• yalanlamanın, yanlış çıkarmanın gavurcası*.

    ayrıca (bkz: bok yemenin arapçası)
  • yanlışlama.
    karl popper'ın bilim, bilimde ilerleme, bilimsel bilginin doğruluğu gibi kavramlarla uğraşırken ortaya koyduğu tümdengelim methodunun en temel dayanağıdır.

    ne kadar deney ve gözlem yaparsan yap her şeyi ölçemezsin, dolayısıyla teorini doğrulaman mümkün değildir. o zaman teorinin parçalarının birbiriyle tutarlı olup olmadığına bak, bağımlı ve bağımsız öğelerin ilişkilerini değerlendir ve teoride yanlış parçaları bulmaya çalış çünkü kendini yanlışlamaya çalıştıkça doğruya yaklaşırsın der ve bunu da "falsification method" diye adlandırır popper.

    sıkı bir realist olan ve doğanın bizi yanıltmadığına inanan popper, hiç bir zaman tam doğruya ulaşılamayacağını ama doğruya en yakın olana ulaşılabileceğini savunduğundan falsification methodu da bunu sağlayabilecek en doğru methoddur der ve bilimdeki ilerleme ve gelişmeyi bu methoda bağlar.
  • ekonomide, kalpazanlık, kalp para basma; hukukta, sahtecilik yapma, sahtekarlık, tahrif, tahrifat, tahrif etme anlamlarında kullanılan terim.
  • popper'in bilimsel sonuca ulasma yontemi.
    popper'e gore, bilimde dogrulugun olcutu, herhangi bir onermenin yanlislanamaz olmasidir. bir hipotez yanlislanamadigi surece dogrudur. sinama ve deney dogrulama uzerine degil yanlislama uzerine kurulur.

    daha acikcasi; tum onermeler yanlislamaya tabii tutulmali, yanlislanabilen onermeler elenmeli, yanlislanamayan bilimsel onermeler kabul edilmelidir. bilimsel bilgi, dogrularin biriktirilmesi ile degil, yanlislarin ayiklanmasi ile ilerleyebilir. yoksa tumevarimci bir yaklasimla ortaya atilan ve daima curutulebilir olan bir takim hipotezler zamanla bilim olur cikar; hem tarihteki hem de gunumuzdeki yanlis onermeler dogrulama, yanlislama, deneme gibi yontemlerle ayiklanarak gercek bilimsel bilgi ortaya cikartilmalidır.
  • ing. tahrif, düzmecilik, falsifikasyon*

    aynı zamanda bilimsel araştırma suistimal şekillerinden biridir. (bkz: research misconduct)
    diğerleri için (bkz: fabrication) ve (bkz: plagiarism)

    bu bağlamda daha da açmak gerekirse falsifikasyon; araştırma materyalleri, ekipmanı veya sürecinde manipülasyon yapma, bazı bilimsel verileri ve sonuçları kasıtlı olarak değiştirme veya araştırmanın sonucundan çıkarmaktır.
  • ing. gerçeği yalanla tahrif etmek.

    en yaygın yöntemi, bir takım bilimsel bilgi verdikten sonra konunun bir yerinde aniden hiç bir dayanağı olmayan çıkarımlar yapmaya başlamaktır.
    hemen akla gelen örneği:

    "azeri asıllı sümerolog zecharia sitchin akademik yıllarında mezopotamya’daki eski uygarlıkların bütün kazı alanlarını yerinde incelemiş,o bölgede yaşamış medeniyetlerin binlerce tabletinin okunup tercüme edilmesine katkıda bulunmuş,eski çağ dillerini çok iyi sökmüş ve deşifre etmiş bir bilim adamıdır."

    şimdi başlıyoruz:

    "yaşamının otuzdan fazla yılını çivi yazısı tabletlerinin derlenip toplanmasına ve deşifre edilmesine harcayan sitchin,bunun ardından yazdığı 12.gezegen kitabıyla bilim dünyasında bomba etkisi yarattı. kitabında bahsettiği 12.gezegen son günlerin 2012 fenomeni marduktan başkası değildi. peki sitchin neden 12.gezegen başlığını seçmişti? çünkü sümer ve babil tabletleri 12.gezegen olarak marduktan bahsediyorlardı,sümerlilere göre güneş ve ay’da bir gezegendi, bu yüzden marduk 12.gezegen durumundaydı."

    burada yapılan şey bir uçak mühendisinin ağzından, jet uçaklarının uçuş prensiplerini anlattıktan sonra onarın suyun altında da bir süre gidebileceklerini iddia etmeye girişmesi ile aynıdır.

    not: sümerologlar, inceledikleri doğrudan kaynaklarda sitchin'in sümer uygarlığının dünya dışı kaynaklardan beslendiğin iddiasını destekleyecek hiç bir kanıtın varolmadığını söylemektedirler.
  • karşımıza çıkabilecek her türlü postulayı sorgulamayı bize öğütlediğini düşündüğüm düşünce yöntemidir.
  • bir açıklamanın, metodun, tezin, hipotezin yada teorinin geçersiz olduğunun kanıtıdır.

    etimolojik olarak latincedeki falisificare, yani yanlış tanımak anlamını taşıyan kelimeden gelmektedir.
  • "science is all about falsification not confirmation."
    karl popper
    karl popper's falsification
    (bkz: yanlışlanabilirlik ilkesi)
    (bkz: butun kuzgunlar siyahtir)
    (bkz: aksini gosterme)
    (bkz: counter example)
  • felsefede de yanlışlama olarak geçer ve önemli bir yere sâhiptir. teorinin doğruluğu, onun yanlışlanabilirlik özelliğinden kaynaklanır ve teorilerimizi yanlışlamayı alabildiğince açık bırakabilmek için, elimizden geldiği kadar çok anlamlılıktan uzak bir biçimde formülleştirmeliyiz.
hesabın var mı? giriş yap