imrenmek

• bir iç çekmektir, bir aşermektir imrenme; gipta etmektir. yurdumda, fakir ve zengin arasında aşılması güç uçurumlar olduğundan ve insanım hep "biri yer biri bakar" durumunda kaldığından -ki fakir insan kıyamet[!] koparmayacak kadar güçsüzdür aynı zamanda- imrenmekten başka bir şey yapamaz... saflıktır imrenme aynı zamanda; çocuklarda ise, -ana baba maddi hali ne olursa olsun- default olan bir imrenme hali wardır.
• (bkz: imrenme)
• (bkz: iğrenme) zıttı
• çok isteyip de sahip olamadığı birşeyi başkasında gören çoğu kişinin hissettiği..
• kıskanmanın daha edeplice yapılışı... özenmek gibi ama o kadar çocuksu değil.
• insanoğlunun yaşamı boyunca çeşit şeylere karşı geliştirdiği his fiil edim mastar ek yapı şu bu..
  
  bendeki imrenmek karşılığı ise, sürekli durum, şart koşullara göre değişiyor herkeste olduğu gibi.
  ancak tek bir şey var ki, her ne zaman görsem bila-istisna, ne durum ne şart altında olursam olayım, kesinlikle delicesine imrenmeme neden oluyor.
  
  o da şu ki, ben yolda yürürken gözüme ilişen, tepesine vuran güneşin altında tamamiyle mayışmış, huzur içinde gelen geçene bakan ve güneşin tam tadını gerçek anlamıyla çıkaran sokak hayvanları..
  
  kedi olur köpek olur farketmez..
  kendilerini, şu yukarda bahsettiğim hal içinde gördüğümde inanılmaz imreniyorum..
  o olmak istiyorum.
• başkasında olanın kendisinde de olmasını istemekten kaynaklanan eylem.
• bir arkadaş 2012 hayatımın en güzel yılıydı en çok istediğim 2 şey 2012de gerçek oldu demiş. işte ben bu denilenleri okurken ona imrendim hem de çok imrendim. insanın en çok istediği 2 şeyin gerçek olması nasıl bir şey bilmiyorum delicesine merak ediyorum. en çok istediği 2 şeye sahip olduğu için onun adına mutluyum, yukarıya bakıp bizimkilerden ne haber diye bile soramıyorken sadece garip bir merak nasıl bir duygu ki acaba insanın istediği 2 şeyin gerçek olması...
• "(...); ilk gecemde mutlu bir savaştaymışlarcasına aşk yapan yan oda komşularıma dayanılmaz bir imrenme duydum. ertesi gün dışarı çıkarlarken gördüğümde onlar olduklarına inanamadım: devlet yetimhanesinin giysisiyle sıskacık bir kızla, gümüş rengi saçları, iki metrelik boyuyla dedesi olabilecek yaşta bir adam. yanıldığımı sandım ama sonraki gecelerde şafak sökene kadar çığlık çığlığa ölümleriyle beni doğruladılar." (bkz: vivir para contarla/@ibisile)^*
  
  (bkz: imrenme/@ibisile)
  (bkz: hakkı geçmek)
  (bkz: umacak olmak)
• günümüz ticareti merak ve haset üzerine kuruludur. elektronik toplumun android insanlarının kanını emmek için daha işe yarar strateji düşünülemez.
  sıkıntılı bir çağda herkesleşen bir toplumun arasında yaşıyoruz. bu toplumun en büyük zaaflarından biri de başkasına imrenmesi. insanlar “onun var benimde olsun” düşüncesine programlanmış birer robot. ticareti ayaka tutan şey "onun var benim de olsun" düşüncesi. ve ne yazık ki bu hasetlik bizi daha çok yıpratacak ve çürümeyi hızlandıracak.