8 entry daha
  • sanata ve sanatçıya akacak paradan sülük gibi beslenerek bir ayda dünyanın üzerindeki çeşitli illere beleş seyahat etme hakkı kazanan kayyum takımı. sanatçının ürettiğinden kazanması gereklidir, başka türlü insanüstü hayalleri var edemez. ama bu küratör takımının neyi ortaya koyduğunu anlamak mümkün değil. birkaç işi yanyana koyarak sanat eserlerini birer kelime, kendi düzenlemelerini de bu kelimelerin oluşturduğu cümle oalrak görenler var. ama küratörlüğün kuzey ülkelerinde aynı zamanda yetim çocuklara bakan dadıalra verilen sıfat olduğu düşünülürse sanatçı açken, işsizken, sanat eserine dönüştürecek malzeme bulamazken sanatçıyı beslemesi, gerekirse -bir ana/dadı gibi- kendi aç kalarak onu var etmesi gerekmez mi? ya da yarattıkları bu cümlelerin oluşturduğu ses kalabalığında sessizliğin de, susmanın da bir önem taşıdığını düşünmesi gerekmez mi? sanatçının yarattığını kendi oluşturduğu kavram çerçevesine sokarken zeka özürlü çocukların geometrik formları uyuşmayan deliklere sokarken çekici kullandıkları gibi sanatçıları yontup, kırpıp biçip o deliğe sokmaya çalıştıklarını düşünmesi gerekmez mi? kendi niteliklerine uymayan sanatçıları bir kalemde harcaması doğru mu? popüler olan/satan/iş yapan sanatı belirleyen olan kimliğini onlarca sene sürecek meditasyonlarla, şeytan çıkarma ayinleriyle, şiş saplama ayinleriyle yok etmesi gerekmez mi?
    işte küratör...
61 entry daha
hesabın var mı? giriş yap