• ejderha dövmeli kızı (ve devamını tabiki) okurken kafamda canlandırdığım lisbeth salander'a aşıktım. öyle böyle değil gerçekten kanlı canlı haliyle görmüş gibi aşıktım. tarif edildiği herşeyi düşünürdüm kitabı okurken, sigara içişini, bişiler araştırırken kahve içip sandviç yemesini, donuk bakışlarını, tepkilerini. çok uzun bir süre etkisinden kurtulamamış, isveç versiyonundaki kadını da fazla sert bulmuştum, oysa 13 yaşında gibi görünmesi, içten içe bi naifliği olması gerekirdi.

    şimdi rooney mara'dan bahsedelim. bu kadın ilk bu film için açıklandığında açıkçası kahkahalarla gülmüştüm. sarışın fotoğrafları, orijinal konuları bebek filmine dönüştürmeye bayılan amerikan sineması için uygun gibi gelmiş, epey dalga geçmiştim.

    şu an o zaman bunu dediğim, zamanında dalga geçtiğim için nassssıl pişman olduğumu anlatamam. filmin konusu hiç mühim değil nazarımda, kitabı değiştirmişler etmişler zerre umrumda olmazdı olmadı da. ama eğer lisbeth bok gibi olsaydı o zaman car car konusurdum.
    bu kadın, kafamda canlanan kadının aynısı. en ufacık mimiklerine kadar. evin içinde dolanmalarındaki rahatlığı, ben zaten oydum kitapta beni yazdı imajı verdi bana. motoru nasıl sürdüğünü falan hiç söylemicem zaten.

    kısaca, uyarlamalara önyargılı bakan bana bile kendini hayran bırakacak derecede lisbeth salander olabilmiş oyuncudur. kendisine aşık olduğumu söylemekten çekinmiyorum.
  • geçmişte, en iyi kadın oscar'ı için meryl streep'e karşı yarışan birçok genç aktrist gibi "aa, meryl varken ne haddine?!" mantığı nedeniyle güme gidecek kadın.

    ancak gerçekler baki;

    streep'in margaret thatcher'i mı, mara'nın lisbeth salander'ı mı derseniz; salander ezer geçer.
  • hiç bahsedilmemiş ama çok harika bir ses tonu ve konuşma tarzı olan oyuncu. buğulu enteresan sanki orda değilmiş gibi, tıpkı özellikle son filmlerindeki bakışları gibi.
    the girl with the dragon tattoo dan sonraki tarzı kesinlikle eski haline göre çok daha karizmatik ve özgün bence. kırmızı beyaz ve siyahtan vazgeçmemeli.
    ayrıca side effects filminde de kesinlikle sağlam bir oyunculuk çıkarmış
  • ya o bu değil de güzel poposu var
  • 84. oscar ödüllerinde, kırmızı halıda audrey hepburn'ün punk hali olarak anılmıştır.
  • social network'le büyük çıkış yakaladı. filmde sadece on dakika rol almasına rağmen epey ünlendi. normalde bu kadar popülerleşen bir filmde bile on dakika oynayanlar ünlenemezken kendisi şöhretin dibine vurdu. aynı filmde ondan daha fazla görünen (kadın) oyuncularsa popülerleşmediler kendisi kadar. bunun da nedeni yeteneğinde saklı. david fincher'a göre emma watson (söylenenlere göre saçlarını kesmesinin nedeni rolü kapmaya çalışmasındanmış), carey mulligan, scarlett johansson, ellen page, natalie portman, mia wasikowska ve keira knightley gibi oyuncular arasında karakteri derinleştirip kendisine sunan tek oyuncuymuş. açıkçası bu oyuncuların hiçbiri lisbeth salander için uygun değildi zaten. ellen page çok yetenekli ama yüzü çok fazla çocuksu. natalie portman rol için fazla yaşlı. ayrıca o da uygun değil role. mia wasikowska hiç değil. keira olabilirdi. ama o da naomi rapace'in yarattığı etkiyi yaratamazdı izleyende bence. carey mulligan da keza çok sevimli, olmazdı. scarlett johansson olabilir miydi, merak ediyorum. aslında scarlett böyle benzer bir rolde hiç oynamadı. o yüzden karşılaştırma yapamıyorum. ama fincher'ın da dediği gibi fazla seksiydi rol için. mara da lisbeth için uygun değildi, diye düşünüyordum ama sağlam bir şekilde çirkinleştirmişler güzelim kızı. fragmanlardan ve kliplerden, fotolardan falan olmuş diye düşündürtüyor. lakin bu rolü en iyi kotaran naomi rapace. onu aşmak bana göre imkansız.

    onca oyuncu arasından sıyrılıp tekrar david fincher'la çalışmasının da tek açıklaması yeteneği. şanslı ama daha çok yetenekli. şimdi de büyük yönetmen terrence malick'in lawless'ında christian bale, ryan gosling ve cate blanchett'la beraber rol alıyor. social network'teki o on dakikalık performansından sonra buraya kadar gelmesi başarısının sırrı. böyle müthiş çıkışlar yapan çok oyuncu var şüphesiz. mara da onlardan. daha dün elm street gibi dandik filmlerde oynarken bugün başrol kovalayan, usta isimlerle çalışan ve her geçen gün kendisinden daha da söz ettiren birisi oldu. carey mulligan için söylediğimi onun için de söyleyebilirim: bir kaç yıl içinde burası entry dolar, dolmalı.
  • ay daha önce nasıl da kimsecikler yazmamış, ekşi sözlük magazin servisi kınayarak bildirir, kendisi joaquin phoenix'in sevgilisi, hatta birkaç aydır nişanlısıdır da aynı zamanda. joaquin phoenix kendisini "filthy dragon" diye sever imiş kehkeh:

    https://www.thecut.com/…ney-mara-filthy-dragon.html
  • the girl with the dragon tattoo filmini seyrettikten sonra tek kelimeyle mukemmel ve ustun yetenkli oldugunu dusundugum oyuncu.
  • http://www.imdb.com/name/nm1913734/

    "sen nasıl bir güzelliksin ya?" denilesi kadın.

    yalnız, her izlediğim filmde ilk gördüğümde "kim bu güzel kadın?" diyorum. her filminde güzel, ama sanki farklı insanlarmış gibi karşıma çıkıyor. en son lion filminde bunu yaşadım. o karakteristik sesi olmasa tanımak zordu. 10 yaş gençleşmiş, güzelliğine güzellik katmış gibiydi.

    özellikle, side effects filminde deli gibi güzeldi.

    not: ey dünya, ey evren... neyse bir şey demiyorum. insan yutkunuyor tabii.
  • iyi bir oyuncudur ama hep ruhsuz kızları oynamaktadır nedendir bilmem.
hesabın var mı? giriş yap