaprakları oradan oraya savuruyordu. gökyüzünün maviliğini ve kadınların yere serdiği öğütülmüş mısır tozlarının beyazlığını görür görmez tanrı’nın yüzünde aniden bir gülümseme belirdi. “bütün bu renkleri korumalıyım. yüreğimi mutlu edecek bir şeyleryapacağım, çocukların bakıp eğlenecekleri bir şeyler.”

    tanrı heybesini aldı ve içine bir tutam güneş ışığı, gökyüzünden bir avuç dolusu mavilik, mısır tozunun beyazı, oynayan çocukların gölgesi, güzel bir kızın saçının siyahlığı, düşen yaprakların sarısı, çam ağaçlarının yeşili ile etrafındaki çiçeklerin kırmızı, mor, ve turuncusunu toplayıp hepsini doldurmaya başladı. sonradan heybenin içine kuşların ezgilerini de koydu.

    ardından çocukların oynamakta olduğu çimenlerin üzerinde yürüdü. “çocuklar, minik çocuklar, bu sizin için.” diyerek heybeyi çocuklara uzattı. “heybeyi açın, içinde çok güzel şeyler var.” dedi.

    çocuklar heybenin ağzını açar açmaz rengarenk onlarca, yüzlerce kelebek çıktı içinden ve çocukların başlarının etrafında dans edip saçlarına kondular. bir çiçekten diğerine konmak için tekrar uçmaya başladılar. bundan büyülenmiş olan çocuklar daha önce hiç bu kadar güzel bir şey görmediklerini söylediler.

    kelebekler şarkı sözylemeye başladıklarında çocuklar neşe içinde dinlediler.

    bunun üzerine ötücü bir kuş uçarak geldi ve tanrı’nın omzuna dokundu. “bu yeni, şirin canlılara bizim ezgilerimizi vermen hiç de doğru değil. oysa sen bizi yaratırken her kuşun kendi şarkısının olacağını söylemiştin. şimdi ise verdiğin bütün sözleri bozuyorsun. yeni yarattıklarına verdiğin gökkuşağı renkleri yetmiyor mu?” diyerek tanrı’ya sitem etti.

    “haklısın,” dedi tanrı, “her kuşa bir şarkı armağan ettim. size ait olan bir şeyi başkasına vermemeliyim.”

    bunun üzerine tanrı, kelebeklere bahşettiği şarkıları geri aldı. kelebeklerin sessiz olmaları bu yüzdendir."

    not: "kızılderili efsaneleri" adlı kitaptan alıntıdır...
401 entry daha
hesabın var mı? giriş yap