ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
sudan çıkıp timsah avlayan jaguar
-
diğer büyük kedilerle karıştırıldığı için yaptığı iş büyük şaşkınlıkla karşılanan jaguar.
jaguarlar dört büyük kediden biridir ancak karakteristik özellikleri ile diğer kedilerden çok farklıdır. öncelikle avını uzun veya kısa mesafeden kovalamaz. çok sık yağmur ormanlarında yaşamasından ve üstün kamuflaj yeteneğinden ötürü pusuya yatar ve tek sıçramayla avını yakalar. zaten jaguar kelime anlamı itibariyle avını tek sıçramayla yakalayan demektir.
ayrıca büyük küçük fark etmeksizin diğer kedilerin hiçbiri gibi avının boğazına da sarılmaz. jaguar tüm hayvanlar arasında, kafatası büyüklüğüne oranla en yüksek güç uygulayabilen ikinci hayvandır.(birincisi benekli sırtlandır) bu yeteneğinden faydalanarak avının kulaklarının hemen üzerinden ısırarak kafa tasını kırar.
son olarak, o gördüğünüz timsah, belgesellerde izlediğiniz nil timsahı değildir. zaten nil timsahı jaguarın yaşadığı coğrafya olan amerika'da da bulunmaz. o gördüğünüz caimandir. ağırlığı ortalama 70 kg olup, ağırlığı 140 kg'ye çıkabilen jaguar için standart avlardan biridir.
avlanma sahnesi değerli ve ender görülen bir sahnedir çünkü jaguar çok iyi kamufle olan bir kedi olduğundan ve yaşadığı ormanlarda çok sık bir bitki örtüsü olduğundan, jaguar avına ender rastlanmaktadır. bu yüzden aslanlar, çitalar veya leoparlar gibi yüzlerce belgeseli bulunmaz. ana konusu jaguar olan zannedersem 4 belgesel var. bu da o belgesellerden biri olan 'der jaguar - das phantom des dschungels' belgeselinden bir kesittir.
19 nisan 2019 recep tayyip erdoğan açıklamaları
-
kamuoyu araştırmalarından gereken cevabı aldığını göstermiştir.
1 nisan'dan beri söylüyorum; seçimi tekrarlatmak akp'ye sadece oy kaybettirir.
bunun alt yapısını yapıp anket şirketlerine gizliden nabız yoklattılar ve tutmadı bu sefer.
halk "bir dur bakalım" dedi.
istanbul hayırlı olsun!
hayırlı olsun türkiye!
hayatta öğrenilenler
-
anne ve babanı asla ihmal etme!.
onca yıl evrimden sonra sabahları hala işe gitmek
-
günaydın, dünyanın gelmiş geçmiş en büyük saçmalığı. lan sen binlerce yıl evrim geçir en üst yaşam formuna dönüş ama hala yaşamak için çalışmak zorunda kal. hadi çalışmasını da geçtim, en azından metrobüse binmek zorunda olmasaydık arkadaş en azından buna insan gibi bi' çözüm bulsaydınız. yoksa binlerce yıl önce sabah uyanıp mağarasından tarlasına yürüyerek gidip buğday tohumu eken atalarımızdan ne farkımız var allah aşkına, aradaki en büyük fark yürüyerek değil de metrobüsle gitmemiz mi? yazıklar olsun. evet.
yeşilçam'ın en güzel kadını
ubik
-
zamanının (hatta bizim zamanımızın da) çok çok ötesinde bir kitap. sinemada ve edebiyatta klasik eserleri okumaya/izlemeye kalktığınızda çoğu zaman bayatlık hissiyle karşılaşırsınız. belki eser çok büyüktür, önemlidir ama yıllar boyu o kadar çok kopyalanmıştır ki o taze orijinalliği dejenere olmuştur. güncel başarılı takipçileriyle kıyaslandığında çok basit kalmıştır ve ilginizi çekmez. misal orwell ın 1984ü, r. scott ın blade runnerı, kubrick in 2001*i gibi. bazıları da vardır, ilk çıktığında hem orjinallikleri ile yeni kapılar açarlar, hem de o kadar komplekstirler ki kendilerini kopyalanamaz yaparlar. çıkış noktalarındaki orjinal fikri en iyi şekilde işlemişler, olabilecek en uç noktalara taşımışlardır zaten. böyle eserlerle 50 yıl sonra bile karşılaşsanız ilk anki etkileyicilikleri ile size hitap ederler.
tıpkı kurosawa nın rashomonu, lumet nin 12 angry meni, tolkien in lord of the ringsi gibi. ubik de böyle bir kitap. insan ilk okuğunda eserin 46 yaşında olduğuna inanamıyor. koy günümüzün en başarılı bilimkurgu eserlerinin yanına sırıtmaz.
antu.com
-
trabzon maçı görselinde şimdiye kadar hiç forma giyme şansı bulamamış oyunculara şans vermiş oluşum.
edit: haftanın en beğenilenlerine girmiş madem "bunun olayı nedir" diyenler için görseli de verelim:
http://s14.directupload.net/…es/111215/3soqucug.jpg
son edit: görsel de uçmuş gitmiş. anladığım kadarı ile bulma şansımız da yok. o halde yalnızca bu olayı hatırlayan efsane nesilin anlayacağı bir entry oldu bu.
isp müşterisi tripleri
-
müş. benim sayfalarım gelmiyo
ben. şu an yurt dışı çıkışımızı sağlayan uydudan kaynaklanan bir sorun var efendim
müş bi ilgileniverseydiniz siz
ben. şey uydu uzayda efendim
müş haa tamam o zaman
ilber ortaylı'nın harf inkılabı yorumu
-
- yani bana şimdi adnan sadık erzi falan deme...
bence zaten demeyecekti öyle bir şey
o kapı açık olsa biri tecavüz etse niye açık denir
-
"o kapı niye açık" denmez. "niye güvenlik yok" denir. anca akılları tecavüze çalışır bunların. hep birlikte görüyoruz zaten.
ramazanda erzurum meydanında rakı içmek
-
ilk atandığım zaman bana bir hikaye anlatmışlardı 7 sene erzurum’da görev yaptım .
kimisi bunun fıkra olduğunu söylüyor ama 7 yıl sonunda bende bu hikayeyi yaşadıklarımın özeti olarak görüyorum.
hikayemiz şu;
mahallede iftardan sonra 2 genç parkta içki içtikleri iddasıyla üzerlerine iftira atıyorlar . gençler bunu inkar ediyor ama ocaklardan sağdan soldan toplanan elemanlar parkta içki içiliyor mevzunu duyan geliyor.ve linç girişimine dönüyor polis tomayla müdahale ediyor fakat kimin taraf kimin mağdur olduğu anlaşılamıyor , kafa göz dağılmış 3-5 kişi var ve herkes mağdur durumda herkes şikayetçi.
hastane’de tedavi altına alınan kişilerle beraber 21-22 kişi olaya karışıyor . sonun savcı alkol testi yapın çıkan iki kişi mağdur diğerleri saldırgan taraf olabilir diyor.
fakat hastanede kanında alkol tespit edilen 7 kişi çıkıyor.
yane iftar saati parkta içki içtiği iddia edilen kişileri içki masasından kalkan 5 kişi daha dövmeye gidiyor.
işin saha kötü senaryosu içki içmeyen iki genci içki içtiği gerekçesiyle 7 sarhoş dövmeye gidiyor ramazan da nasıl içki içersiniz diye.
bu da böyle bir anım.