• kapilari acmamak, telefonlara cevap vermemek, msn ve turevlerine girmemek, inzivaya cekilmek, kimseyi gormek istememek, kabuguna cekilmek
  • oyun oynamak.
    (bkz: saklambac)
  • - ah ! kimbilir ne kuyular vardı -

    deli valla
  • (bkz: bulunmak)
  • lisede aşık olduğum çocuğu görünce yaptığım şey.
    (bkz: aşık olunca yapılan salaklıklar)
  • üstüne battaniyeyi veya yorganı örtüp rahatlamak. kimse göremez çünkü o şekilde. bazen bir ayağını çıkarırsın yorganın dışına test edersin, "hmmm evet soğuk, demek ki hala buralarda" dersin, uyumana çok az kalmıştır. "saklanmak" tır yaptığın, "sağkalmak" tır unuttuğun.
  • bazen bazı şeyler düşünüldükleri kadar kolay söylenemiyorlar işte. saliselik, saniyelik, dakikalık, saatlik, hatta günlük kayboluşlarımdan sıyrılıp geriye dönüşlerimi yapabileceğimi bildiğim de olmasa bunu da söyleyemezdim zaten. süpürüp uçan halımın altına attığım şeyler de yok oysaki. neden böyle oldu çoğu şey anlayabilmiş değilim. hoş anlamak için fazladan bir çaba da göstermiyorum. tıpkı yaşımı ve daha farklı niteliklerimi de göstermeyişim gibi. mevsim uğradığında bir iki zımba teli yahut perçin ile birlikte gerekli değişiklikleri yapıyorum sadece. yılbaşı çiçekleri, divit ve acı kavun. arada bir iki kare atladığım da oluyor. kırpmalar ve esnemeler de var.

    sırf daha önceki gibi olmamış olsun diye acıyı tadanlara hayret dolu bakışlarımla anlatmaya çalışıyorum bir kez daha: bazen bazı kişiler göründükleri kadar görünür olmuyorlar işte.

    yüzümü en derinden kesip attım, eskimişti nasıl olsa, ellerimi bıraktım yokuşun evvelinde, hatırladım: ben de vardım rengi solmuş o fotoğrafta.

    gerçeğin arkasında belli ki hep yalan varmış... "gözümü en derinden oyup attım, senin istediğin gibi görmüyordu nasıl olsa, kendimi bıraktım, başka bir adamın kollarına". hatırladım: ben de battım yorgun düşmüş o dalgada.

    benim dışımı, benim içimi benim kadar bilir misin?
    benim sonumu, benim başımı ve beni geri verir misin?
    benim gözüm, benim dilim, benim kadar deli misin?

    dilimi en gerisinden kesip attım, dinletememiştim nasıl olsa. oysa önce uyarmıştım pembeyi: "açma!". ben de sustum duymayanların arasında, ruhların arasında uyuyorum ben burada hala...

    duyanları da gördüm.
    kitabın kapağının hemen altında. bir yerde mutlu yaşıyorlardı.
  • kendinden kaçmak.
hesabın var mı? giriş yap