aynı isimde "zeitgeist" başlığı da var
  • bu filmi izledim. anladım ve özümsedim. sonra kafamda bir sürü sorular patlak vermeye başladı. lakin bu sorular izlediğim filmle alakalı değil. film bir belgesel olduğu için, içinde yer alanlardan bahsettiğimde spoil falan etmiş olmayacağımı düşünüyorum. o yüzden spoiler ibaresi koymayacağım.

    öncelikle, isa ve öncesinde bilinen 24 kutsal kişinin aynı gün (25 aralık), aynı şekilde bakire bir anneden doğduğunu, benzer şekillerde öldürüldüğünü ve aynı süre sonunda yeniden dirildiğini, neden bilmiyorum, şimdiye kadar ne 25 aralık tarihini, ne paskalyanın anlamını, ne de haç sembolünün (tarihinin isa'dan öncesinde de olduğunu bilmeme rağmen) anlamını neden merak etmiyorum.

    sonra örneğin bunca yıllık vatandaşım, ülkemizin bankacılık sisteminin amerikaya ne kadar çok benzediğini falan biliyorum ama bir kez bile merkez bankası nedir ne iş yapar açıp okumamışım.

    11 eylül'de dünya ticaret merkezi'nin 1 ve 2nci kulelerinin yıkıldığını hatırlıyorum da, mesela 7nci kulenin yıkıldığını bu filmden öğrendim iyi mi..

    şimdi kendime çok kızıyorum. böyle bir coğrafyada doğup büyüyüp, yunan ve mısır tarihinin ortasında olup da, nasıl bu kadar ilgisiz meraksız olabilirim anlamıyorum. bu yüzden kendime çok kızıyorum.

    lakin bize tarih diye önümüze sadece türk tarihini atanlara da kızıyorum.. din dersi diye islam'ı baştan sona öğreten, diğer kutsal kitaplarla ilgili tek öğretisinin onların da allah tarafından gönderilmesi olan "din kültürü ve ahlak bilgisi" anlayışına kızıyorum.

    11 eylül'le ilgili haftalarca aylarca yıllarca bilgi bombardımanına tutup da, adam gibi iki soru sormayan, aynı şeyleri papağan gibi tekrar edip duran medyaya kızıyorum.

    ama yine en çok kendime kızıyorum..
  • ben bu filmi izlemeyi uzunca bir sure reddettim, zaman kaybi olacagini dusunuyordum zira. en sonunda "ulan bu kadar arkadasim izlediyse ve begendiyse bir bildikleri vardir" diye oturdum basladim izlemeye. bir suru cancanli efektler, midi muzikleri, su bu derken 15. dakikaya geldik, en sonunda konusmaya basladilar. ilk ciddi laf su:

    "horus misir'da gunes tanrisidir."

    yuh. horus gunes tanrisi falan degildir birader, gokyuzu tanrisidir. hadi dedim karistirdilar herhalde. devam etti ama sallamaya:

    "horus'un 12 havarisi vardir (yalan: 4 yari-tanri, 16 insan havarisi oldugu soylenir), horus bakire bir anneden dogmustur (yalan: horus'un annesi isis, horus'un babasi osiris yeniden canlandiginda sevisirler ve oyle hamile kalir)..." gidiyor bu boyle.

    birader, dinlerin hep ayni olduguna dair milyonlarca kanit var, sen gidip onu bile dogru duzgun anlatamayacaksan ben sana nasil inanayim? ilk cumlesi yalan olan belgesel olur mu ya?

    neyse, sabrettik izledik, yalanlar dolanlar girla gidiyor. iste oyle bir film.

    not: bunlar daha once defalarca yazilmasina karsin hala daha "misir gunes tanrisi horus" falan diyor insanlar, "o konuda yapimcilarin yanlis yapacagini dusunmuyorum" falan. komploistler sonra gelip bize "biraz supheci olun, her seye inanmayin" derler. peh. alem yamulmus ya.
  • önüne koyulan her iddiayı analiz etmeden, araştırmadan kabul edebilecek insanları çok güzel manipüle edebilecek bir yapım. şöyle ki, bu yapımın ilk bölümündeki hz. isa' nın varlığını çürütmeye yönelik iddialar, genel olarak mitolojik karakterler ve diğer öğretilerdeki karakterler ile hz. isa arasındaki benzerlikler yardımı ile temellendirilmiş ve hz. isa' nın hiç var olmadığı, sadece diğer karakterlerden bir esinlenme olduğu sonucuna varılmış. bu bölümde bahsi geçen karakterleri biraz inceleyecek olursak,

    buda

    budizm' in tarihsel kurucusu hakkında çok az şey bilinmesine karşın, yaşamı etrafında örülmüş birçok efsane vardır. efsanelere göre buda, mö 4. ya da 5. yüzyıl dolaylarında güçlü şakya soylu klanına mensup siddhartha gautama adlı bir racadır. babası onun bir ruhani önder değil; bir mihrace olmasını ister; bu nedenle oğlunu dış dünyadan uzakta olacak şekilde sarayda kapalı tutar. bir gece genç raca hareminde içki alemi yapıp, keyif çatarken etrafına bakınır ve hayatta hazların peşinde koşma dışında şeyler olması gerektiğini düşünür. gizlice sarayın dışına çıkınca, ömründe ilk kez bir yaşlı adamla, bir hasta adamla, bir cesetle ve bir mübarek adamla karşılaşır. hayatın döngüsel acılarından kurtulmanın bir yolunu bulmaya karar verir. çileciliğin birkaç uç biçimini denedikten sonra, bugün bodhi ağacı (bilinç ağacı) olarak bilinen bir incir ağacının altında derin düşünceye dalmış haldeyken, hem özveriden hem de zevklere düşkünlükten kaçınarak kurtuluşa varmayı sağlayacak "orta yol"' u keşfeder. bu kavrayıştan sonra siddhartha' ya uyanmış kişi anlamında buda adı verilir ve çevresinde yandaşlar toplanmaya başlar.

    horus

    annesi isis, mısır tanrıçalarının en büyüğüydü. geb ve nut' un kızı olduğuna ve erkek kardeşi osiris ile evlenerek horus' u doğurduğuna inanılırdı. doğum hikayesinde ise osiris' in bir şimşek çakımı ile isis' i hamile bıraktığına inanılırdı. bazı kaynaklarda ise isis' in, set tarafından parçalanan kocası osiris' in parçalarını birleştirerek ondan hamile kaldığından bahsedilir. horus, gök tanrısı kimliği ile güneş ve ayın koruyucusu sayılırdı. amcası set ise kaos ve şiddet tanrısı, aynı zamanda yukarı mısır ile ilişkilendirilerek fırtına ve çöl tanrısı olarak anılırdı. geb' in oğullarından biri olan set, erkek kardeşi osiris' i öldürerek ve osiris' in oğlu horus' u veraset hakkından yoksun bırakarak babasının tahtına zorla çıkmaya çalışır. horus ve set arasındaki çekişme, yukarı ve aşağı mısır arasındaki çekişmenin simgesi olarak görülebilir, bahsedildiği üzere gece ile gündüz olarak değil. horus' un sonunda set' e karşı kazandığı zafer de ülkenin tekrar birleşmesi anlamını taşır.

    mithra (mitra & mithras)

    kadim iran tanrısı mithra, hint tanrısı mitra ile ilişkilidir; romalılar da onu bilir ve ona mithras adı ile tapardı. akit ve dostluk tanrısıydı ancak ona ışık ve güneş tanrısı olarak da tapılırdı. temsil ettiği ilkeler arasında adalet, erdem ve ahde vefa vardı. zerdüştlüğün kutsal kitabı avesta' da, mithra' yı ahura mazda' nın yarattığı ve eğittiği söylenir; bu bakımdan ona sanki bu güçlü tanrıymışçasına tapmak gerekir. daha baştan itibaren mithra ışık ve güneş tanrısı olarak tanınır ve güneş imgesiyle veya ışınlarla çevrili halde tasvir edilirdi. bir ışık tanrısı olarak bir mesih figürü sayılırdı. mithra' ya inananların amacı kişisel kurtuluştu. romalı askerler de anadolu' da tanıdıkları bu kültü beraberlerinde avrupa' ya götürdü. mithras, 3. yüzyılda roma' nın resmi güneş tanrısı sol invictus ile ilişkilendirildi. bu tanrıya dönük ibadet uzun bir süre hıristiyanlıktan daha güçlü kaldı.

    dionysos

    dionysos' un doğumu konusunda iki farklı efsane vardır. bir efsaneye göre zeus' tan hamile kalan semele onun bir tanrı olduğu kuşkusuyla gerçek kimliğini açıklamasını ısrarla isteyince zeus' un yıldırımından çıkan alevle ölür. hermes henüz doğmamış tanrıyı annesinin küllerinden kurtarır; zeus' un uyluğuna konulan dionysos aylar sonra oradan doğar. başka bir efsanede hera' nın emriyle çocuk dionysos' un parçalandığı belirtilir. athena ya da rhea' nın kurtardığı kalbi, zeus tarafından tekrar semele' nin rahmine yerleştirilir ve böylece dionysos yeniden doğar. şarap, bitki ve eğlence tanrısıdır. tiyatronun koruyucusu olarak adına şenlikler düzenlenirdi. dionysos' un toplumsal kaygılardan kurtulmanın tanrısı olması nedeniyle, ona tapanlar sefahate düşkünlükleriyle nam salmıştı.

    hz. isa

    bu konuda sözlükte daha önceden çok daha bilgilendirici ve irdeleyici entrylere atıf yapmayı daha mantıklı görüyorum.

    (bkz: #4101556)
    (bkz: #4101558)

    mevzubahis karakterlerde ve öğretilerinde açık bir şekilde hz. isa ile ilişkilendirilebilecek herhangi bir nokta yoktur. bu karakterlerin hakkında ne bir doğum tarihi, ne bakire anneden doğum, ne bir diriliş ne de hz. isa benzeri mucize vukuatları yoktur. bu din ile alakalı ilk bölümdeki bütün olay, geçmiş yalanlardan bahseden şahısların, geçmişteki yalanların yerine kendi yalanlarını koymasından ibarettir. bunun adı da literatürde manipülasyondur. bu entry de dahil olmak üzere kendisine sunulan bilgiyi sorgulayıp, araştırıp, güvenilir kaynaklardan elde edilecek verileri objektif olarak yorumlayıp bir sonuca ulaşmak, her akıl sahibi insanın yapması gereken tek şeydir.
  • 2000lerle başlayan komplo teorisi konulu belgesellerin en ünlüsü. benzerleri mevcut olmakla birlikte genelde prodüktörlerden destek görmediklerinden* sık karşımıza çıkmamaktadırlar.
    benzer şeylerden hoşlananlar; september clues, gates: land of no return, pandora 2012 ve ww3 already isimli belgeselleri bulabilirlerse izleyebilirler.

    zamanının en ötesinden gelen editler ve notlar:

    bazı vatandaşlar bu filmi hiç mi hiç sevmemişler. bırak sevmemeyi, nefret etmişler. hatta ve hatta, "zeitgeist'i sevmem, kötülemeyeni de sevmem!" moduna girip, söz konusu filmle ilgili nötr* bir entry görmeye dayanamayıp basmışlar eksileri.

    sırf laf atmak için "belgesel değildir" diyen kimseler de olmuş. belgeselden tek anladıkları hayvan pornosu olan bu arkadaşlardan, eğer kendileri de iyi kötü bir beyne sahip birer insan hayvanı iseler bir zahmet bir sözlük açıp da "belgesel"in anlamına bakmalarını rica ediyorum. ya da durun bir dakika! "bir" sözlük değil, ekşi sözlük'ü açsınlar. daha kolay gelir. yardımcı olayım: (bkz: belgesel). bundan sonra hâlâ "zeitgeist belgesel değildir" demekte ısrarlılarsa, beyinlerini aldırıp gitmelerini tavsiye edebilirim.

    son sözüm de sevgili müslüman kardeşlerime. filmi beğenmeme nedeniniz elbette birinci bölümde tanrı'nın yokluğunun kanıtlanmaya çalışılmasından başka bir şey değil. yine de komplo teorileriyle yaşayan muhammed-sever, yurdum insanı, havada uçan kuştan sorumlu tuttuğu amerika birleşik devletleri'ne laf atmak için bu filmin ikinci ve üçüncü bölümlerindeki "belge"leri kullanmaktan çekinmiyor ya helâl-i hoş olsun.
    amerikan hükümeti'nin çarpıklığını(!) göstermeye çalışan bir film var, aynı zaman da dinlerin de çarpıklığını(!) göstermeye çalışıyor. hmmm... zor karar. abd'ye vurma fırsatı... ama sonunda allah'tan oluyorsun.. en iyisi kötüle sen bunu....

    tek ricam bu açıklamanın da okunmasıdır. şimdi gönül rahatlığı ile şeytan taşlama görevinizi yerine getirebilir, eksi butonuna doğru yönelebilirsiniz.
  • izledikten sonra arkadaşımın yaptığı yorum;

    - nasıl iş bu ya, ben köyüme dönüyorum...
  • aşşağı yukarı 4 yılda hazırlanmış ve ancak bir kaç ay önce yayınlanmış devasa bir kolleksiyon, bilgi birikimi üstüne üstlük uyandırma servisi.

    edit: bu filme dikkat
  • uyanış filmi.

    bir film izledim hayatım değişti diyebilirim.

    hayata bakışınızı, inançlarınızı, dininizi, işinizi, bankadaki paranızı, savaşları, güneydoğuda yıllardır yaşanan olayları,tüm dünyayı, hayatı, herşeyi, bambaşka bir bakış açısıyla görmenizi sağlayan, aslında tek yaptığı şey zaten varolanı ortaya koymak olan bir belgesel. bu filmde görülenlere komplo teorisi denemez, çünkü yüzlerce kaynaktan toplanan, gerçek bilgiler üstüste getirilmiş, pekçok düşünürün, bilim adamının, siyasetçinin yorumları alınmış ve bir kolaj yapılmış. sahte olan, iddia olan hiçbirşey yok! acı olan da bu zaten.

    neden bu filmi hiçkimse konuşmuyor, basında yer almıyor, madem o kadar iyi neden hakkında hiçbirşey duymadık sorularının cevabı da vardır filmde. filmde de söylendiği gibi, din ve toplum önderleri komplo teorisi diyip geçer, ciddiye almazlar bu anlatılanları. ondandır ki bu filmin hiçbir basın organında büyük puntolarla bahsi geçmez, gazeteciler bu film hakkında siyasi ve dini liderlere soru sormaz, bu sıradan bir film olarak kalır, unutulması sağlanır. hakkında doğrudüzgün site bulmanın bile zor olduğu bu belgesel, hala kapatılmamışken http://www.zeitgeistmovie.com/dloads.htm adresinden indirilip divxplanet''den de mükemmel çevirisiyle altyazısı indirilmeli, acilen seyredilmeli ve dağıtabildiğimiz herkese dağıtılmalıdır.

    filmin sonunda bazı filozofların motive edici sözleri yer alıyor, böylesine karanlık bir tablo ortaya konduktan ve "neden hala bu dünyada yaşıyorum" dedirttikten sonra insanın mükemmelliği, kendi zekasıyla nasıl herşeyi keşfedip, onu sınırlamaya çalışan tüm güçlerin üstesinden gelebileceği çok güzel ifade ediliyor, "ben değerliyim" dedirterek de bitiyor.

    gerçekten izlenmeli ve izletilmeli denilebilecek belki de tek film.
  • ikincisini izledikten sonra, ilkinde edindiğim bütün inancımı kaybettiği hede. demem şudur ki, ilkinde o büyük, allahın belası aileler ne istiyordu? para akışının kolaylaşması için dünya üzerinde tek bir devlet istiyordu! ikinci zeitgeist'ın sonunda da böyle bir toplumdan bahsediliyor. tekrar müthiş paranoyak kişiliğim bana diyor ki, "şelale hanım, şelale hanım, bak bütün bu zeitgeist yine o ailelerin oyunu. istediklerine bu sefer farklı kılıflar uydurarak ulaşacaklar!" sonuç olarak bir oyunu yönetmenin en iyi yolu iki tarafı da kontrol edebilmektir. o çok sevdiğimiz, her şeyin arkasındaki bütün aileler bir tarafı yarattılar, kontrol ediyorlar. sırada o tarafa girmeyen insanları bir taraf yapıp onları kontrol etmek var ki bunu da zeitgeist ile halletmeye çalışıyorlar. bu bir paranoya tabii, hiç bir bilginin gerçekliğinden emin olmak gibi bir konumda değiliz. en iyisi hiç bir kavrama, tanıma aldanmamak; dünya üç günlük, bira güzel.
  • horus'la ra'yı pek fena karıştırmış filmdir. ikisi de atmaca başlı insanlar şeklinde tasvir edilse de, kürre-i şems'i bu şahin kafasının üzerinde taşıyan ra'dır, filmdeki gibi horus değil.

    bakınız bu horus: http://upload.wikimedia.org/…horus_standing.svg.png
    bakınız bu da ra: http://upload.wikimedia.org/…px-re-horakhty.svg.png

    yıllaaaaaaar yıllar sonra gelen edit: atmaca başlı demişim, her ikisi de doğan başlıdır.
    atmacanın gözü sarı ve iris kısmı ayırt edilebilirdir. doğanların ise bütünüyle kara gözleri vardır, aynı horus ve ra'nın resmedildiği gibi.
  • bildiğiniz, inandığınız, güvendiğiniz herşeyi sorgulatan bir başyapıt.

    söyledikleri bazı şeyleri sorgulayamıyoruz, bilgi diye koymuşlar, ancak bazıları o kadar net kanıtlarla ortaya konmuş ki.. çok ama çok çarpıcı bir belgesel. insana "bunu tanıdığım herkese izletmeliyim" fikrini yerleştiriyor.

    keşke anlattıkları yalan olsaydı..
hesabın var mı? giriş yap