• dun ak$am hinca hinc dolu bir sinema salonunda, yuzlerce ki$i ile pur dikkat bir $ekilde, zaman zaman gerilerek, zaman zaman kahkahalar atarak, zaman zaman ise gozumden akmaya yeltenen goz ya$larini tutmaya cali$arak izledigim, iki saatlik ve 6 milyon dolarlik carpici belgesel. izleyicilerin cogunlugunun genc olmasi beni daha da sevindirdi, demek ki amerikan gencligi de olmemi$ henuz, demek ki onlarin da aralarinda politikaya biraz da olsa duyarli, sonunda hic de ho$nut kalmayacaklari goruntuleri goreceklerini bile bile sinemaya gitme istegi bulunan genclerin olmasi olumlu bir gozlemdi benim acimdan. moore'un palme d'or'lu bu yeni belgeselini bir onceki yapiti, oscarli bowling for columbine'dan ayiran en onemli fark, kendisinin bu sefer bir ahmet vardar kiliginda tum belgesel boyunca kar$imiza cikmamasi, bir iki kucuk sahne di$inda hemen hemen izleyicilere pek gozukmemesidir. bunun yaninda, arka planda surekli anlatici olarak bulunan moore, roportajlari mumkun oldugunca asgari seviyede tutmaya cali$mi$.

    bush'un, 11 eylul 2001 sabahi bir anaokulunda cocuklara kitap okurken aldigi saldiri haberi uzerinden gecen 7 dakika boyunca yerinden hic kalkmayip, oyle $ap$al $ap$al oturup, etrafina anlamsiz anlamsiz soluk bir surat ifadesi ile bakinmasi unutulacak gibi degil. belgeselin ikinci yarisi ilk yarisina gore daha kanli goruntuler ile kar$ila$tigimiz kisim, zira bu bolumde tabir caizse toplu bir katliamdan gecirilen sucsuz gunahsiz irak halkinin icler acisi goruntulerini kar$imiza getiriyor moore. irakli bir kadinin allah'a yakari$lari, temsilciler meclisi uyelerinin ogullarinin irak'a destek icin gonderilmesini onaylayan kagitlari imzalamaktan kacinmalarini ibret olarak seyrediyor amerikan halki. oglunu kaybeden amerikali annenin huzunlu goruntuleri, yine moore'un goru$tugu bazi amerikan askerlerinin hukumete kar$i olan guvenlerini yitirmeleri de son derece carpici addedebilecegim bolumler. hele ki $u me$hur "muttefik" ulkeler hangileriymi$, onlari ogreniyoruz ya i$te orasi apayri bir komedya. bu arada moore'un belgeselinde bush'un ve saz arkada$larinin di$inda imaji (!) zedelenen surpriz bir isim kar$imiza cikiyor: britney spears. burada mukkemmel bir ozele$tiri yapiyor moore amerikan halki adina ve bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak nedir 3 saniyede gosteriyor britney roportaji ile.

    filmin 2004 abd baskanlik secimleri'ne olasi etkilerine gelecek olursak, oncelikle $unu belirtmek isterim ki, belgeselin cumhuriyetci oylari etkileyip, onlari demokratlarin tarafina cekebilecegine $uphe ve tabiki umutsuzluk ile bakiyorum. fakat diger taraftan $una kesinlikle eminim ki bush'tan nefret edenler bu filmi izledikten sonra kendisine olan nefretleri en az bir kac kat daha artacak. ki$isel fikrime gore gozu kara cumhuriyetcilerin bu belgesele pek de gidecegini (ya da dvd'den falan izleyecegini) sanmiyorum. kanimca belgesel, kararli ve a$iri muhavazakar cumhuriyetcilerin secim oncesinde verecekleri kararlari degi$tirmeyecek ve bu oylar yine bush'a gidecektir, lakin filmin bence en onemli hedefi ralph nader'i destekleyen %3-4'luk kesim olacaktir. eger bu kesim, belgeseli izledikten sonra kararini degi$tirip kerry'e yonelirlerse i$te o zaman michael moore misyonunu ba$ariyla tamamlami$ olacaktir.

    bir onceki ba$yapit bowling for columbine abd genelinde sadece 243 sinemada gosterilmi$ti, oysa fahrenheit 9/11 toplam 868 sinema salonunda dun (25 haziran 2004) gosterime girdi. filmin yuksek gi$e hasilati yapabilecegini gosteren bir gosterge ise, gectigimiz aylarda gosterime girmi$ olan anti-semitist propaganda yaptigi soylenen the passion of the christ'in sadece abd'de $370 milyon hasilat yapmasidir. fahrenheit 9/11 belgeselinin de anti-bush propagandasi yaptigi ve bunun yaptigini ba$arili bir reklam/pazarlama kanali ile her firsatta duyurursa, belgeselden yuksek bir box-office geliri beklenebilir. bunun gercekle$ip gercekle$meyecegini tabiki onumuzdeki gunler gosterecek.

    yilin $u ana kadarki en iyi yapimi diyebilirim. sinemada izledikten sonra, eylul ayinda cikacak olan dvd'sini de ar$ivinize ekleyeceginizden eminim. seyrediniz ve seyrettiriniz...
  • bu akşam koşa koşa gidip izlenmiş ve ziyadesiyle beğenilmiş filmdir kendisi. tam manasıyla "küfür gibi" diye niteleyebileceğimiz, bittikten sonra canınızı acıtan bir garip film. amerikan halkının acizlik, cahillik, ve zavallılık sınırlarını açık açık ortaya koyan, acılarını bile ne kadar sahte yaşadıklarını anlatan, beyinlerinin çocuk beyniymişcesine ham olduğunu, ne emredilirse yapmaya, ne söylenirse kabullenmeye tamamen açık olduklarını gösteren tüyler ürpertici bir eser.

    klaisk bir michael moore filmi ayrıca, ama filmin bowling for columbine'a göre çok daha profesyonel işi ve kaliteli olduğunu söyleyebiliriz.

    öte yandan, filmi izleyince bush'un maymunsal ve salak yapısı o kadar gözünüze batmaya başlıyor ki, insanın tayyip'e şükredesi geliyor. beterin beteri varmış.
  • temel argumani, bush yonetiminin 11 eylulu kendi planlarini uygulamak icin bir maske olarak kullanmasi olan ve bu planin basamaklari uzerinde duran belgesel/film.

    2000 secimlerinde bush'un bir son dakika hamlesiyle "sectirilmesi", bush ailesinin suudilerle iliskileri, amerikan halkini afganistan ve irak isgallerine ikan etmek icin kullanilan mekanizmalar, irak savasindan sahneler, irakta gorev yapan asker ve asker ailelerinin dusunceleri filmin ana bolumleri. en mide bulandirici goruntulerden biri ellerinde ickileriyle buyuk sirket yoneticilerinin "savas sayesinde iyi para kazandik" cizgisinde aciklamalar yaptiklari sahneydi. ozellikle bush ve cheney'in baglantilarini sorgulamasi ve amerikan dis politikasini aslinda neyin yonledirdigi sorusunu sormasi filmin en basarili noktalarindan. irakta isler beklendigi gibi gitmeyince, amerikanin ikinci parti asker toplama kampanyasini gosterirken, moore, "sistemin en cok ezdigi kesim neden sistemin en atesli savunucusudur?" sorusunu da tekrar sormus...

    bush yonetiminin pislikleriyle ilgili buyuk cogunlugu az bucuk kulaktan dolma bildigimiz veya tahmin ettigimiz gercekleri bir araya getirmis, belgelemis ve secim oncesi amerikalilarin buyuk cogunlugunun yuzlesmedigi sorulari sormus cok etkileyici bir yapim. sagduyulu insanlarin dunyasinda sadece bu film bile bush'un secilmesini imkansiz kilmaliydi, ama maalesef bush yanlisi kesimin filme ne kadar itibar gosterecegi supheli.
  • izleyeni üzen, kızdıran belgesel.

    --- spoiler ---

    ırakta amerikan askerlerinin yaptığı ev baskını görüntüsü ,beddua eden ıraklı kadın, moron amerikalı askerlerin ettikleri laflar,sakat kalmış amerikalı askerler oldukça çarpıcı idi.savaşta tek bir oğlu ölen amerikalı anneyi 20 dakika izleyince, tüm ailesini yada bir olasılık bütün akrabalarını kaybetmiş onca ıraklı ne yapsın dedim kendi kendime.

    - spoiler ---
  • abdli anne üzüntüden tıkanarak "oğlumu istiyorum" diyebiliyor yalnızca .
    bir başka yerde ıraklı bir kadın "veynek allah" (nerdesin allahım) diye bağırıyor.

    --- spoiler ---
    bizler de salonlarımızda oturup "veynek allah" diye düşünüp duruyoruz
    --- spoiler ---
  • aslında bu bir elleri temizleme operasyonuydu hepimiz için. ırak savaşı olup biterken bunları görmekten hep kaçmıştık, haberleri izlemedik, gazeteleri okumadık. işte bu aradığımız fırsattı; fahrenheit 9/11 geldi ve biz insanlık onurumuzu kurtarmak için izlemeye gittik, gerçeklere katlanmaya söz verdik kendimize, sözde duyarlılığımızı ispatlarcasına... salonda tamtamına 7 kişiydik. 2 si daha 1. seans bitmeden salondan çıkmıştı bile... diğer 2 si de 2. seansta tam da ırak savaşı hakkındaki bölümde;yani hep gözümüzün önünde olan gerçekliği su götürmez görüntüler sırasında çıktı. yine sözümüzü tutamadık, oysa biz gerçekleri göreceğimize dair söz vermiştik!
  • büyükannelerimizin izlerken sürekli boynun altında kalsın bush diye beddua edeceği belgesel. keza büyükannelerimiz seneler önce dallas izlerken bir başka petrol kralı jr için de aynı bedduayı ederlerdi.
  • gercekten cok harika cekilmis bir belgesel... iki saat icerisinde izleyene butun duygulari tattiriyor, once gulduruyor, sonra sinirlendiriyor, sasirtiyor, uzuyor, aglatiyor, sonra birden yine gulduruyor, ama bunlari yaparken soylemek istedigi her seyi soyluyor. iraklilara yapilan tum vahseti gosterirken, amerikalilara fazla yuklenildi demeye basladiginiz anda, bu sefer amerikali asker ailelerinin cektigi acilari gozler onune seriyor. fazla duygu somurusu mu olmaya basladi diye dusundugunuz anda, gerceklerden belgeleriyle, goruntuleriyle bahsetmeye basliyor. en sonda da bir surprizle insanlarin yuzune gulumseme kondurup, sinemadan gulerek, ama binbir nefret ve dusunceyle ayrilmalarina sebep oluyor. oscarlik bir belgesel.
  • film boyunca sanki bir ekrandan filmi izliyor gibi degil de michael moore ile birlikte filmi cekiyormus gibi bir hisse kapildim. gozlerimin onunde insanlar oluyor anneler agliyordu. sonra bir anda bu insanlarin rol yapmadigi, gercegintam kendisi oldugunu anliyorsunuz ve o anda donup kaliyorsunuz. ve sonra bir anda ekranda britney spears beliriyor ve o findik kadar akli ile bushu hakli buldugunu soyluyor. iste o anda sanrim herkesin dayanma noktasinin tukendigi andi.
    filmden ciktigimda uzun sure konusmakta zorlandim ve eminim ki cogu insan da benimle ayni seyleri hissetti. sinema salonunda film bittiginde cit cikmiyordu.
    sonuc olarak cok agir bir film sinemaya eglenmek icin gidenler baska bir filmi tercih etsinler. ve savas sahnelerini mideniz kaldirmakta zorlanabilir. ama sinemanin gucunun barisi saglamak konusunda nasil maksimize edilebilecegini gormek isteyenler asla kacirmasin derim.
  • yakin tarihin, ele$tirdigi guc ve comak soktugu ili$kiler bakimindan en cesur yapitlarindan biri.
    cia bu adami nasil gole atmiyor anlamiyorum.
    (bkz: cia) (bkz: michael moore)
    bendeki onemi $udur:
    $u filmi izleyip, 32 hucreden olu$an volvox kolonisi kadar kafasi cali$ip da george w bush'a oy veren siradan amerikali vatanda$ (cikar gruplari tabi ki verecektir de) salak oglu salak, okuz oglu okuz, ya ich bin oglu naturlich'dir.
    amerikalilar salak diyorlardi, anlatiyorlardi, nasil da dogruymu$. secim sonuclari ile birle$tiriyorum filmi tabi ki...

    bu arada ele$tirmenin notu:
    michael moore filmin sonuna bir "this film is dedicated to" bolumu koymu$ ve demi$ ki;
    bu filmi bizim yanli$ kararlarindan olen amerikali askerlere adiyorum gibisinden $eyler demi$.
    filmin icinde bol bol gostermesine ragmen,
    bizim yanli$ kararlarimizdan dolayi olen "diger ulke halklari"ndan (ba$ta irak halki olmak uzere) bahsetmemi$.
    amerikali hala amerikali, bakin dikkat cekiyorum... bu ilginc geldi.

    gene de olsun tabi, bu kadari icin bile,
    helal olsun michael moore!
hesabın var mı? giriş yap