• - dün gece nerdeydin?
    - sey... seyde... evdeee?
    - evde mi? evi aradım, cevap vermedi?
    - haa, bi ara markete gitmistim.
    - gece 12'de mi?
    - evet... sey, market kapaliydi tabii, açik bi yer bulana kadar dolastim.
    - buldun mu?
    - buldum.
    - ne aldin?
    - sey. sigara.
    - e daha dün bi karton sigara almistin? hepsi bitti mi ki, sigara almaya gittin?
    - haa, sey. o kartonu ofiste unutmusum da...
    - pazar günü ofise mi gittin?
    - haa, sey. evet, acil bi is çikmisti sabah, ofise gittim...
    - giderken sigara kartonu mu götürdün?
    - haa, sey. evet, patron gelirken "bi karton sigara al" demisti de...
    - senin patronun sigara içmiyo ki?
    - haa, sey. içmiyodu... ama dün baslamis.
    - niye?
    - geçen gün karisiyla ayrilmislardi. adam çok efkarli bu aralar.
    - ayrilmislar mi? e ben dün onlari sarmas dolas gördüm?
    - haa, sey. dün barismislar neyse ki.
    - e sigaraya niye baslamis o zaman?
    - karisiyla baristiklari gün annesi fenalasmis, kalp krizi geçirmis kadin. ona üzülmüs.
    - senin patronun annesi geçen sene ölmemis miydi?
    - haa, evet. iste dün, annesinin ölüm yildönümüydü.
    - öyle mi? ben yazin ölmüstü gibi hatirliyorum?
    - haa, sey. evet, yazin ölmüstü de... geçen sene tam bu zamanlar fenalasmisti. dün, fenalasmasinin yildönümüydü.
    - fenalasmasinin yildönümüydü öyle mi?
    - evet yaa, çok kötüydü adam, birakamadim. bütün gece onunla ilgilendim.
    - e hani gece evdeydin?
    - haa, sey. evet, evdeydim ama patron sürekli arayip agladi. telefondaydim hep.
    - beni de o yüzden mi aramadin?
    - haa, elbette. telefon mesguldü çünkü.
    - patron seni arayip, bütün gece agladi öyle mi? hiç arkadasi yok mu bu adamin?
    - yok, bütün arkadaslariyla kavga etmis.
    - e karisina aglasaymis, sana niye agliyor?
    - haa, sey. gece karisiyla da kavga etmisler. kadin evi terk etmis.
    - niye kavga etmisler?
    - sey, kavga etmisler çünkü kadin sey yapmis. çok kötü bi sey yapmis.
    - ne yapmis?
    - patronu aldatmis. patron da bunu ögrenince, karisina tekme tokat girismis.
    - aaa? neyse. bu aksam görüsecek miyiz?
    - haa, sey. yok görüsemeyiz.
    - niye?
    - seye gidicem... hastaneye.
    - niye?
    - patron sabaha karsi iyice efkarlanmis, intihara kalkismis. simdi hastanede. onu ziyarete gidicem.
    - ben de geleyim?
    - yoo... simdi sen gelirsen, kendini kötü hisseder adam.
    - dogru. e peki yarin görüsecek miyiz?
    - hmm, sanmiyorum. patron bir süre hastanede kalacak. bütün sorumluluk bende. isler de yogun tabii...
    - anladim. o zaman sen uygun oldugunda ara.
    - ararim tabii... en kisa zamanda.
    - tamam canim. öptüm bay.
    - tabii. ben de öptüm bay.
  • türkiye cumhuriyeti laik, demokratik, sosyal bir hukuk devletidir.
  • söyleyeni kuyruklu maymuna çeviren gereksiz yalan
  • bir yalanın, ba$ka ba$ka yalanlarla devam etmesi durumudur.
  • yalan doguran yalandir. $öyle ki, yalan söyler insan, yakalanir, onu aciklayayim derken bir daha yalan söylemesi gerekir. o minicik yalan büyür büyür büyür... arkasinda kocaman bir kuyruk olusturur.
  • edebiyattan örnek:
    hector hugh munro (saki), the open window (açık pencere).

    hikayenin tümü için:
    http://www.eastoftheweb.com/…es/ubooks/opewin.shtml
  • aynı anda bir çok konuya/kişiye/yere değen yalan...
    (bkz: partal), (bkz: atmasyon), (bkz: her sey yalan).
hesabın var mı? giriş yap