ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
atatürk'ün hataları
-
bu halka güvenmek.
anneanne evindeki 30 kiloluk beton yorgan
-
kirmizi ve kaygan bir kumasla kaplanmis olmasi muhtemeldir.
boyle baklava seklinde dikili gibi, ic tarafi beyaz normal kumas ama..
sokaktaki travestiler ile diyaloglar
-
saat 23.30 civarı,dolmus duragına gidilir.yabancı bi şehirde olmanın verdigi endişe,korku vardır.uzaktan dolmusta başka hatun kişilerin oldugu görülür sevinilir.dolmusun yanına gelindiginde sevinc gursakta kalır.geri dönülmek icin hamle yapılır;
-ay nereye gidiyosun anam binsene
-yok ben ee seyy
-aaa bin hadi de dolsun,kalkalım
-ee ben yok sey
-hadi ama kocalarım bekliyor
-ee ben sey tamam o zaman
(söförün yanına oturulur)
-ahaha sen bizden mi korkuyosun
-ee ben sey hayır
-bizden zarar gelmez anam sana,sen yanındakinden kork.
(haklısın valla)
resomation
-
biocremation adıyla da bilinen alkalin hidrolizine dayalı bertaraf etme yöntemi. hani ölüleri krematoryumda yakıp külleri kalıyordu ya geriye; ha işte bu yeni yöntemde ölüleri yakmayıp bir takım sıvıların bulunduğu sıcak suda eritip insan vücudundaki doku ve hücrelerin kemiklerinden ayırıp mikromoloküler sıvılara dönüştürüyorlar. ortada bir yanma işlemi olmadığından zehirli gaz çıkışı da olmuyor ve cesetten kalanlar sadece birazcık kemik tozundan ibaret. yani bir nevi çevre dostu bir yok oluş. zaten o yüzden diğer adı bio-cremation.
ayrıca bkz http://www.muratarslanoglu.com.tr/…anatoloji/?p=309
artistlenen çocukları tek başına döven çocuk
-
birisinin kafasına tekme atmak istiyorsun. iki seçenek var. ya ayağını kafasına kadar kaldırıp vurucan ya da yüksek bi yere cıkıp kafa hizasına gelince topa vurur gibi vurucan. arkadaş zor olanı yapmış. vay amk.
debedit: aynı başlıkta hem daha çok favorilenen hem daha çok sukela alan (bkz: #50815797) no'lu entry ile onbinsekizyuzellibir james bond'a hakkını verelim lütfen.
bu şartlarda bu entry de nasıl debe'ye girmiş anlamış değilim. (bkz: debe listesine müdahale edilmesi)
amerika'da borç takıp ayrılmak
-
inşallah çıkar burdan, oraya giremez. buraya da dönemez. ortada ayazda kalmış bekçi siki gibi kalır. bi de savunmuyorlar mı "ziminindi bi cihillik itmiş". insanın kürekle vurası geliyor. bunun gibi yavşaklar yüzünden dünyada bizi adam yerine koyan yok. be amk insan evladı. hiç mi anan baban, yol gösterenin olmadı. ülke kötüye gidiyormuş da ondan amerikaya geri dönecek miş. senin gibiler yüzünden kötüye gidiyor ülke.
edit: adam entryi silmekle kalmamış, tası tarağı da toplayıp gitmiş. bi arkadaşım falan demiş ama, kendisi değilse ben de ne olayım lan.
edit 2:gitmemiş, geri gelmiş. marifetmiş gibi de taciz edip duruyor. aferim, mesai bitiminde gel de senin ve o "arkadaş"ının madalyalarını takdim edelim.
neşet ertaş
-
bundan sekiz on yıl kadar önce, yanlış hatırlamıyorsam beyaz şova konuk olmuştu. telefonla bağlananlar, stüdyodakiler inanılmaz bir sevgi ve saygı göstermişti ustaya. sanki onu ne kadar sevdiklerinin farkına varmışlardı bir anda. almanya'dan arayanlar, amerika'dan arayanlar, telefonda ağlayanlar. gecikmiş bir borç ödemesi gibiydi. gece boyunca türküler söyledi bir yandan. telefona her bağlanan, "usta, şöyle bir türkü vardı, o da senindi değil mi?" deyip türküyü istiyordu. her seferinde de daha bir mahçup oluyordu usta. sanki herkesin sevdiği o türküleri yazmış olmak ayıpmış gibi, eziliyor, kısık sesle yanıt veriyordu. arada stüdyodakiler de benzer cümleler kuruyordu. "şu da mı senindi? onu da bi söylesen?" falan. sonra telefona biri daha bağlandı. dedi ki "usta yaa, falanca diye bi türkü vardı, o da mı senindi?" usta'nın cevabı şöyle oldu: "başka sahap çıhan yohsa benim diyelim."
hani "sahap çıkan" olsa ses etmeyecek. böyle de mülkiyetten, dünya malından, egodan, kibirden muaf bir adam. güzel adam.
22 yaşındaki blog yazarına dava açan başbakan
-
bana dava açan başbakandır. bugün gerekçeli karar açıklanmış, ben de cumhuriyet gazetesinden öğrendim:
http://www.cumhuriyet.com.tr/?hn=356270
--- spoiler ---
mahkeme yargıcı mustafa kara, gerekçeli kararını açıkladı. kararda, politikacılara hoşgörülü olmaları mesajı verildi. kararda; referandum öncesinde erdoğan dahil tüm siyasi parti temsilcilerinin siyasi eleştiri kapsamında birbirlerini sık sık eleştirdiğini anımsatan kara, “siyasetin doğası gereği de bu ‘sert, kırıcı ve incitici’ eleştiler karşılıklı olarak tolere edilmiş ve hiçbir siyasi tarafından da hakaret olarak değerlendirilmemiş ve katlanılmıştır” dedi.
aihm ve yargıtay’ın düşünce özgürlüğü konusundaki kararlarına dikkat çeken kara, şunları kaydetti:
“sanığın yazı içeriği kaleme aldığı düşüncelerin ifade ve eleştiri özgürlüğü sınırları içerisinde kaldığı, siyasi bir kişilik olarak toplum önünde bulunan ve her söz ve davranışının kamunun eleştirisine açık olduğu kabul edilen müştekiye ve müştekinin genel başkanı olduğu partiye hakaret kastı ile hakaret etmediği kanaatine varılmıştır.”
--- spoiler ---
mutlu olduğum bir başka nokta da şu: benim dava, benimki gibi (sırf blog yazıları değil, twitter ve facebook paylaşımları gibi) eleştirilere açılan davalarda emsal olarak gösterilebilecek.
a101 çerezya fıstık paketinden fare çıkması
-
evet gerçekten rezalet. çünkü fotoğraftaki fare bir fındık faresidir. fındık paketinde çıkması gerekirken, fıstık paketinde çıkması gerçek bir rezalet.
edit: ugandamilliegitimbakani'nin uyarisiyla" fındık ifadesidir" olarak yazdığım "fındık faresidir" olarak değiştirildi.
4 gündür flörtleşilen kızın sevgilim var demesi
-
nezaket gösterilip günaydın diye mesaj atılmaz saçmalamayın artık. normal bir arkadaşınıza sabah uyanıp günaydın diye mesaj mı atıyorsunuz.
sevilen çizgi filmin en vurucu cümlesi
-
8 yaşındaysaniz ve aşıksaniz hayat gerçekten çok güzel