hesabın var mı? giriş yap

  • demografi, dünya'da veya bir ülkede bulunan nüfusun yapısını, durumunu, dinamik özelliklerini inceleyen bilim dalıdır. yunanca demos (halk) ve graphein (yazmak) kelimelerinden meydana gelmiştir.

    demografi, dünyada veya bir ülkede bulunan nüfusun yapısını, durumunu, dinamik özelliklerini inceleyen bilim dalı. yunanca demos (halk) ve graphein (yazmak) kelimelerinden meydana gelmiştir. nüfusun coğrafyası veya nüfusbilim olarak da tanımlanır.

    demografi kısaca mevcut nüfusun; yaş, cinsiyet, evlilik durumu, geçim durumu, tahsil durumu gibi çeşitli sosyal ve ekonomik yönlerini inceleyen demografi; ülkelere ve bölgelere göre nüfus dağılımını ve doğum, ölüm, göç hareketi gibi gelişmeleri inceler

  • beni adamdan sayıp alacak örgüte zaten ben girmem.

    edit:
    yukarıda yer alan repliğin ferhan şensoy'un efsanevi pardon filmine ait olduğu her ne kadar sözlük camiasınca anlaşılmış olsa da, bazı yazarlar yine de filme atıfta bulunmam gerektiği yönünde uyardılar.
    düşündüm ve haklı buldum.
    işte o repliğin geçtiği sahne
    bu muhteşem filmi hala izlemeyen varsa hemen izlesin diyorum.

    debe edit:
    çok sayıda yazar arkadaş, özelden mesaj yazarak bu repliğin groucho marx'a ait olduğunu belirtti.
    zaten sözlükte de daha önce yazılmış.
    (bkz: #22508435)
    woody alllen'da annie hall adlı filminde bu repliği kullanmış.
    bilmiyorduk, öğrenmiş olduk.
    bilgilendiren yazar arkadaşlara teşekkür ederim.

  • önce eldeki 1 tl uygun bir yerde 75 adet 1 kuruş ve 1 adet 25 kuruşa bozdurulur. bu bir kuruşlar ateşte eritilir, uygun kalıpta soğutulup dövülerek ufak bir mızrak elde edilir. mızrak ile martı avlanır, iki adet dal sürtülerek ateş yakılır ve martının tüyleri yolunduktan sonra dala geçirilip ateşte pişirilir. 25 kuruşla ekmek alınır, ekmek arası martı yapılıp yenilir. afiyet olsun.

  • ayaküstü eline jilet verip traşa göndermek ney lan? şakaysa hiç komik değil, ciddiyse çok komik. bu ik'cıların psikolojisi nedense hep bozuk zaten.

  • biz bu adamların sahasında kupa kaldırdık. yaptıkları tek şey ışıkları kapatmaktı. onun da goygoy'unu çevirdik. kapa ışıkları ya da en kötü aç çimleri sulama sistemini vs. vs...

    sahaya girip, futbolculara saldırmak nedir? kendini savunmaya çalışınca da ceza vermek nedir? aksine trabzonspor'a güvenlik zaafiyetinden ceza yağmalı ve içeri giren taraftarlar da alabilecekleri en ağır cezayı almalı. soğuttunuz futboldan, mahvettiniz futbolu ulan!

    edit: "kadıköy sokaklarında polis arabası yakıldı" vs diye mesaj atmaya gerek yok. "saha içi" ve "saha dışı" olayların farkını iyi idrak etmeli. kaldı ki böyle bir olumlama söylemi de olamaz. saha içinde karanlıkta efendi efendi kaldırdık kupamızı ve yapılan protesto da uzun yıllar sürdürdüğümüz geyiğe dönüştü.

    ayrıca baydı artık özellikle trabzonspor ve beşiktaş taraftarının, sonra da diğerlerinin "biz deliyiz, her şeyi yaparız, öyleyiz, böyleyiz" böbürlenme adı altında sergiledikleri serserilik ve şuursuzluklar, deliyseniz gidin tedavi olun. 4 büyük takımdan ikisini temsil eden insanlarsınız siz, aklınızı başınıza toplayın mk.

  • bu konu ile alakalı en son fikir beyan etmesi gereken iktidar stepnesi de yorumunu yapmış.

    " erdoğan'ın kaportası delinmiş, şanzımanı dağılmış, aküsü bitmiştir"
    "zürriyetsiz"
    "şerefsizsin alçaksın"
    "kandan beslenen kafatasçı"
    "senden hesap sormazsam namussuzum"
    "erdoğan klinik bir vaka haline gelmiştir"
    "erdoğan aklı ile arasını açmıştır"
    "erdoğan kandilin yetiştirmesidir"
    "haramzade rüşvetçi"
    "be hey densiz, be hey kanun tanımaz, ahlak bilmez"

    gibi cümlelerle en büyük hakaretleri eden sen ne zaman adalet karşısına çıkacaksın?