57. cannes film festivali *
-
12-23 mayis 2004 tarihlerinde 57.si vukuu bulacak olan sinema faaliyeti.
bu yilki jurinin baskani quentin tarantino olurken,altin kamera odulunun sahibinide bay tim roth sececek. -
kill bill leri izledikten sonra tarantino nun mamoru oshii ye yerine gore abi yerine gore baba muamelesi yapmasi beklenen festival.
(bkz: innocence) -
kisa film jurisinin baskanligini nikita mikhalkov yapiyor, juride nuri bilge ceylan da var.
-
12 mayis 2004 aksami pedro almodovar'in yeni filmi la mala educacion'un gosterimi ile baslamis festival.
-
her yıl olduğu gibi yine ünlü olmak amacıyla kendilerini sere serpe cannes plajinın sıcak kumlarına bırakan güzellerin dikkat çekeceği festival..
-
kapanış filmi - de-lovely (yönetmen irwin winkler)
kısa metraj jüri ödülü - flatlife (yönetmen jonas geirnaert)
kısa metraj altın palmiye ödülü - trafic (yönetmen catalin mitulescu)
altın kamera özel mansiyon - lu cheung ("passages" - yönetmen yang chao) ve khab é talkh ("bitter dreams" - yönetmen mohsen amiryoussefi)
altın kamera - mon trésor ("or" yönetmen keren yedaya)
en iyi senaryo - comme une image (agnès jaoui ve jean-pierre bacri)
juri ödülü - ladykillers'daki rolüyle irma p. hall ve apichatpong weerasethakul'un tropical malady adlı filmine
en iyi yönetmen - exils adlı filmiyle tony gatlif
büyük jüri ödülü - park chan-wook'un oldboy adlı filmine
en iyi aktör - hirokazu koreeda'nın dare mo shiranai (nobody knows) adlı filmindeki rolüyle, 14 yaşındaki yuya yagira
en iyi aktris - olivier assayas'nın clean adlı filmindeki rolüyle maggie cheung
altın palmiye - innocence ghost in the shell de, bir zamanlar yarışmayı önde götürdüğü söylenen, emir kusturica'nın son filmi kad je zivot bio cudo (life is a miracle) da kazanamadı bu bölümü. galip;
michael moore'un filmi fahrenheit 9 11 ... -
altın palmiye'nin fahrenheit 9 11 tarafından kazanılması ile, juri başkanı quentin tarantino'nun bir kez daha takdir edilmesine yol açan kıymetli festival.
-
bu festival cannes tarihinin herhalde en politik festivallerinden biriydi. butun bir festival boyunca hotel, medya ve entertainment endustrileriden milyonlarca insan sokaklara yigildi ve gosterilerde bulundu, bir cok insan isi terketti, az maasi protesto etti. tabii brad pittler antonio banderaslar hotel du cap de kokain cekip lobby de sevisirken, onlara hizmet eden insanlarin bu ortam icinde bu kadar az para kazanmalari dayanilicak gibi degildir herhalde. fahrenheit 911 in palm d'or u kazanmasi festivalin amerika'ya kucuk bir hediyesi, ve bir "political act" olarak kabul edilidi. tabii emir kusturica nin life is a miracle ve wong kar wai in 2046 isi gibi inanilmaz filmler goz ardi edilmedi ama sonuc itibariyle bu yonetmenlerin odul almamalarinin onlarin kariyerlerinde pek bir arti ya da eksi birakmiyacagi kendileri dahil herkes tarafindan biliniyordu. fahrenheit i satin alan miramax, filmi baska bir ortak bulup amerikada secimlerden once yayinliyacak. geri de konusulan her sey "marketing strategy" dir, endiselenicek bir sey yoktur. grand prix i yi alan kore filmi old boy ise kesinlikle super bir secimdi. genel olarak official selectionlar oldukca basariyliydi ama market filmleri ve bazi hatali secimler moralleri bozdu. official competition daki super basarisiz ve antipatik film women is the future of men 500 seyirciyle basladigi seansini 50 seyirciyle bitirdi. innocence gibi super basarili futuristic animation in premier gecesinde yaklasik 200 seyircinin salonu terk etmesi ise moral bozucuydu.
-
izledigimiz filmlerden sonra vardigimiz genelleme sonucu, secilmek icin uyulmasi gereken kraterler arasinda filmde en az bir tane hardcore seks sahnesi ya da tecavuz sahnesi bulunmasinin sart kosulduguna karar verdigimiz festival. lakin izledigimiz innocence haricindeki butun filmlerde bu sahneleri bol bol, gereksiz yerlerde gorduk. bu yeni bir akimmidir, y tu mama tambien in basarisi uzerine gerekli gereksiz her filmin cuaron'u kopyalamasi midir, filmi daha iyi satmak icin mi yapiliyordur anlamadik.
-
her yil avrupa sinemasinin ve sinema severlerin heyecanla bekledigi efsanevi yillik sinema olayi. bu yilki festivaldende rahatca anlasildigi uzere asiri sekilde amerikanlasmis bir film festivali olmustur. festivaldeki troy, shrek 2 ve kill bill gibi yuzde-yuz hollywood yapimi filmler festival jurisi tarafindan muthis bir begeniyle izlenmisken, innocence ve 2046 gibi ticari kaygi dusunulmeden yapilmis, gayet kaliteli, basarili filmler ise ne juri tarafindan begenilmistir, ne de bir adet odule layik gorulmustur. isin daha da kotu yani, festivaldeki filmlerin cogu sanki ayni yonetmen tarafindan yonetilmis gibi ayni konulara,temalara,karakterlere, ayni cekimlere ve ayni senaryolara sahiptir. festivaldeki cogu film de: iki saat boyunca anlamsiz bir yigin olaylar oluyor, gereksiz yere kasmis felsefi diyaloglar geciyor, film de mutlaka bir adet fahise yer aliyor, birileri tecavuze ugruyor, bir kac kisi sex yapiyor ve film bitiyor. ve de tabi ki amerikali juri ise bu tarz filmlere bayiliyor.
ya da abbas kiorastami nin son filmi five da oldugu uzere film boyunca kesilikle hic bir sey olmuyor( film iki saat boyunca 5 degisik acidan plaj goruntuleri iceriyor, ve dolasiyla 5 dakkalik olmasi gerekn film 120 dakka oluyor, cunku bolesi sanatsal ya!) ve tabi ki de, amerikali juriye gore konusu olmayan filmler sanat filmi oldugu icin, bole filmlere ise bir sanat eseri olarak sayiliyor.
cannes film festivali seyircisine de sinemanin her gecen gun daha da amerikanlasmasini caresiz ve ici buruk bir sekilde izlemek kaliyorki, iste gercek drama da bu.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap