her şeyde mantık aramanın mantıksızlığı *
-
bilim felsefesinde anlamda rasyonalite karşıtlarının savunduğu görüş.
russell, carnap ve hatta popper cenahı, mantıksal önermeler ve buna istinaden çizilmiş bilimin sınırlarıyla bilimsel olanın tanımlanabileceğini iddia ederlerken.
sociology of science, edinburgh okulu` :andrew pickering vepaul feyerabend ` farklı açılardan da olsa bilimin işleyişinin salt mantık ile çözümlenemeyeceğinden bahsederler.
bilimde rasyonalitenin yeri olmaması edinburgh okulu için ölçü birimlerinin tanım ve hipotez bağımlı olması **, bilim sosyologları için bilim insanları ve yapılanmaları arasındaki sosyal yapı bağımlılığı iken, feyerabend için kabaca bilimin ideolojik ve tek sesli olması ile anlatılmaya çalışılır.
kısaca binlerce yıldır yapageldiğimiz bir eylemi mantıksal algoritmalar içine sıkıştırmak, bu insanlar için haybeye, en iyi durumda ise eksik bir yaklaşımdır.
(bkz: ukteydim doldum) -
mantikli gorunuyor.
-
(bkz: deliliğe övgü)
-
(bkz: google'da mantık aramak)
-
her şeyde mantık ararken kendi mantıksızlığımızın içine tıkılıp kalmaktır. doğrunun ve yanlışın bizim görebildiğimizden öte bir durum olabileceğini kabul etmektir.
-
cern deneyinde işlenen konudur bu. çözümünü de yazayım tam olsun :
ctrl + f yapın ve gelen atom parçacıkları kutusuna 'mantık' yazın. 10 milyon£ lan boru mu ! -
"her şeyde mantık aramak" eyleminin mantıklı olup olmadığına kafa yorup mantıksız olduğuna karar vermiş çelişken insanın mantıksız düşüncesi. bu kadar mantık diyince canım mantı istedi lan.
-
her şeyde mantık bulamayabilme ihtimalinden öte, hiçbir şeyin mantıklı olmak zorunda olmamasına dayanır. mantığı arıyor olmak, mantığın orada bir yerlerde var olduğu önkabulünün sonucudur. bilinmelidir ki, o mantık orada olmayabilir de.
-
bu da gelişimin bir süreci. ilk önce ezbere hareket edersin sana öğretildiği gibi. sonra mantıkdışı olanları elersin, başka hiçbir şeyi kabul etmezsin. sonra yine olmuyo deyip mantıkdışı olanları da kabul etmeye başlarsın ama denge sağlanana kadar. en azından benim yaşadığım süreçler buna yakındı.
-
her arayan bulamaz ama bulanlar hep arayanlardır. örnek:
çıktım erik dalına
çıktım erik dalına, anda yedim üzümü
bostan issi kakıyup, der ne yersin kozumu
kerpiç koydum kazana, poyraz ile kaynattım
nedir deyip sorana, bandım verdim özünü
iplik verdim çulhaya, sarıp yumak etmemiş
becit becit ısmarlar, gelsin alsın bezini
bir serçenin kanadın, kırk kağnıya yüklettim
kırk çift dahi çekmedi, şöyle kaldı yazılı
bir sinek bir kartalı, salladı vurdu yere
yalan değil gerçektir, ben de gördüm tozunu
bir küt ile güreştim, elsiz ayağım aldı
güreşip basamadım, göyündürdü özümü
kaf dağından bir taşı şöyle attılar bana
öğlelik yere düştü, bozayazdı yüzümü
balık kavağa çıkmış, zift turşusun yemeğe
leylek koduk doğurmuş, bak a şunun sözünü
gözsüze çu el eyledim, sağır sözüm anladı
dilsiz çağırıp söyler, dilimdeki sözümü
bir öküz boğazladım, kakladım sere kodum
öküz issi geldi eydür, boğazladın kazımı
anda da kurtulmadım, nidesimi bilmedim
bir çerçi de geldi eydür, kanı aldın gözgümü
gördüm kaplubağayı, yanın seğirdüpdür gider
sordum kanda gidersin, kayseriyedir azimi
yunus bir söz söylemiş, hiç bir söze benzemez
münafıklar elinden, örttü mana yüzünü
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap