ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
çocuklarla girilen komik diyaloglar
-
arkadaşın ablası hamile ve bebeğin erkek olacağı belli olmuş, isim düşünülüyor. ailenin aklında modern isimler var ama abla olacak olan 3 buçuk yaşındaki kızlarına da fikrini soruyorlar:
+ berencim ne olsun kardeşinin adı?
- bilo olsun
+ başka bir şey mi olsa acaba?
- erkek bilo olsun o zaman
günlerce gülünmüş eğlenilmiş ama... bebeğin doğmasına günler var şimdi. arkadaş ablasıyla telefonda konuşurken bilo nasıl diyor, annesi bebek eşyası alırken bilo'ya aldım diyor vs. sanırım çocuğun adını kaan falan koyup aile içinde bilo diye çağıracaklar. pardon erkek bilo.
arabasızlık
-
lanet olsundur..hep birilerine muhtac olmaktır. her ne kadar toplu taşıma veya taksi kullansan da bazi durumlarda hep birilerinden iyilik beklemektir sonunda teşekkür üstüne teşekkür etmektir.yorulmaktir vesselam.
sınavlarda verilmiş en kötü yanıtlar
-
i.u. iktisat fakultesi turkce butunleme sinavi (360 kisilik siniftan sadece 5 kisi var):
"cimlere uzanmis,
gokyuzunu izliyor
icinde bir huzursuzluk vs. "
diye giden bir siire, "baslik bulun" diye embesil bir soru vardi.
bende "islak cimlere uzanmis adamin birikmis gazi" diye bir baslik yazdim. asistan gezerken gordu, guldu
"ama kalirsin" dedi, bende "ama deger" dedim.
kaldim gene
istanbul valiliği tarafından yapılan bomba uyarısı
-
tam ortadoğu ülkesine yakışır hareketler bunlar. kan var, gözyaşı var, bombalar da tamam. çoluk çocuğun suçsuz yere öldürülmeleri de mevcut. e hani benzin niye hala ucuzlamadı oc ları?
decimation
-
genelde savaştan kaçan birlikler için kullanılan ceza yöntemi. askerler 10'ar kişilik birliklere ayrılır. 10 kişiden en kısa çöpü çeken decimate edilir. diğer askerler kampın dışında kalırlar ve birliğe verilen standart faydalanamazlar. mesela buğday yerine yulaf yemek zorunda kalırlar. spartacus war of the damned 4. bölümde marcus crassus tarafından kendi askerlerine uygulandığı oldukça başarılı bir şekilde gösterilmiştir. roma'da uzun bir süredir bu cezalandırma yöntemi, savaştan kaçan askerlere uygulanmış ve askerlerin spartacus'ten çok komutanlarından korkmasını sağlamıştır. 3. köle isyanının bastırılmasında önemli bir yeri vardır.
adana'da bar girişinde çıkan akıl almaz kavga
-
adana'da bir kavganın akıl almaz olması için medeni bir şekilde sözlü bir tartışma şeklinde olması gerekir.
eboue'ye dalmak için sahaya giren beşiktaşlı reyiz
-
sabrinin hafif dokunmasıyla kendini yere bırakmıştır. penaltı bekliyor sanırım..
dünyanın en kısa bilimkurgu hikayesi
-
yazarini hatirlamiyorum ama hikaye $oyleydi: "tum dunya nufusunun yokoldugu buyuk sava$tan sonra hayatta kalan tek ki$i evde oturmaktadir. kapi calar."
17 yıl sonra gelen edit: fredric brown'ın knock isimli hikayesiymiş.
beşiktaş
-
günden güne büyüyen bir ailedir, ailemdir
23 temmuz 2015 ışid hedeflerinin vurulma anı
-
istiyor ki türkiye pkk, ypg ve diğer kollara dokunmasın sadece ışide saldırsın.
baba'nın malı ya tsk, işi gücü bırakacak terörist pkk ve yan kolları için savaşacak. oldu paşam, başka arzun?
bu görüntülere dikkatle bakın. çok dikkatle bakın ve orada hareket halinde olan terörist ışid mensuplarını göreceksiniz. yalandan yapılan bir operasyon değil, gördüğünüz gibi teröristlerin başına füzeler inmiş. hem de %100 isabet oranıyla. ellerine sağlık ordumuzun.
dikkatle izleyin, yakında benzer şekilde sizin de kafanıza o füzelerden inecek. %100 isabet oranı ile darısı pkk ve tüm kollarının başına.
kış saati uygulaması
-
işe mi gidiyoruz şafak operasyonuna mı belli değil.
ömer aşık
-
ömer aşık'ı ilk 2004 senesinde sahada görmüştüm. o zaman okuduğu istanbul ticaret üniversitesi takımında oynuyordu, daha doğrusu oynamaya çalışıyordu diyelim. devamlı aynı kategoride bulunduğu için bizim üniversite ile, 2004-2006 arası her sene maçımız oldu istanbul ticaret'e karşı.
burda da yazılmış, "basketbola geç başladı", "hızlı gelişti" şeklinde. ama bu "hızlı gelişim"in ne kadar hızlı olduğunu insanlar tam net bilmiyor. onu anlatmaya çalışacağım.
2004'te ilk gördüğümde, yürümekte ve koşmakta zorlanan, pozisyon alırken nerde duracağını tam bilmeyen, ama rebound sezgisinin iyi olduğu her halinden belli bir adam vardı. uzun eksikliğinden 195 boyumla ömer'i tutmak zorunda kalırdım ama aradaki 15cm farka rağmen beklediğim kadar zorlanmazdım.
2005'te gördüğümde gözle görülür bir fark vardı. adamın yürüyüşü bile değişmişti. reboundlarda artık çok daha etkili, yavaş yavaş post-up oyunlarını geliştirmiş, her fırsatta smaç kovalayan bir ömer vardı. hafiften bünyemi zorlamaya başlamıştı koskoca okulda nasıl uzun olmaz, ben niye 3 numara halimle bu adamı tutuyorum lan diye içten içe isyan etmeye başlamıştım. ama yine de 10 sayı civarında tutabiliyorduk.
hatta maçı kaybettik, bizim hoca da maç sonu "ulan bu iki garibim tuttu 210'luk adamları, siz bi guardı tutamadınız maç gitti." şeklinde azarlamıştı bizim guardları. bizi garip olarak nitelendirdiği için üzülsek mi, ömer'i tuttuk diye sevinsek mi bilememiştik.
2006'da artık üniversite ligi seviyesi için fazla olmaya başladı. zaten hem sayı hem rebound krallığında direk tepeye oynuyordu adam, bunun üstüne iyice özgüven sahibi olmuştu. o yüzden iyice domine etmeye başladı bizi. biz de hafiften ağlamaya başladık, "ya bu eleman 2 sene önce zor yürüyordu nasıl böyle oldu bir anda" diye.
daha sonra ben mezun oldum koptum basketboldan. 2008 gibi baktım ömer, türkiye'yi domine ediyor. şimdi sıra nba'de...
mip ödülüne yakın olduğu söyleniyor. bence adamın most improved player ever ödülünü alması lazım. 8 senede "yürüyemeyen, top tutamayan ömer"'den, "dünyadaki sayılı pivotlardan ömer"'e evrildi adam.
(bkz: respect)