taahhüt

• biri isi ustlenmek, ustune almak..
• (bkz: muteahhit)
• taahhütnameye bağlanmasında fayda olan, aksi halde lafta kalması muhtemel iş üstlenme durumu.
• icra dairesinde verildiğinde ve yerine getirilmediğinde insanın başını derde sokan sözdür.
  (bkz: taahhüdü ihlal)
• (bkz: taahhüt etmek)
• belki ülkemizi çok iyi tanımayan ya da hala insanları sevip güvenen yazar-okur arkadaşlara benden ufak bi tavsiye. biri size taahhütle bi şey satmaya kalkıyorsa onu etkisiz hale getirin, yok eğer gücünüz yetmiyorsa koşarak uzaklaşın.
  
  tnm: kazık
• kurumsal türk firmalarının otomatik yenilenme özellikli silahı.
• firmaların size taktıkları tasmadır. bu yolla sizi kendilerine bağımlı hale getirirler ve her türlü etik yoksunu hareketi ve kalitesizliği yapabilirler. akabinde siz firmayı arayıp onlara sözleşmenizi sonlandırmak istediğinizde size tasmanız olduğunu hatırlatırlar.
  örneğin; 18 ağustos 2013 digitürk ligtv sansürü neticesinde bir çok digiturk üyesi bu tasma yüzünden üçün,beşin hesabını yapmak zorunda kalacak ve kimisi tükürüğe yarabbi şükür demek zorunda kalacaktır.
  bazılarınınsa hiç umurunda olmayacaktır. haberleri dahi yoktur. bazıları için sesi kısmak yeterlidir. acı olan bunu göre göre hala tasmayı takıyor olmak ve ardından "diren" demektir, aynı kefeye sike sike girmektir.
  taahhüt sorunsalı türkiye'nin son 10 yılında devleşen tüm etik yoksunu firmaların izlediği en sağlam yoldur. bu yolla sizi işte böyle köpek ederler ve ruhunuz bile duymaz, duymak istemez.
  sonra sağda solda "gezi ruhu" der ahkam kesersiniz, oradan geçen biriyse ensenize "şaak" diye yapıştırıp "hassiktir lan" der. işte o adam taahhütü alıp söz konusu firmanın götüne sokan adamdır.
• nedendir bilmem en sevdigim kelimeler^* arasinda yer alir. kulaga bile hos geliyor, taahhut!
• bir işi, bir faaliyeti gerçekleştirme olayını üstüne alma. üstlenme, sorumluluğunu alma.