• 59 seconds kitabında richard wiseman'ın alıntıladığı akademik çalışmalardan birinde bir grup borsacıya stresi düşürmesi için köpek veriyorlar. diğer grup ise kolesterol ilacı kullanıyor (sebep: stres kolesterolü arttırıyor). 6 ay sonunda köpek besleyenlerin kolesterol seviyeleriyle ilaç kullananlarınki aynı çıkıyor. ayrıca deneye katılan borsacıların tamamı deney için aldıkları köpeği geri vermeyi reddediyorlar.
  • bir haftadır üzüntüden, sinirden, stresten yıkılıyorum. boş vakitlerimi ağlayarak geçiriyorum da diyebilirim ve yanımda sadece kim var dersiniz? bence de anladınız. o küçücük varlığın verdiği huzuru ve enerjiyi şuan bana verebilen hiçbir insan yok hayatımda. olmasın da zaten, umurumda değil.

    yok tüyü dökülüyor, ay halıya sıçıyor, aman havlıyor diye bahane uyduranlar eminim ki bir kez olsun bunu tatmamistir. suan ben bunalimin esigindeyim, kopegim de hasta. beraber uyuyoruz, beraber uyaniyoruz, beraber evi dagitiyoruz, beraber topluyoruz, hava almaya beraber cikiyoruz, cikamazsak da yine beraber bunaliyoruz. o iyilestikce ben de keyifleniyorum. bundan ote fayda mi olur? birak haliyi gelsin kafama sicsin isterse, canini yedigim.
  • köpek beslememiş insanların düştüğü yanılgıdır.
    bir kere eviniz kokmaz. köpeklere özel şampuanlar var ve köpeği belli bir yıkama sıklığı var.bunların dışına çıkmadığınız sürece gayet misler gibi kokuyor.mesela ben bizimkini dün akşam yıkadım şu an tertemiz gram koku yok. bir daha da 20 gün sonra filan yıkarız ve o sürece kadar da koku olmaz. siz köpeğinizi iyi eğittiğiniz sürece sağı solu ısırıp zarar vermezler.

    ve köpek besleyen insanlar da sağlıklı ilişkilere sahip oluyor. hani "hayvanlar dostumuzdur" klişesi vardır ya gerçekten öyle. siz üzgün olduğunuz zaman hissedip gelip size sırnaşması,keyfinizi yerine getirmeye çalışması,evde yalnız otururken gelip dizinize başını yaslaması ve yalnızlığınızı paylaşması bile bunu kanıtlar nitelikte bence.insanlar sevgisine karşılık beklerken kedi/köpek gibi evcil hayvanlar sevgisini size karşılıksız sunar.
  • 3 aylık köpek besleme sürecimde;
    - öncesinde her hafta sonu ağrıyan başım bir kez bile ağrımadı.
    - 16 kilo verdim (98den 82ye), bel-sırt ağrıları bitti, efor harcarken terleme azaldı.
    - çevremdeki insanlar daha mutlu ve pozitif bir insan olduğumu söyledi.
    - baktığım köpek sokakta ölmek üzereyken bulduğum bir golden olduğundan vicdanen çok huzurlu oldum.
    - onu gezdirirken veya onun için internette araştırma yaparken bir çok güzel insanla tanıştım.

    bunlar fayda değilse, fayda ne lan it? (it şeklinde bitirerek köpekli başlıkta şaka yaptım ehe mehe)
  • hayata "fayda" değil, "sevgi" çerçevesinden bakmayı deneyin. o zaman böyle saçma başlıklar açmazsınız.
  • bundan 11 ay önce barınaktan engelli bi kız sahiplendim. 2 aylıktı henüz. çıt sesinden bile korkuyor, sürekli dip köşe yerlere saklanıyordu. çok acı çekmiş olduğu belliydi, kafası silme bit pire doluydu:( arka ayaklarından birinin üzerine basamıyordu. ama ahh o bakışları...

    arkamı dönüp gidemedim... kucağıma aldığım gibi önce okuluma götürdüm, sonra evime...
    tabi sonra da veterinere... veteriner beyin ilk tepkisi "neden böyle bir hayvan sahiplendiniz?" demek oldu. çok problem çıkarır bu dedi, acı çeker,,ağlar ağlar sızlar, ilerde bacağı daha kötü olur, bi sürü masrafı olur, ne uğraşıcan, geri ver aldığın barınağa dedi... orda tedavi mi ederler dedim boş bulunup cahil cahil:/ yok dedi uyuturlar bunu... zor buna bakmak, bak ben veterinerim, oğlum köpek istiyor ama almıyorum dedi, uğraşamam. peki dedim sadece, kucakladigim gibi çıktım oradan. bakkala uğramam gerekti, aldım yavruyu da yanıma, ama korkuyor yavrum, atladı kutusundan ekmek dolabının altına sığındı, büzüldü oraya. hani bizim türk halkı bayılır ya akıl vermeye, o sırada sigara alan fedon tipli bi amca, nesi var bunun dedi, bacağı sakat dedim, yok dedi bu yönünü bulamıyor, bunun beyninde bi sorun var ne aldın bunu? sonra bi daha baktı, yok dedi bi tuhaflık var bu hayvanda...
    neyse, bu ilk günümüzdü, eve götürüp yıkadım onu, zaten pamuk gibi bembeyaz ama benekli bi kız, mis gibi oldu. günlerce göz teması kurmadı bizle. minderine kurtçuk gibi kıvrılır, tüm gün yatardı. biraz yemek yer, yine yatardı.. başka veteriner buldum, bacağına baktırdım, aşıları, maması... oyuncaklar aldım oynasın, mutlu olsun diye. derken bi gün kalkti yerinden ona aldığım topla oynamaya başladı, sevinçten gözyaşlarına boguldum ben. sonra gozlerimin taa içine bakmaya başladı, heyecanlanmaya, koşmaya, yaramazliklara başladı... sesini duymam bile o kadar uzun sürdü ki... ama her geçen gün iyileşti, parladı, gözleri gülmeye başladı.

    önümüzdeki ay 1 yaşında olacak, yaramaz, oyuncu, zilli bir kız şimdi... akşam saatlerce gezeriz, konuşurum dinler, beni göremez, dakikalarca dikilir gelmemi bekler, sırnaşır da sırnaşır :) bacağı iyileşmedi, fizik tedavi dışında bi çözüm yok ama umrunda mi, farkında değil ki öyle açmış gözünü... ne ağrısı var ne ağlaması, hatta bi kere kanli ishal oldu da yine de gazetesine kadar tuttu yavrum, tuvalet eğitimi sırasında... o kadar akıllı bi çocuk. benim vakur meleğim o.

    fayda mı?

    onunla geçirdiğim her gün, gereksiz insanlara daha az ihtiyaç duyduğumu farketmek. eskiden sırf sosyalleşmek uğruna saçma sapan insanlara katlanmisim meğer... şimdi hiç yalnızlık hissetmiyorum, bahçede saatler geçiriyorum onunla.. bu başlık tarzı önermeleri olan, hayatı çıkar ve menfaat üzerine kurulu tipleri gördükçe bana bahşettiği bu özelliğin dünyanın en faydalı şeyi olduğunu görüyorum. dünya çıkar uğruna evlenen, seviyor taklidi yapan, el etek öpen asalak doluyken, şaşırmadığım basliklardan biri işte:)
  • enayi beyani. kopek bir asalak degildir. en guzel dostlardan biridir. ben de ev icinde besleme taraftari degilim, ev bahceli degilse kopege eziyet, yemisim insanin evi kokarmis. kurban ol. dunyanin en guzel hislerinden biridir kopege sarilmak, ondaki sakinligi hissetmek. kopege sadece asalak zihniyetiyle bakanin da insanligindan suphe duyarim. sokak kopegine yaraliyken baktim diye o kopek sokagi terketmez oldu, mahallenin her sokagina hirsiz girerken o kopek elektrikciyi bile sokmuyor mahalleye. cop dokmeye giderken bile bana eslik ediyor, 100 metre onumde bile baska bir tehlike olsun onume gecip beni korumaya calisiyor, yemek verdigimde yemegi yemeden once mutlaka elimi yalar, tesekkur eder. bu hayvanin bana bir cok insandan daha fazla yarari oldu. ustelik karsiliksiz seviyorlar, bir yemek veriyoruz, onlara bu yetiyor. neyse kopege asalak muamelesi yapmayin, fena yaparim.
  • muhtemelen daha önce hayvan beslememiş bir insanın yanılgısıdır. beslenen hayvan ne olursa olsun (kedi, köpek, kuş, balık, kaplumbağa, ördek vs farketmez) aranızda öyle bir bağ, öyle güzel bir dostluk oluşur ki bunu hiçbir faydaya değişmezsiniz. hem illa bir fayda mı sağlanmalıdır? bir canlıyı sevmeniz, ona evinizi açmanız için illa ki ondan bir çıkarınız mı olması gerekir? her olguya insan merkezli bakmak ne kadar da sığ bir tavır. seversiniz işte, herhangi bir hesap yapmadan, fayda beklemeden... o da sizi sever, karşılıksız...
  • gerçek hayvan tarafından kurulan cümle.
  • oglumun gozlerime bakmasina, onunla konusurken beni anlamak istercesine kafasini sola yatirmasina, birsey istediginde kafasini o seyin yanina koymasina, arabanin sesini evden duydugunda cama kosmasina, beraber yurumeye, hasta olmaya, evden cikamayacak duruma geldiginde tuvaleti icin israrla banyoya gitmek istemesine, gittigi banyoda kalp krizinden ölmesine, onunla gecen her ana, her dakikaya milyonlarca tesekkurum var. diger hayvanlari sevdirmesine, merhameti hatirlatmasina, dunyami daha yasanir kilmasina milyonlarca tesekurum var. bana kattiklari icin milyonlarca tesekkurum var. gozumde yas kalbimde sizi olmasina milyonlarca tesekkurum var. pasamin, argosumun biricik oglumun kulagina kuyruguna patisine kurban olun.
hesabın var mı? giriş yap