• al gore'un kuresel isinmanin uluslararasi bir problem oldugunu belirtmek icin hazirlatmis oldugu filmdir. resmi sitesi:
    http://www.climatecrisis.net/
    trailer:
    http://video.google.com/…8944470709189270&q=trailer
  • torrentlerde fink atmaktadir, izledim, fena degil.

    gerci yarisi al gore'un reklami gibi olmus, iste dunyayi dolasiyorum bir nevi bonoyum, bill gates foundationa kafa atarim havasi var. hadi onu gec, secimi bush'a kaybetme montajini niye koymuslar anlamak mumkun degil, narrative'e baglayamamislar dahi. bunlara ve sonda gelen 10 dakikalik gaz verme kismina dayanabilirseniz gerisi yararli. sahsen bu bush yonetiminin, yeterli bilimsel konsensus yok gerizekaliligina karsi konusurken, incelenen 928 bilimsel makalenin bir tanesinde dahi kuresel isinmanin buyuk bir problem oldugu ve insan etkisinin mutlaka azaltilmasi gerektiginin aksine bir sonuca varilmamis olmasina deginilmesi guzeldi. daha da guzeli, bilimsel cevrelerin bu 928-0 skoruna ragmen, amerikan medyasinda cikan 600 kusur haberin yuzde 53unun yeterli bilgimiz yok, hala teori havasinda olusunun aciklanmasi. tabii bu rakamlari tam nasil elde etmisler, oralar biraz mechul, killanmiyor degilim, ama genel trendin boyle oldugu konusunda suphe yok. araliklarla cekilmis glacier fotograflari da gorsel olarak cok etkileyici. baska neler ogrendik, efendim buzullarin erimesiyle gulf stream sicabilir ve bu da buharlasan sicak havanin avrupaya gitmesini engelleyerek orada ufak capta buzul cagina neden olabilirmis, daha dogrusu zamaninda boyle olmus.

    bir de kutuplarin neden geri kalan alanlardan daha cabuk isindigini ve bunun neden cok onemli oldugunu ogrendik. beyaz buz kutleleri gelen gunes isinlarinin yuzde 90ini ayna gibi yansitiyor, bu yansiyan isinlarin da ufak bir kismi atmosfer tarafindan tutulup dunyayi isitiyor. greenhouse gazlariyla atmosferin bu karbon yakalama kapasitesi artarsa dunya daha cok isiniyor ve o buz kutleleri erimeye basliyor. ama kutuplarin boktan yani, buzlar bir kere erimeye basladi mi gelen isinlar ayna gibi yansitilmiyor, aksine okyanus tarafindan emiliyorlar bu da oradaki sicakligi atmosferin yakaladigi isinlara ek olarak daha fazla isitiyor, bu da cevredeki diger buzlarin daha da kolay erimesine neden oluyor ve donguye giriyor. dolayisiyla dunya genelindeki 1 derecelik sicaklik artisi kuzey kutbunda 12 derecelik bir artisa tekabul ediyormus. bu kadar buz eriyince de ruzgar ve akinti sistemleri degisitinden butun sicaklik dengeleri altust oluyor. uzun vadede su seviyelerinin yukselmesi de cabasi.

    evet, ogrenmisiz ulan caktirmadan, izleyin siz de insanlik namina, konu onemlidir.
  • pek "amerikan" olmasina ragmen, gayet güzel bir film.

    clinton'un irak planinin bush'unkinden farkli olmadigini, ayni seyi takip ettigini duydugumda, "hepsi ayni bunlarin" demistim (anca anlayabilmisim demek, neyse bu ayri bir konu), ama al gore farkli cikti sanki, en azindan bu filmi izledikten sonra bende öyle bir izlenim birakti.

    konunun ciddiyetine ragmen, gayet komik anlari da var filmin (cünkü al gore komik bir adammis), giriste "i am al gore, i used to be the next president of the usa" gibi bir cümle kullaniyor ve böyle minik esprilerle dolu film.

    tabi asil konusu küresel isinmadir, önemlidir, insanin gözlerini aciyor bu film, "acilen bir seylerin degismesi gerek, yoksa gezegenimiz elden gidiyor" msj'lari veriyor bolca. ve bunu yaparken bir dolu güzel ve gercekci örnek kullaniyor al gore, bilgilendiriyor, acikliyor.

    bu entry'nin amaci ise bilgi vermek degil, sadece filmi izlemeye tesvik etmektir. verilmesi gereken bilgiler verilmis (deginmeden edemeyecegim, immanuel tolstoyevski beyin ellerine saglik derim) - herkes gidip izlesin, yaninda da götürebildigi kadar cok arkadas, aile, kim varsa götürsün.

    hepimiz ölecegiz, evet. ama bu bir sürü insanla paylastigimiz ve bizden sonra da "kullanilacak" olan alanlari ve maddeleri duyarsizca cöplük ve cöp haline getirmemiz gerektigini, böyle bir hakkimiz oldugunu göstermez. duyarlilik, evet, sanirim her sey burda bitiyor. lazim olmayan isiklari kapattim ben bile bak.
  • türkiyede 2 şubat tarihinde "uygunsuz gerçek" adıyla vizyona girecek belgesel film.wwf türkiye-doğal hayatı koruma vakfı geçen hafta belgeselin özel bir gösterimine ev sahipliği yapmış.anlaşılan pek çok köşe yazarı davetliymiş ki yorumlarını okuyoruz iki gündür.
  • "political will is a renewable resource" diyerek yarmış, gerçekten de izlenmesi gereken, bazı yerlerde oldukça duygusal da olan, bir belgesel.
  • sanırım dünyanın sonunun gelişinin ilk perdesi bitti. şimdi ikinci perdeye geçtik. yani dünyayı insanoğlu kritik noktaya kadar ısıtmayı başardı. bu aşamadan sonra şöyle şeyler görmeye başlayacağız. iklimlerin dengesizliği yüzünden her ülkenin tarım ekonomisi çökecek. gıdalar çok pahalanacak. havaların soğuması ile yakıt giderleri artacak. enerji şimdikinden daha da pahalı olacak. yıllardır 2 sente benzin almaya alışmış amerikalı bizden de çok panikleyecek. daha da saldırganlaşacak.
    aynı şekilde yağış dengesi bozulduğu için su da delicesine önemli olacak. şimdiden dünyanın önemli su kaynaklarına sahip olmakla övünen türkiye bile kuraklıkla karşı karşıya. mezopotamyaya giden suyu da bizim verdiğimizi düşününce... "su savaşlarına hoş geldiniz" demekten kendimi alamıyorum.
    ha bu arada dünyanın deniz suyu seviyesi belgesele göre 6 metre kadar yükselecekmiş. milyar tonluk buz kütlelerinin bir anda suya karışması dolayısıyla yeryüzünde dolaşan suyun miktarı da artacak tabi... dolayısıyla bu magma tabakasındaki basıncı da artırır diye düşünüyorum. haliyle üzerindeki kara parçalarının da salınımını tetikleyecektir. bir takım yeni depremlerin de olacağını var sayabiliriz. e zaten amerika kıtası şimdiden hiç görülmemiş büyüklükte
    tayfunlarla kasılmış... önemli ve karışık bir dönem geliyor. herkes hazırlıklı olsun...
  • al gore'un mesajını sempatik bir biçimde verdiği, seçimleri kazanamamasının dünya için gerçekten büyük bir ukte olduğunu anladığımız filmi. gore arada macbook pro'sunu izleyicinin gözüne gözüne sokmayı ihmal etmemiş ama olsun, reklamı yapılan macbook gibi içimizde ukte olmuş bir alet olsun ne diyelim... bir de filmin sonunda "komünizme karşı savaştık, bizim demokrasimiz süperdir, harikadır, bunun da üstesinden gelicez" demesi pek hoş olmamış gibi. onun dışında film harika bir belgesel.
  • filme gitmeden önce south park'ın al gore'u tiye aldığı manbearpig'i tekrar izledim. bazı haklı ele$tiri gerekçeleri olsa da, al gore'un bu filmi sadece kendisine ilgi çekmek için yaptığını zannetmiyorum. evet, olmaması gereken, n'alaka dedirten bölümler var filmde; 2001 yılı seçimlerini george w bush mahkeme kararı ile kazanması gibi. ama filmin dikkat çekmek istediği noktalar bunu geride bırakıyor...

    ben bir $ey farkettim bu film sayesinde, aklın kaçarken veya sıçarken gelmesi* sadece bize özgü bir olay değilmi$. insanlar senelerce "atmosfer o kadar büyük ki, bizim onu kirletmemiz mümkün değil" deyip durmu$. ingilizcede süper bir deyim vardır taking for granted diye, i$te insanlığın yüzyıllardır doğaya olan bakı$ını özetliyor.
  • al gore un başını çektiğini öğrendiğimde aklıma geçen pazarki south park bölümünü getiren belgesel. izlemiş olanlar bilir, adam dikkat çekmek için "insanayıdomuz" (manbearpig) diye bi yaratık uydurup insanları bundan korumaya çalışıyordu. tabii küresel ısınmayı insanayıdomuzla bir tutamayız ama merakla beklediğim bu belgeselin içinde al gore olduğunu öğrenince sağlamlığı ve objektifliği konusunda şüpheye düşmedim değil.
  • izlerken coğrafya dersi ile bir stand-up show arasında gel-git yaşamanıza neden olan otobiyografi ile belgesel arası film. "ben sadece tüketmek için yaşıyorum kahretsin, şu gezegene bir faydam yok" diyerek salondan çıkmanızı sağlayan, güzel mesajlar içeren*, hem iç karartıcı hem gaza getirici etkisi olan...

    görüyoruz ki al gore'un seçimi kazanamaması hem iyi hem kötü olmuş. iyi olmuş çünkü; kendini iyice eskiden beri ilgisini çeken bu konuya* vermiş... kötü olmuş çünkü; şu an bush yerine herhangi biri zaten daha iyi bir seçimken, al gore gibi en azından çevre bilinci hayli yüksek, barış yanlısı biri dünya için bal kaymak olurdu.
    dünyanın her yerine bizzat giderek insanları tehlikeye karşı birebir uyarmayı kendine iş edinen bu adam, dünyanın her bi yerinde 1000 defa sunmuş bu sunumu*. eriştiği noktalar iyiki ona yetmemiş ki film yapmış ve biz de izleyebilir olmuşuz.

    sunuş tarzı, vurguları, esprileri ve heyecanı ile çok başarılı bir performans sergiliyor sunuş sırasında, keşke tüm üniversite hocalarımız dersleri böyle anlatsa dedirtiyo insana...

    7'den 70'e herkesin izlemesi gereken ama izleyebilmesi için de türkçeye çevrilmesi gereken bir film. al gore'un zaman zaman hızlanan konuşmasından ötürü altyazı problemi zaten yaşanabilirken, ilköğretim derslerinde gösterilmesi dileğim için türkçe dublaj şart gözükmektedir.

    --- spoiler ---
    al gore bu filmi keşke seçim öncesi yapsaydı diyenlere cevabım; o zaman mesaj doğru iletilmezdi, antipatik gelirdi, etik olmazdı vs.
    al gore'un cevabı ise; "i don't really consider this a political issue, i consider it to be a moral issue."
    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap