hesabın var mı? giriş yap

  • videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
    bkz: esrarengiz parmak izi
    edit: altından hangi dizi, hangi olay çıkacak akıllara sorular düşürür.
    edit 2: gökyüzünde bir anda beliren parmak izi ipucu olabilir.
    edit:3 ucu açık olay, ne olduğunu anlamak için takipte kalmak gerek.
    edit 4: soru işaretleri giderek artıyor bu yeni çağ ne zaman başlıyacak acaba?

  • iş ve yüksek lisans hayatında mütemadiyen sunum hazırlamış biri olarak şunları biliyorum.

    mümkün olduğu kadar az slayt ile çok şey anlatılmalıdır.
    slaylatlar bir çeşit hatırlatma notu olarak kullanılmalıdır.
    gözü çok yoran tonlarda ve fazla hareketli arka planlar tercih edilmemelidir.
    yazı karakterlerinin her slaytta aynı yazı tipinde ve aynı fontta olması önemlidir.
    görsellik çok önemlidir. konuyla ilgili, göz yormayan resim dosyaları ve mümkünse videolar işinize yarar.

    en kötü yanı asla tam olarak içinize sinen bir sunum hazırlayamayacak olmanız. arkadaşımın ressam olan annesinden gelsin:

    + anne bu resmin ne zaman bitecek?
    - bir resim asla bitmez evladım.

    bunun gibi bir şey.

  • vakit, sabahin körü. yer, apartmanin girisi. kahraman, karsi komsunun 5 yasindaki geveze torunu:

    - nereye gidiyosun? ise mi?
    - evet.
    - benim annem eskiden ise gitmiyodu. tövbe etmisti. ama simdi yine gidiyo. tövbeleri yamali oldu.
    - tövbeleri yamali ne demek?
    - mustafa skandal'in sarkisi.
    - mustafa skandal mi? mustafa sandal olmasin?
    - off... ben seninle konusmaktan vazgeçtim. hadi git.

  • bu zıkkımı bozdurmak için berlin tegel'de komisyon ödemiştim.

    bir kere takside 100 euro kaybetmiştim ve kendime gelmem günler almıştı. aynısını bunun için düşünemiyorum. bugün itibariyle yaklaşık 3800 tl değerinde. el kadar dikdörtgen bir kağıt. kaybediyorsun ve kaldırıma çöküp uzanıyorsun. ambulanslar falan geliyor.

    acı bir durum.

  • zerre kadar samimiyeti hissettirmemiş reklam, yok efendim “çayımı aldım karşınızda içiyorum” yok “ipad’im yanımda”, yok “kronik hastalığınız var, dikkat edin” bir de kucakta çocuk falan hani sanırsın yardım kuruluşunun reklam filmi.

  • anadolu'da köyün birinde dünyanın en yaşlı adamının haberi gelir, koşar gider haberci arkadaşlar bu amcaya. röportaj yapılır sonra bir soru sorar kız, amcaya:

    -amcacığım o kadar sene yaşamışsın, bize bir anını anlat?
    +anlatayım kızım, ben daha gençtim, bizim muhtarın eşşeği kayboldu. biz arkadaşlarla arayalım dedik, bulduk dağın başında eşşeği. amma eşşek gözümüze bir güzel geldi, orada biz onu... -derken kız susturur amcayı;
    -neyse amcacığım sen başka bir anını anlat.
    +anlatayım evladım, birgün bizim ağanın kızı kayboldu. biz hep beraber aradık bu kızı yine. sonra kızı bulduk ormanda. ama kız bir güzel, bir güzel sorma. dayanamadık bir bakalım tadın...-yine susturur amcayı kız. kıpkırmızı olmuştur ve başka bir soru sorar:
    -en iyisi amcacığım sen bize kötü bir anını anlat." der, amca hiç düşünmeden cevap verir:
    +bir gün ben kayboldum...

  • öncelikle geçmiş olsun, kendi deneyimlerim üzerinden aklıma gelen 2 olasılık var.

    en büyük olasılık: tartıştığın kişi yöneticinin torpille soktuğu tanıdığı, gidip özelden ağlamış ve olanlar olmuş.

    ikinci olasılık: tanıdığın için kontenjan ihtiyacı doğmuş, işe son giren olarak sana patlamış.

  • başlık: sevgilimin sütyenini açamıyorum yardım

    1. geçen kıza kafa attım resmen.
    anneminkilerle çalışıyorum olmuyor amk.

    2. panpa önce böyle --> <-- sonra böyle <--- --->

  • çocuk acil servisi..

    d---> doktor
    çb---> çocuğun babası

    d- kaç gündür kabız çocuğunuz?
    çb- 20-25 gün oluyo işte doktor bey..
    (doktor şok olur..)
    d- peki getirmek için niye bugünü seçtiniz acaba? bugün taş mı sıçtı?!!

  • ek: özel mesajdan arkadaşlar videoyu koymamı istediler. eklemiş olalım.
    https://www.youtube.com/watch?v=0rfolozyg5q

    edit: öncelikle problemli motorcu, kendi eklediği 1. entry'yi silmiş.

    sonralıkla: güzel kardeşim o kadın zihinsel engelli olabilir, görme engelli olabilir ve yanlışlıkla yola atlamış olabilir, hepsini geçtim o kadın futbol topunun peşinden koşturan 3 yaşında bir çocuk da olabilir. her hatalı çıkış yapan yayayı ezeceksek, işimiz iş.

    kişiler sokağa çıkmak için ehliyet almazlar.
    ama siz o araçları kullanmak için ehliyet alırsınız. o ehliyeti almak demek, bu tip durumlardan sorumlu olmanız demek. o ehliyeti alırken yolda tehlike yaratmak dışında, yolda yaratılmış tehlikelere karşı araç kullandığınız müddetçe dikkatli olacağınızı da taahhüt ediyorsunuz. o araçta olduğunuz sürece siz sorumlusunuz.

    motorcu denen problemli videoyu 1000 defa da izleseniz o kadına çarpmadan gideceği 1000 farklı senaryo üretebilirdi. ama üretmedi. üretmiyorsa o ehliyeti almayacak, teyze gibi yayan gitmeyi sürdürecek. bu kadar basit.

    bu kadar ahmak ve aptal olmayın.
    o zaman siz motorunuzla kamyonların sağından kıvrılırken kamyon şoförü sizi sağ tarafa fırlattığında da ağlamayacaksınız. kabul?

    yine bir problemli motorcu içeren kazaya ait videodaki teyzedir.

    şu videoların birinde de şu motorcular haklı olsun ulan,
    birinde de siz haklı olun.

    dobloluların okumuşu motorcu oluyor bu ülkede.
    yemin ediyorum nokta farkları yok.

    gürültü ve trafik terörü dışında bir şey yaptıkları yok.

    edit: talepler üzerine yazıdaki bazı kelimeleri değiştirdim.

  • bana can dündar'ın bir çocukluk anısını hatırlatmıştır bu acı söz.

    can dündar matbaada çalışırken, dönemin ünlü bir yazarı (adını hatırlayamadım) küçük can'ın elini sıkmak istemiş. o da ellerinin kirli olduğunu söylemiş. yazar, can'ın ellerini bulup sıkıca toka yaparak "çalışan eller kirlenmez" demiş.

    ben de hep bu şekilde düşünüyorum çalışan eller ve ayaklar kirlenmez. sedyeler fedadır sana.

  • batı toplumu ve kültüründe 1920'lerdeki 10 yıllık müzik ve moda dönemine verilen ad.

    türkçeye "kükreyen yirmiler" diye çevrilebilecek bu dönemde amerika birleşik devletleri ve avrupa'da, özellikle berlin, buenos aires, chicago, londra, los angeles, mexico city, new york city, paris ve sydney gibi büyük şehirlerde, belirgin bir kültürel eşiği de içinde barındıran bir ekonomik refah yaşanmış.

    fransa'da bu on yıllık dönem, dönemin sosyal, sanatsal ve kültürel dinamizmini vurgulayan années folles ("çılgın yıllar") diye geçiyormuş. caz müzik ortaya çıkar, flapperlar ingiliz ve amerikalı kadınların modern görünümünü yeniden şekillendirir ve art deco zirve yapar. birinci dünya savaşı ve ispanyol gribinin askeri seferberliğinin ardından, başkan warren g. harding abd için return to normalcy "normale dönüş" sözü vermiştir.

    kükreyen yirmilerin bu sosyal ve kültürel özellikleri, birinci dünya savaşı'nın ardından önde gelen metropollerde başlar ve geniş çapta yayılır. otomobiller, sinema ve radyo gibi modern teknoloji, nüfusun büyük bir bölümüne "modernite" getirir. hem günlük yaşamda hem de mimaride kullanışlılık esas alınarak dekoratif fırfırlar, saçaklar, manşetler ve incik boncukların kullanımı bırakılır. aynı zamanda, birinci dünya savaşı'nın kötücül havasına karşı caz ve dansın popülaritesi artar. zaten 1920'lerin müziği de genellikle jazz age diye tanımlanır.

    20'li yıllar, batı dünyasında milyonlarca insanın hayatında otomobillerin, telefonların, filmlerin, radyonun ve elektrikli aletlerin büyük ölçekli gelişimine ve kullanımına tanık olur. havacılık, hızlı büyümesi nedeniyle kısa sürede bir iş kolu haline gelir. hızlı endüstriyel ve ekonomik büyüme yaşayan uluslar, tüketici talebini hızlandırır ve yaşam tarzı ile kültürde önemli yeni trendlere yol açar. tüketici talebini yönlendiren yeni bir endüstri vardır: kitlesel pazar reklamcılığı. bu endüstri tarafından finanse edilen medya, özellikle spor kahramanlarına ve film yıldızlarına odaklanırken, şehir sakinleri kendi spor takımlarını destekliyor ve görkemli sinema salonları ile devasa spor stadyumlarını dolduruyordur. bir çok ülkede kadınlar oy kullanma hakkı kazanmaya başlar.

    wall street bu dönemde almanya'ya büyük yatırımlar yapar, para washington'a olan savaş borçlarını da ödemek zorunda kalan ülkelere tazminat ödemek için kullanılır. on yılın ortalarında refah iyiden iyiye genele yayılmışken — özellikle almanya'da dönemin ikinci yarısı "altın yirmiler" olarak biliniyordur — on yıl hızla sona doğru yaklaşıyordur. yatırımlara rağmen, almanya artık birleşik krallık, fransa ve diğer müttefik güçlere birinci dünya savaşı tazminatlarını ödeyemez hale gelir ve bu da abd'yi, dawes planını yürürlüğe koymaya zorlar. 1929'daki wall street çöküşü dönemi sona erdirirken, büyük buhran dünya çapında yıllarca sürecek sıkıntılar getirir.

    bu dönemin bizdeki yansımalarının izleri de sürülebiliyor. reşat nuri güntekin'in yaprak dökümü romanı yanlış hatırlamıyorsam aslında bu dönemde geçmekte ve dönemin yaşattığı toplumsal ve kültürel değişimi anlatmaktaydı. kitabın kerim afşar'ın başrolde yer aldığı 1988 dizi uyarlaması bu açıdan çok güzel bir tasvirdi. dizi trt izle'de bulunup izlenebilir. asri hayat asri hayat şarkıları sanki bir dönemin bitişinin işaret fişeği ya da marşı gibi dizi içinde sık sık duyulmakta.

    kaynak: wikipedia

  • (bkz: brawler)

    arasina bol maydanozu ve limonu da basmissam, lahmacunun hamuru da incecik ve citir citir kenarliysa deme keyfime.

    sanki yalida buyuduk mumuna koyim.

  • birkaç yıl önce trabzon'da lazer epilasyon merkezinin reklam broşürünü dağıtıyor diye adam vurmuşlardı. işte ben net tavır diye buna derim.