• bu oyun özelinde konuşmadan önce kabul etmek gerekir ki stealth action oyunların hepsinde ciddi yapay zeka sorunları vardır. splinter cell'de şeriatçı bandanası gibi parlayan yemyeşil ışıkla kimseye görünmeden ilerleriz, metal gear solid'de kutunun içine girip düşmanlara arkadan yaklaşırız, hitman'de kafada barkot herkesin yanından geçer gideriz falan filan. thief'te de durum farklı değil, o yüzden thief'e yapay zeka üzerinden getirilen eleştirileri yersiz buluyorum. hatta oynadığım diğer stealth action oyunlara göre yapay zekanın artı yanları dahi var. karanlıkta bile olsanız düşmanın görüş açısı içerisinde çok uzun süre kalamıyorsunuz. çoğu oyunun aksine düşmanların "peripheral vision"ı var. etrafta at gözlükleriyle dolaşmıyorlar.

    en güzeli de oyun insanı cidden zorluyor. tabii focus mocus her türlü yardımcıyı açıp 10 saniyede bir save alarak ilerlerseniz sizi zorlamaz ama temel zorluk seviyesini master'a ayarlayıp custom'dan tüm challenge'ları on'a getirirseniz en ufak bir hatanızı affetmeyen, gerilimli bir oyun deneyimi yaşamış olursunuz. focus özelliği, düşmanları sesli ya da sessiz bir şekilde indirme imkanı ve bölüm içi save'ler olmadan, insanlara ve hayvanlara görüldüğünüz anda bölümün 1 saat geriden baştan başlayacağını bilerek oynadığınızda, karşılaştığınız en ufak bir yapay zeka hatasını öpüp başınıza koyuyorsunuz.

    hatta ben bir noktadan sonra gaza gelip oyuna yeniden başladım ve video walkthrough serisi yapmaya karar verdim. en ufak bir hatanızda tüm oyunu yeniden başlatan iron man dışında tüm custom özellikleri açarak, tek seferde, görülmeden, yakalanmadan ilerliyorum. benzer şekilde oynayıp takılanlar göz atabilir.

    http://www.youtube.com/…rq2xu7ipmoyj_jvyjpljtsjsyzr
  • mavi filmdir. iç ve dış mekanlarda mavinin değişik tonları:

    görsel
    görsel
    görsel
    görsel

    thief (1981) yön: michael mann
  • -içeri girdiğimde 20 yaşındaydım, çıktığımda 31. ayları ve yılları saymıyorsun. böyle başa çıkamazsın.

    -nasıl yani? neden?

    -neden? çünkü zamanı unutmalısın. ölsen de kalsan da sikinde olmamalı. hiçbir şeyin hiçbir şey anlamına geldiği bir yerlerde olmalısın. sana bu konuda bir hikâye anlatayım.

    kaptan morphis diye biri vardı. 130 kiloluk bir pislik. ismini bile yazamazdı. sonra 16, 17 gardiyandan ve suçlulardan oluşan bir çeteyi satın aldı. hapishane grupları, bilirsin, çeteler. hücrelere girerler, genç çocukları alırlar ve onları kaçıklar koğuşundaki hidroterapi bölümüne getirip tecavüz ederlerdi. karşı koyan olursa onu döverlerdi. sonu kaçıklar bölümü olurdu ve... her neye bir sonrakinin ben olacağını öğrendim. ve ne yapacağımı bilmiyordum. ben, ııı... korkmuştum.

    23:30, 00:00, ışıklar yandı. bina tesisatından bir boru almıştım. ilk gardiyanın kaval kemiğine vurdum. bir mahkûmu hakladım, sonra bir diğerini... neyse, morphis'e ulaştım ve kafasının ortasına iki kez geçirdim. güm. sonra hepsi üzerime atladı, bir sürü şey yaptılar.

    hasta koğuşunda altı ay geçirdim. ama morphis, o da güzel dağılmıştı. beyinde dolaşım bozukluğu, onu emekliye ayırdılar, düz yürüyemiyordu, iki yıl sonra da öldü. dünya gezegeni için büyük bir kayıptı(!) bu arada ben de diğer mahkûmların yanına dönmeliydim ve biliyordum ki avluya adımımı attığım an işim bitecekti. ve avluya adımımı attım. ve ne oldu biliyor musun? hiçbir şey. yani hiçbir şey olmadı. çünkü kendim için bir anlam ifade etmiyordum. umurumda değildim. hiçbir şey umurumda değildi, bilirsin. ve o günden beri biliyorum ki kurtuldum. çünkü bu zihnî tutumu yakalamıştım.

    https://youtu.be/p-cdz6fw62e
  • "you grow up strong when you grow up alone." demiş içinde. benim için var olmasından başka bişeye gerek yok güzel olması için.
  • 1 gecelik oyun deneyiminden sonra, hareket kabiliyeti kısıtlaması haricinde, beklentilerimi karşılamış oyundur. eğer iyi bir thief severseniz, zaten büyük ihtimalle master level'da başlamışsınızdır ve ghost olarak oynamaya çalışıyorsunuzdur. görüşlerim şöyle:

    - zıplayamamak, daha doğrusu yalnızca size izin verilen yerlerde zıplayabilmek çok ama çok büyük bir eksi. yerde cam kırığı var, üzerinden atlayamıyorum. tuzak var, ı ıh atlayamazsın..."abi belime geliyor şu duvar ordan atlasam?", olmaz güzelim...olmamış.

    - stealth genel olarak başarılı kanımca.

    - alternatif yolların sayısı da tatmin edici geldi bana. 3-4 farklı şekilde gidebiliyorsunuz genelde, ama sanırım biraz konsol etkisi olduğundan her şey o kadar gözünüze sokuluyor ki, çok çabuk fark ediyorsunuz bunları...gizem kısmı biraz eksik.

    - oyunun daha oynanabilir olması için, şehir haritasının ciddi şekilde elden geçmesi lazım. bahsettiğimiz adam garrett, şehri avcunun içi gibi biliyor olması gerek. şehirde bir kere nereye gittiğinize dair hiçbir fikriniz olmuyor, sadece cursor'ı takip ediyoruz. o da çoğu zaman yanıltıcı oluyor, çünkü gitmeniz gereken yerin girişi bir arka sokaktaki evin camından dolaşarak olabiliyor. ama siz o sokağı göremiyorsunuz haritada. en azından districtleri ayırsalarmış iyiymiş. beni baya deli etti, 5-6 saatlik oyun sonrasında bile "lan nerdeyim ben?" diyorum hala.

    daha oynadıkça bunu güncellerim heralde.

    ps: "bank heist" 20 dk'da ghost olarak bitti ya lan....vay anasını, biraz basit demiş miydim?
  • oldukça eski bir thief hayranı olarak beğendiğim ve beğenmediğim yanları olan oyun.

    önce beğendiğim yanlardan bahsedeyim, ne de olsa kusur bulmak daha kolaydır her zaman o liste uzarsa yazarken kolay olsun fgfsdh.

    - ilk olarak tabii ki yıllar sonra modern bir thief oynamanın verdiği heyecan var, bu bile oyuna bir şans vermeyi gerektiriyor.
    - grafikler hoşuma gitti. unreal engine 3 üzerinde uğraşmışlar. oldukça güzel kareler de çıkabiliyor. enb gibi seçenekler de artarsa screenshot piyasasında oldukça güzel bir yer edinir kendine.
    - zorluk seviyesini ayarlarken bir sürü ekstra ıvır zıvırı da ayarlayabilmemiz güzel. default profiller koymamışlar yani. bu olsun bu değil bu hiç değil diyebilmek iyi.
    - water arrow hala çok güzel lan :)

    kötü yanlarına gelirsek:
    - oyun yapılırken konsola büyük önem vermişler, menülerden görev sistemine kadar her yerde hissediliyor bu. ha kötü bir şey değil tabii ama yine de hissetmesek daha iyiydi.
    - şehir oldukça karışık. yani tamam, türkiye'de yaşayan bir insan olarak "bu nasıl şehirleşme böyle?" diye şikayet etmek de saçma oluyor ama hiçbir şey yapmadan şehirde sadece dolaştım bugün iki saat boyunca, etrafı öğrenebilmek için ve her seferinde yabancılık çektim. iyi bir hırsız olarak, garrett'ın şehri bilmesi gerekiyor teoride ve oyuncunun da şehri kolay öğrenmesi için biraz daha çalışabilirlerdi. hayır yön duygusu zayıf bir insan da değilim, benzer oyunlarda çok rahat öğreniyorum haritayı.
    - zıplayamamak, zıplayamamak. bahsedilmiş zaten ama, niye istediğimiz yerde zıplayamıyoruz lan?
    ***- ha en önemlisini unutuyordum, stephen russell yok oyunda. voice actor değişti, assassin's creed'deki herif gelmiş adını hatırlayamadım. abi tümden garrett yerine başka karakter koysaydınız da olurdu yani. stephen russell = garrett yahu, ne gerek vardı?

    kısacası oyun fena değil. eski oyunların zamanında hepimize yaşattığı "ohaaaa oyuna bak olm" hissini vermiyor ancak stealth oyunlarını sevenlerin oynaması lazım, kaç tane oyun çıkıyor zaten? seriyi sevenler olarak zaten bu kadar yıl sonra boş cd verseler alacaktık, oynayacağız o yüzden. serinin genel kalitesinden bir tık aşağıda, ancak yerden yere vurulası bir oyun da değil. atletico madrid gibi olmuş işte.
  • uzun zamandır adam akıllı oyun gelmiyordu zaten. serinin önceki oyunlarını oynamamama rağmen, aylar evvel izlediğim videolar ile beklentim pik yapmış, "yeni bir dishonored heyecanı negzel olur" diye iç geçirmiştim.

    ama bir miktar yavan bir yapım var karşımızda. üstelik, şimdilik optimizasyon sorunu da var gibi duruyor.

    oyunun ana olayı gölgeler, ama bu fark öyle absürt ki, her an hayattan soğutabilecek etkiye sahip.

    yeni bir oyun olarak tasarlanıp piyasaya sürülse muhtemelen daha çok iş yapabilirmiş.

    ismi de benden olsun;

    (bkz: gölgelerin gücü adına)
  • 1981 yapımı michael mann filmi. başrolünde godfatherdaki büyük abimiz james caan vardır. çok sevdiğim bir filmdir. bir filmden ne beklentim varsa hepsini karşıladı. zaten michael mann tam olarak benim istediklerimi yansıtan bir yönetmen. bu film üzerinden anlatayım. senaryo mu? abartı olmayan gerçekçi ve tatmin edici. oyunculuk mu? james caan oynamıyor adeta yaşıyor. görüntü mü? mükemmel. özellikle o filmin çekildiği yılın ambiansını veriyor. müzikler ise pastanın çileği.
    izleyin izlettirin.
  • hakkında bu kadar az entry girilmiş olduğuna şaşırdığım, michael mann filmografisinin değerli üyelerinden biri olan 1981 yapımı film. bugün klişe denilebilecek görece basit bir kriminal hikayeyi renk kullanımıyla, müzikleriyle kısacası tüm özel detaylarıyla neo-noir dinamikleri içinde başarıyla eritmiş michael mann.

    filmin soundtrackleri gta v'teki pek çok müziğin de yaratıcısı olan tangerine dream'in elinden çıkmış. gta'nın mann külliyatından beslendiği zaten apaçık ortada. filmi izlerken bir an peşimde polisler varmış gibi hissetmemin nedeni de buydu sanırım.
    filmin final sahnesinde çalan enfes gitar solosunu dinlerken pink floyd - comfortably numb tadı alanlar... yalnız değilsiniz. michael mann filmde comfortably numb'ı kullanmak istemiş ama izin alamayınca o tatta bir şeyler yaratmış* craig safan. mevzu bahis gitar solosuna aha buradan zıplayabilirsiniz. velhasılı noir; olmuş filmdir.
  • seksi videoları için tıklayınız

    bitirildikten sonra gelen yorum: onlarca çeşit alet edevat var ama yeni nesil oyunlardaki kabızlıkların en meşhuru burada yine karşımıza çıkıyor. nedir o? bütün bu geliştirmelere ve eşyalara çoğunlukla ihtiyacınız olmuyor. oyunun 8 chapter olduğunu bildiğimden, hemen bitmesin diye ne kadar kapı pencere köşe bucak varsa gezdim. ama elde ettiğim ganimetler çoğunlukla pek bir işe yaramadı(yaramadı derken, gizlilik kasıyorsanız para ile alacağınız şeyler çoğunlukla işlevsiz). oyunun açık dünya dediği kısımlar kesinlikle fuzuli, birkaç sefer gezdim boydan boya, ilgi çekici bir durum söz konusu değil. ne yalan söyleyeyim birkaç bölümde, uyguladığınız taktiklerle zorlukları aşınca bundan keyif alıyorsunuz. ama işler ters gittiğinde tabana kuvvet ile varmak istediğiniz noktaya zaten varıyorsunuz. o nedenle, gizliliğin gerekliliği konusunda büyük çelişki içinde oyun.

    çok uzun zamandır şöyle ağız tadıyla oynayacak bir oyun olmadığı dönemde fena gitmemiştir. ama bu durum oyunun vasatın üstünde olmadığı gerçeğini değiştirmiyor.

    düzeltme: imla.
hesabın var mı? giriş yap