hesabın var mı? giriş yap

  • şu yemek talebi konusunda söyleyeceklerim var.

    yemek yapabilen erkek normal zekada bir insandır. çünkü yemek yapmak ''ben beceremem ya'' denilecek kadar komplike bir olay değil. bunu gerçekten deneyip de başaramayanın zekasından şüphe ediyorum şahsen. kendisini bir kadından her daim daha akıllı gören erkeklerimizin iş yemek yapmaya gelince gerizekalıya bağlaması çok komik. bir soğan ya da domates doğramak ne kadar zor olabilir? kabuğunu soy, tahtaya yatır, ufak parçalara böl. ''pembeleşinceye kadar ne demek lan asfdhajsfha'' falan filan... arkadaşlar niye hayatınızda hiç çiğ soğan görmemiş gibi davranıyorsunuz? rengi beyaz. ateşin üzerinde durdukça rengi koyulaşıyor, bu kadar basit. einstein olmak gerekmiyor yani.

    önüne bir bidon koysak, içine tuz atsak, eline de bi sopa versek, şunu bi karıştır bakalım desek, ay ben hiç yapamam beceremem mi diyeceksiniz? tenceredeki şeyleri karıştırmak bundan zor değil. kaldı ki internet çağı, bin tane yemek tarifi veren site var. satır satır yazmışlar. iki domates, üç soğan, bir kaşık salça bilmem ne. okumanız mı yok yoksa okuduğunuzu anlamak mı zor? e videolar da var? izle öğren kardeşim. bi havalar bi tripler, sanki evde asrın buluşunu yapacak da izin vermiyorlar gibi bir kaf dağından bakmalar... ama daha iş saçma sapan bir taze fasulye yemeği yapmaya gelince topuk. hangi malzemeden ne kadar, nasıl ve ne zaman kullanacağın yazıyor, neresini anlayamıyorsun hayret ya. ''bir su bardağı su ekleyin'' mesela, harbiden de çok anlaşılmaz bir cümle değil mi?

    şahsen ''o kadar çalışıp bi de erkeğe yemek mi yapıcam'' gibi tripleri saçma bulurum. evde başka bir insan olmasa da zaten yapacaksın. tek kişilik değil, iki kişilik yapacaksın yani çok öyle aman aman bir zorluk yaşamayacaksın. fakat karşındaki tip ''vaktim olsa bile ben elimi sürmem yemek işine, o senin görevin, burası amerika mı?'' gibi şeyler söylüyorsa, ''erkeğin yemek yapması kültürümüzde yok'' ayağı çekiyorsa, üzerine bir de ''kadın da çalışmalı, hayat müşterek'' diyorsa işte kardeşim onun önüne bayat ekmeği ıslatıp koyacaksın. hayvan evladına bak. işine gelince hayat müşterek, işine gelince örfümüz töremiz... e o zaman bu toprakların diliyle konuşayım, sen ne biçim bi errrrkeksin? nasıl yetersizsin ki eşini çalıştırıyorsun, kadının eline bakıyorsun maddi olarak? kadın çalışıp eve para getirmek zorunda mı? babandan böyle mi gördün? tamam annen evi harika çekip çeviriyordu da harbiden çalışıyor muydu bir de dışarda? hem işyerinde çalışıyordu, hem evde çalışıyordu, her şeye de yetişiyordu, al bu da sana kapak olsun diyorsan da babadan oğula nesilsiniz galiba. o zaman da annene acımıyordun muhtemelen. neyse... madem kültürümüz, sen hem karına hem çocuklarına bakmakla yükümlüsün. sen dışarı işlerini halledersin, kadın da ev işlerini. hayat böyle müşterek olur.

    evde iki kişi de çalışıyorsa, yani toplumda senin görevin olarak görülen eve para getirme işinin altına kadın elini koymuşsa, senin görevini paylaşıyorsa, sen de toplumda kadının görevi olarak görülen yemek, temizlik, çocuk bakımı vs. gibi şeyleri kadınla paylaşacaksın. ha iş haftanın üç günü yemeği sen yap, dört günü ben yapayım gibi ev arkadaşlığına dökülmez de ne olur işte sen de süpürüp silme işlerini alırsın üzerine. ne bileyim bulaşıkları makineye yerleştirirsin falan. sofrayı kurarsın vs. mutlaka yapabileceğin bir şey vardır. daha bunlar için ''yapamıyorum, anlamıyorum'' diyorsan da merak ediyorum, aptal mısın, vicdansız mı, yoksa uyanık mı? ağzını açınca cak cak türk kızı şöyle, türk kızı böyle... sen nesin? sen önce bi kendine bak, kadın seni ne yapsın? böyle olmana rağmen bir kadın seni el üstünde tutuyorsa öp başına koy. daha da tatava yapma bir şeylere. elin işlemiyor bari çenen kapalı dursun. yıldık senin sonu gelmeyen beklentilerinden, komplekslerinden, dırdırından. iki dakika huzur ver.

  • büyükbaba paradoksu denilen paradoksu çözmek için ortaya atılmış möbius zaman akışı hipotezi'nin iddialarından biridir. her ne kadar fiziksel gerçekliğe sahip olduğu hakkında hiçbir delil olmasa da oldukça keyifli ve insanı düşünmeye zorlayan bir hipotezdir bu.

    bu hipotezin ne olduğunu anlayabilmek için öncelikle zaman akışı ve möbius şeridi kavramlarının ne olduğunu bilmek gerekir.

    zaman akışı dediğimiz şey basitçe olayların nedensellik ilkesi ile, yani sebep sonuç ilişkisi doğrultusunda, tek yönde ilerleyecek biçimde sıralanmasıdır.

    diyelim ki bir kağıt var ve biz bu kağıdın üzerine olayları geçmişten geleceğe doğru sıralıyoruz. bu durumda zaman tek bir yöne doğru akacağından bu düzlem üzerinde geriye gitmek mümkün olmaz. çünkü düzlemde geri gidebilirsek, gerideki olayları değiştirebiliriz. eğer gerideki olayları değiştirebilirsek de zamanda geriye gittiğimiz noktayı değiştirmiş, yani zamanda hiç geri gidememiş oluruz. bu durumda zamanda geriye gitmek bir paradoks yaratır. bu paradoksa da büyükbaba paradoksu denir.

    büyükbaba paradoksu basitçe zamanda geri gitmenin imkansız olduğunu gösteren bir paradokstur.

    bu paradoks şu şekilde işler:

    ben diyelim ki x yılında doğuyor ve y yılında zamanda geriye gitmeyi mümkün kılan bir zaman makinesi icat ediyorum. y yılında bu makineyi kullanarak dedemin henüz çocuk olduğu tarihe gidip dedemi öldürüyorum. dedemi öldürdüğüm için annem doğamıyor. annem doğamadığı için x yılında ben doğamıyorum. x yılında ben doğamadığım için de y yılında zaman makinesini icat edemiyorum. böylelikle benim y yılında zamanda geri gidebilmemi sağlayacak bir zaman makinesi icat etmem imkansız oluyor.

    bu zaman çizelgesinin yazılı olduğu düzlem şu şekildedir: görsel

    bu kağıt üzerinde yalnızca soldan sağa doğru ilerleyebildiğimizi ve başka hiçbir yöne gidemediğimizi hayal edelim.

    peki eğer kağıt üzerinde yalnızca tek bir yönde hareket edebiliyorsak, o zaman nasıl zamanda geri gitmemiz mümkün olabilir?

    bunu yapabilmek için zaman akışının yazılı olduğu düzlemi bir möbius şeridine çeviriyoruz.

    möbius şeridi topoloji derslerinin en başında anlatılan ve oldukça ufuk açan bir kavramdır. möbius şeridi basitçe tek bir yüzü olan kağıt olarak hayal edilebilir.

    bir a4 kağıdı düşünelim. bu a4 kağıdının ön tarafında size bakan bir yüzü, arka tarafında ise sizin baktığınız tarafa bakan bir yüzü bulunacaktır. yani a4 kağıdı ön-arka yüz olarak toplam 2 yüze sahip olacaktır.

    ancak eğer bir a4 kağıdını möbius şeridi oluşturacak biçimde döndürürsek, bu durumda bu kağıdın yalnızca bir yüzü olacaktır.

    möbius şeridi

    bunu yaptığımızda sadece tek bir yönde ilerlesek bile bir döngü oluşturacağımızdan, zamanda ilerlemek aynı zamanda, zamanda geriye gitmek anlamına da gelecektir.

    yani eğer biz zaman çizgisini bir möbius şeridi olarak hayal edersek, tek bir yönde ilerlesek bile aynı anda hem geçmişe doğru hem de geleceğe doğru ilerlemiş oluruz.

    şimdi zaman akışını yazdığımız düzlemi bir möbius şeridi olarak hayal edip olayları tekrar değerlendirelim.

    ---> ben x yılında doğuyorum ---> y yılında zaman makinesi icat edip geçmişe gidiyor ve dedemi öldürüyorum ---> dedemi öldürdüğüm için annem doğamıyor ---> annem doğamadığı için x yılında ben doğamıyorum ---> ben doğamadığım için y yılında zaman makinesini icat edemiyorum ---> zaman makinesini icat edemediğim için geçmişe gidip dedemi öldüremiyorum ---> dedemi öldüremediğim için annem doğuyor ---> annem doğduğu için x yılında ben doğuyorum ---> x yılında ben doğduğum için y yılında geçmişe gidip dedemi öldürebiliyorum --->

    bu döngü sonsuza dek devam ediyor ve döngünün hiçbir yerinde zaman akışında ilerlediğim yönü değiştirmem gerekmiyor.

    bu olayı yukarıdaki gibi anlamak zor olacağından ve ben 3 boyutlu resim çizip bu olayı gösterme yeteneğine sahip olmadığımdan möbius şeridi üzerinde olayı gösterdiğim 36 saniyelik bir video çektim: möbius zaman akışı

    bu olay aslında fizik ile ilgili değil, matematiğin nelere kadir olabileceği ile ilgili bir düşünce deneyinden ibarettir. yani aslında geçmişe yolculuk fizik kanunlarınca değil, matematik evrenindeki bir düşünce sisteminde mümkündür.

    ileri okuma için:

    möbius şeridi wiki

    topoloji wiki

    möbius zaman yolculuğu

  • bazı yerlerde: "bilmem kaç bin tane, üst düzey, birinci sınıf yazılım mühendisinin ürünü elbette güzel olacak" falan deniyor, çok komik... sanki bundan önceki windows'ları microsoft'un çaycısı kodluyordu.

  • ş: şık giyimli abi
    ş: şopar dilenci kadın

    ikisi de ş olduğu için diyaloğun gelişinden anlayacaksınız kim kim.

    ş: abi be allah rızası için be abim be, güzel abim bi ekmek para....
    ş: hayır sokaktaki dilencilere para vermiyorum ben.
    ş: oldu ben büro açayım

  • muhaliflere inat başaracakmışlar.

    füzenin arge ekibi odtülü solcular mı yoksa imamhatipliler mi bir araştırın önce.

    siz hiçbir şey başarmıyorsunuz, sadece bize köstek olmadığınızda ortaya füzeler helikopterler tanklar çıkıyor.

  • daha da önemlisi zifiri karanlık bir yeraltı mezarlığında bulunmuştur. bu iki anlama gelir, 3 milyon yıl önceki atalarımız ölülerini saklamayı akıl etmişler ve zifiri karanlıkta yollarını bulacak birşeyler keşfetmişler. ateş'in 1.5 milyon yıl önce bulunduğu sanılıyordu, bu keşifle ateşin 3 milyon yıl önce bulunmuş olması ihtimal dahilinde.

  • abd'de 11 bin bina yıkılsa ilk önce sorumluları kazığa oturtup göndere çekerler, milli yas ilan edip yarıya indirip arama kurtarmaya öyle devam ederler.

    o yüzden boş bir soru.