ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
spermler arasındaki diyaloglar
-
- tikaaaaaaat firlatmaya hazirlaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaan
- haziriz komutanim!
- uuuuuuuuuuuuuuuuuuuuc ikiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii...........
- noldu komutanim?
- bilmiyorum.. general bi dur dedi
......
- tikaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaat firlatmaya hazirlaaaaaaaaaaaaaaaaan
- haziriz komutanim!
- uuuuuuuuuuuuuuuuuuc ikiiiiiiiiiiiii........ hay!
- yine nooldu komutanim?
- bilmiyoruuum.. yine dur dedi..
- allah allaaaaaaaah
- sus.. konsantrasyonu bozma.. emir bekliyoruz surda yukardan
- peki komutanim
- tikaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa-
- allaalalalalalallalalalalalalalalaaalalaaaaa
- durun! durun lan! dureagh (ezer gecerler)
- sikmisim lan emrini, klostrofobik olacaktik
(disarda)
- halil! naptin! eyvaaaaaaaaaah
- bilmiyorum necla.. hersey bi anda oldu
ölen balığımı zombiye dönüştürmem
-
olm sözlükte japon balığının yüzmeyişinin sebebini bilen yazar var lan !
çirkin eleman çalıştırmayan firmalar
-
(bkz: adnan oktar)
twitter'da dolaşan corona videosu
-
iki çok çarpıcı cümle içeren konuşmanın yer aldığı video:
"aslında bayağı kontrollü gidiliyordu ama umre işi mahvetti."
"söylendiği gibi yüzlerde değil artık, binleri buldu vakalar."
hepimize geçmiş olsun.
yoğurt değil de neden ayran tuzsuz geliyor
-
yoğurdun lezzeti tuzun belirli bir aralıkta olmasını gerektirir. ayran yapmaya çalışırken kattığın su ile yoğurdu seyrelttiğin için oranı yakalamak için biraz tuz ilavesi yapman gerekir. bu kadar basit. biraz düşüünsen çok basit aslında. basit, basit, basit!
edit: yeni gördüm. sodyum klorür'den başka tuz bilmeyen laf atmaya kalkmış. ne desem bilemedim.
yıllar sonra gelen edit: ara ara oylanıyor bu entry. kendini unutturmuyor. süt, yoğurt, ayran ilişkisinde tuzun yeri üzerine hangi tuzlardan bahsedildiğine dair bir şeyler paylaşayım.
"süt tuzları: sütteki tüm metal iyonlarını, organik ve inorganik anyonları kapsar. bu tanıma göre iyonize gruplar içeren ve katyonlarla tuz benzeri bileşikler içeren süt proteinleri de girebilir.
süt tuzlarının büyük bir kısmı serum içerisinde çözünmüş halde, bir kısmı da kolloidal halde veya yağ globüllerine absorbe edilmiş halde bulunur.
mineral maddeler sütte klor, flor, fosfor asidi, kükürt asidi, limon asidi gibi anyonlarla bileşik oluştururlar. katyon ve anyonların karşılıklı etkileriyle sütün tuz sistemi oluşur. minerallerin toplam miktarı oldukça sabittir. çok az orandaki değişiklik bile tuz sisteminde önemli kabul edilir. diğer süt bileşenleri gibi tuzlar da kandan meydana gelir. ancak filtre sistemi nedeniyle ikisi arasında miktarsal farklılık vardır.
iyonlar önem sıralarına göre aşağıdaki gibidir.
makro elementler :
katyon ( na+, k+, ca++, mg++)
anyon (cl-, po4-, so4-, hco3- sitrat iyonları)
iz elementler :
katyon (fe++, rb++, zn++, li+, cu++, ba++, co++, pb++, al+++, mo++, sn++, ct++, sr++, ti+++, mn++, ag+, v+++)
anyon (f-, j-, br-, b, si, se )
süt tuzlarının miktarları (mg/l)
sodyum - 500
potasyum - 1450
kalsiyum - 1200
magnezyum - 130
toplam fosfor - 950
inorganik fosfor - 750
klorid - 1000
sülfat - 100
karbonat(co2 olarak) - 200
sitrat (sitrik asit olarak) - 1750
kaynak : tıktık
sevgilisini aldatan kızın pişkinliği
-
bok sineği gibi tek bir yere toplanmışlar bir de. reziller.
gezip tozmalarda 36 poz hakkı olunan zamanlar
-
filmin baş tarafındaki yanık bölümün geçilmesi amacıyla ilk bir kaç pozun çok da gerekli olmayan çekimlere harcandığı, film makarasının sonunda ise "hadi yaaaa!.. bitti!.." diye hüzünlere gark oldunduğu zamanlardı. geziye gidildiğinde yanına bir kaç makara fazladan boş film almaktı. başkalarının pozlarını çektiğinde kendine de kalsın diye fotoğrafçıya "kafa + 1 sayıda basılacak usta!.." diye tembihlendiği, manzara pozlarında ise bazı şaşkın fotoğrafçıların "ulen kafa yok ama iyisi mi iki tane basayım bundan..." diyerek hesabı şişirdiği günlerdi. okul gezilerinden sonra fotoğraflar dağıtılırken para toplama ya da para verme telaşıydı. önce birer tane örnek baskı alınıp daha sonra çoğalttırılırken, "ulen bu da falancanın filanca kuzeniymiş, nerden görecem herifi bir daha?!?" deyip sayıya dahil edilmediği, sonra da o falancanın "aaaa, kuzenim için yok mu?!?" diye arıza çıkarttığı bir dönemdi.
hey gidi hey.
cenk & erdem
-
26 ğustos 2018, muhabbet hızlı ve öfkeli 5- rio soygunu.
bizim kafadarlar da filmi kendince yorumluyor :
c: bugün hızlı ve öfkeli 5 rio soygunu adlı filmden bahsetmek istiyorum.
e: hızlı ve öfkeli'nin sonuncusu taş ve sopalarla çekilecek demiştiniz doğru mu?
c: doğrudur, bunu başka şeyler için de demiştim.
e: peki diesel dostumuz oynuyor mu filmde?
c: evet, hesaplı olsun diye.
e: dizelden o kadar sürat hayatta çıkmaz.
c: devamlı yarışıyorlar ya film boyu kaç depo gitmiştir.
e: dizel öfkeli olan, hızlı olan öbürü; benzinli.
c: benzinli hızlı. bu da "beni devamlı geçiyor, ben yokuş bile çıkamıyorum." diye sinirleniyor.
işte 5. filmin tüm hikayesi bu.
kız meselesi yüzünden kafasına sıkan liseli
-
çocuklarınızı ağam, paşam diye büyütmeyin, ağa veya paşa olmadiklarini, büyüduklerinde bir kız tarafından reddedildiklerinde anlıyorlar ve sonuçları böyle ağır olabiliyor. her zaman her istediğimiz olmayabiliyor, bunun bilinciyle buyumeli cocuklar.
blu-ray
-
kaliteli bir televizyonda dvd ye göre fark yaratmadığını iddia etmek için sağlam birkaç karşılaştırma yapmak lazım. zira bırak blu-ray'i bluray'dan riplenmiş 8 gb'lık bir 1080p rip bile dvd'den kaliteli olmaktadır.
örneğin seven pounds filminin dvd9'u 5300 bitrate değerine sahipken aynı boyuttaki blu-ray'den riplenmiş 1080p video 8599 bitrate değerine sahiptir. aynı filmin 6,55 gb büyüklüğündeki 720p videosu bile 6426 bitrate değerine sahip olup dvd ile karşılaştırılınca görüntü kalitesinin üstün olduğu farkedilmektedir. orjinal blu-ray'de ise bitrate yaklaşık 12000 ile 30000 arasında değişmekte olup dvd ile uzaktan yakından alakası yoktur.
asla iyileşmeyecek çocukluk yaraları
-
13 yaşında olup 28 kişi tarafından tecavüze uğramak ve güvendiği devlet erbaplarının ona "kendi isteğiyle yaptı" demeleri. işte bu yara kapanmaz.
(bkz: n. ç.)
edit: başlık başa.
karizmatik cevaplar
-
üniversite son sınıf, arka sıradan bir kız seslenir:
-silgin var mı?
+yok. bizde hata olmaz.