• hayat mecmuası tarafından yayımlamak amacıyla istenen fotoğraftır. baba engeline takılmıştır.
  • yasasaydi da, o anin hikayesini bana kendisi anlatsaydi dedirten fotograflardandir.
  • çocuğumu gördüğüm fotoğraf. tarifi zor bir his. buruk, dingin bir memnuniyet..
  • dişlektir.ama utangaç utangaç gülümsemiştir. tıpini yidiğimin yaa...
  • sadece bir tane var. "diğerlerine ne oldu? başka yok mu?" diye sorduğum gün öğrendim, tüm çocukluğunda sadece bir tane çekilmiş.

    herkesin olduğu gibi siyah beyaz. 8 yaşındaymış. çok iyi hatırlıyor o günü. çünkü o gün babası ölmüş. siyah bir pantolon var üstünde. dizleri yıpranmış. ve beyaz bir kazak. solgun bir beyaz. fotoğraftan olmadığı çok belli solgunluğun. ve siyah çorapları. delik. tahmin ettiğiniz gibi..tahta bir sandalyede oturuyor. başka eşya yok hiç odada. ağlamış. çok ağlamış hem de. öyle hüzünlü ki bakışları... ölümü anlatıyor. daha biraz önce tanıştığı ölümü. almanya'dan tatile gelen akrabaların çocuğu çekmiş fotoğrafı.

    tüm bu hüzne rağmen sevimli bir çocukmuş babam. ne zaman görsem bu fotoğrafı tek bir şey geçer içimden; bu sevimli çocuğa sarılmak... ve babam hiç anlamlandıramaz bu ani sarılışlarımı...
  • sevimsizdir ama babaya sevimli gelir işte. en kötüsü sünnet fotoğrafı aman yarabbi.
  • 30 'lu yıllarda çekilmiş siyah beyaz bir ilkokula kayıt fotoğrafıydı. saçları sıfıra vurulmuş, insanın içini acıtan üzgün gözlerle bakmaktaydı. o çocukluğunun hikayesini hayatı boyunca hiç anlatmadı. düşündükçe hala boğazım düğümlenir.
  • benim babama ait olaninin yillardir dedemin evindeki duvarda asili oldugu fotograf.

    65 yilinda cekilmis, haliyle siyah beyaz. camurlu bir yolda dedem sirtina vurdugu bir cuvalla, kafasinda fotr sapkasiyla yuruyor. yaninda da kisa sortu ve son dugmesine kadar iliklenmis kisa kollu gomlegiyle alti yasindaki babam.

    dedemin evine gittiginde bazen gozu kayiyor o fotografa, belki bir dakika falan bakiyor dalip. ben de ona bakiyorum, kirlasmis saclarina yuzundeki cizgilere.

    izninizle, yapmam gereken bir telefon gorusmesi var peder beyle. eheh.
  • yoktur.
    çocuk olamamış, zor bir coğrafyada doğduğu için apar topar büyümüş olduğundan,
    hiç yok.

    ama şimdi çocuklar gibi şen koca göbeğiyle salıncağa binerken, kendini atlaya zıplaya denize bırakırken, annemin koca hasır şapkalarını takıp taklidini yaparkenki fotograflarını bol bol çekiyorum.

    bir nevi benjamin button bizimkisi, benimle yaşıyor çocukluğunu, sil baştan değil; ilk kez.

    benimle çocuk olan, benimle hayata doğan babam...
  • bir tane var. oldugunde 69 yasindaydi, yasasaydi 79 yasinda olacakti. 10 sene olacak bu kasim. annemlerin evinin duvarinda, gicik bir mavi duvarin uzerinde duruyor resmi. sanirim tas catlasin 4-5 yasinda. sondan bir onceki cocugu ailesinin. dedem oturmus, kucuk amcam bir esbapla kucaginda. buyuk amcam omuzbaslarini tutmus. canakkale'de surgundeyken sacma bir hastaliktan 14 yasinda olen kucuk halam, dedemin ta o zamanlarda bile cekindigi buyuk halam. babasi ile aralarindaki sorun yuzunden once vermedikleri ve hatta baskasiyla evlendirdikleri, kocasinin vefatini duyar duymaz, kendi karisini birakip kosa kosa atinin terkisine atip kacirdigi babaannem. bacaklarinin arasina sikismis, sifir trasli, ayagindaki naylon ayakkabilari acele ile ters giyilmis babam.

    insan ozluyor babasini. o sifir trasli, ters naylon ayakkabilari ile. o surgun sehrinde kendi babasinin bacaklari arasina sikismis cocugun, dunyadan ayrilisinin uzerinden 10 sene bile gecmis. dusununce, uzucu aslinda ama guzel ayni zamanda. babasinin cocukluguna soyle bir goz atabilmis sanslilardanim ayni zamanda.

    annemin hic cocukluk fotografi yok mesela. o yuzden bana hic cocuk olmamis gibi gelir. annesiz buyuyen cocuklar, cocuk kalamiyorlar galiba. annemin de cocuk oldugunu dusluyorum simdi...
    tam zamani...
hesabın var mı? giriş yap