• new york'lu bir post-rock grubu. grupla aynı adı taşıyan bir debut ve the technicolour sleep olmak üzere iki albümleri var. başlangıç için: (bkz: rudiments of a spiritual life) tavsiye edilebilir.
    ayrıca kendileri ve müzikleri hakkında konuşmayı çok seven gruplar kategorisine de dahil edilebilir. şöyle ki:

    "the name (of the band) and music are part of a series of contemplative reflections based on the world we live in, and exactly how we live in it. these expressions take the form of positive, negative, and neutral emotions depending on your viewpoint and the meaning conveyed in the music, whether it is love, sadness, thought, appreciation, rejection, etc.. meaning is personally and individually creative, a large factor which makes us human."

    http://theamericandollar.info/
  • üçüncü albümleri a memory stream i henüz yayınlayan grup.

    http://www.resetmagazine.net/…i17/muzik/kesif5.html
  • "anything you synthesize" isimli şarkıları, ölüp giderken ve hayatınız gözlerinizi önünden geçerken, arka planda çalabilecek nadir şarkılardandır. klibini izlemek de şarttır.
  • atlas adlı albümleri sayesinde tanımak için ilk adımı attığım post-rock, ambient seven bünyelere ilaç gibi gelecek olan taptazecik* grup. albümden şarkı ayrımı yapamadım hepsi birbirinden güzel ama age of wonder başlangıç için iyi gidebilir.
  • anything you synthesize şarkıları ile her şey yapılabilir.. bir kanat mesela. ben hep yapıyorum.

    http://www.youtube.com/watch?v=asu49afzgtw
  • 2012 model albümleri: awake in the city.
  • eski şarkılarının remixlerini bulunduran ambient one ve ambient two albümleri dinlediğim en sakinleştirici ve dinlendirici parçalara sahip 2 güzide albümdür. okul dönüşü kestirirken, ders çalışırken, uyurken dinlenmesi tavsiye edilir. hatta adamların bu 2 albümü dışındaki diğer albümleri de bu kriterlere hiç düşünmeden sokulabilir.
  • ambient three için 15 eylül'e gün veren, beni bazen yerküredeki en olması gereken müziği dinlediğime inandıran grup.

    http://theamericandollar.bandcamp.com/
  • 2010. bir önceki gününden kısmen farksız bir temmuz akşamında, stüdyoda bir başıma oturup önümdeki hayali davulun zillerine dokunuyorum. saat 22.47, belki 48. içerisi boş ve tekinsiz, kapının kilidi yok. saat 23.00; vakit tamam, kimse gelmeden gidiyorum. kampüs bomboş. dışarı çıktığımda çam kokusu sarmalıyor tenimi, rüzgarın elinden kurtulup bana koşuyor sanki. bileklerimde, kulak arkalarımda hissediyorum kokuyu, kalbimin attığı her yerde; saçlarımın arasına doluyor tüm gücüyle. tüm hücrelerim nefes alıyor artık. kalp atışım normalin biraz üzerinde. kulaklarımdaki uğultunun dahi bastıramadığı korkunç bir sessizlik örtülmüş ölü şehrin üstüne; pürüzsüz, gökyüzü gibi. sonra bir an ‘tek’ kalma ihtimaliyle doluyor damarlarım. koşarak 36 km gidebileceğime inanıyorum nedensizce. nefesim yetmediğinde adımlarımı küçültmeyi, sonra hiç yürümemeyi, durmayı, mümkünse kalmayı…
    eve vardığımda pencereyi sonuna kadar aralıyorum; kendisi kendi sahasında rüzgar karşısında hükmen mağlup. posta kutusu dahil son bir kez kontrol ediyorum her şeyi.

    ve inbox (1):

    “merhaba,
    bu gece (14 temmuz çarşamba) saat 22.45-22:50 arasında çalan olağanüstü gitar melodisine sahip enstrümantal parçanın ne olduğu hakkında bilgi verebilir misiniz? hangi program olduğunu bilmiyorum ama parçadan hemen sonra bayan sunucu programın kapanış anonsunu yaptı (bu arada ben de arabadan inmek zorundaydım).
    not: yıllar sonra ankara’ya gelip arabada geçirdiğim bir 15 dakikada size denk gelmekten büyük keyif aldım. çok eskilerden bir dostun selamı, toy gençliğimden anlık bir esinti. hala ne kadar iyisiniz diyorum.
    sevgiler,”

    suratımdaki gururlu ifade birden değişiveriyor, mimiklerimi kontrol edemiyorum o dakikadan sonra. o yalnızlık hissinin farkında olmadan, daha mühimi elimde olmadan, bir başka şeye evrildiğine tanık oluyorum o anda. orada birisi var. beni duymuş, beni dinlemiş, bana yazmış. yalnız değilimişim diyorum içimden. “yaalnııızzzz değilmiiiişiiiiiimmmmmmmmm” esnerken kelimeler italik çıkıyor ağzımdan. sağa yatık, ama dirençli.

    tanım: artık gücümün kalmadığını hissettiğim o sıradan gecede de, yorgunluğun üst sınırını her geçen gün biraz daha yükselttiğim bu dönemde fikrimi yine değiştiren o şarkıyı, signaling through the flames'i yapan grup.

    başlıkla alakasız, konseptle alakalı olarak (bkz: sözlükte anılarını anlatmak)
  • ambiyans mevzunda aşmış bir topluluk. uykularıma yol verir.
hesabın var mı? giriş yap